Titreyen parmaklarımın arasında duran beyaz kağıt, ufak mutluluklarım gibi ufak kırgınlıklarımı da alıp götürmüştü içimden. Gözümden, elimin üstüne düşen bir damla kendime gelmeme neden olmuştu. Hızlıca kağıdı çantamın içine atıp telefonumu aldım ve sınıftan çıktım. Yangın merdivenine gelince arkamdan kapıyı kapatıp, titremesi durmak bilmeyen ellerimle telefonumu açıp, çağrı geçmişinde en eski tarihe gidip, babamın beni en son buraya gelmeden önce aradığı numarayı aradım. Bu işi daha fazla kendime saklayamazdım. Yardıma ihtiyacım vardı. Ben neysem de, benim yüzümden başkalarına zarar gelmesine müsaade edemezdim. Hele ki, bu birileri sevdiklerimse. Telefonu kulağıma götürdüğümde, en son duymak istediğim şeyi duydum. 'Aradığınız numara kullanılmamaktadır.' derin bir nefes alıp hayal kırık

