Çiçek'ten
Esen rüzgar yüzüme vururken oturduğum ağacın dibinden usulca kalktım.Kafamı kaldırıp kaybolan güneşe baktım. Kısık aydınlığı kendini az sonra karanlığa bırakacaktı. Adımlarımı hızlandırıp yorulan bedenimi biraz daha zorladım. Eve gitmeye çalışıyordum. Ben gidene kadar bir öğün yemekle durmuştur diye düşünüp yengem ve dayımın bu kadar merhametsiz oluşunu anlamaya çalışıyordum.
Öyle derin dalmışım ki önüme kadar gelip duran arabayı fark etmemiştim. Kenara çekilerek kafamı öne eğdim lüks bir araçtı kim olduğunu bildiğimden adımlarımı hızlandırdım. Duran arabadan inen bedeni yanımda hissedip biraz daha hızlandım.
" Ne o Çiçek yüzüme de bakmazsın."
Gaffar ağanın sesi kulağıma gelirken bedenime korku çoğalmıştı buralarda kadının hiç bir suçu olmasa bile adamla konuştu der laf söz ayyuka çıkardı.
" Gülüm! Sen bana bir he de bu tarlalara hanım ol."
Arkamda bana seslenen adama dönüp yüzüne bakmadan konuştum.
" Senin haremine girmeyeceğim Gaffar ağa var git yoluna."
Tekrar önüme dönüp yoluma devam ederken hâlâ uzakta da olsa sesi duyuluyordu.
" Gör bak! Seni alıp, haremimin hanım ağası yapacağım."
Adımlarımın hızını kesmeden yürümeye devam ettim. Eve geldiğimde dayımın ayakkabısı evde olduğunu gösterirken hızla annemin yanına çıktım. Beni görür görmez yüzünde gülümsemesi büyüdü halime üzüldüğü çok açıktı. Yine o yeşilleri ıslanmıştı.
" Dayem ben geldim şimdi yemeğimizi hazırlar gelirim." Diyerek yanağından ötüm. konuşmasını bile beklemeden yanından ayrılıp banyoya geçtim. Çok giyecek elbisem olmazdı komşuların verdikleriyle idare ediyordum. Kirli elbisemi çıkarıp banyada işlerimi hallettim. Annemin yanına uğramadan hemen mutfağa geçtim.
" Geldin mi kız? Yıka şu bulaşıkları." Diyerek eli belinde yengemle tezgahın üzerindeki sanki ordu yemek yemiş gibi kirli tabaklarla bakışırken şaşırarak sordum.
" Akşama kadar evde ordu mu beslediniz? "
" Dil maşallah...Çok konuşma yıka sonra da dayının yanına git sana diyecekleri var. "
" Annemin yemeğini verir dediklerini yaparım yenge." Diyerek işe koyulmuştum.
Annemle birlikte yemeğimi yiyerek indim. Mutfağı da toparlarken dayımın gür sesi küçük evimizin duvarlarına çarpıyordu.
" NERDE KALDI BU KIZ, GEL DEMENİN NESİNİ ANLAMADI."
Sessizce mutfaktan çıkıp evin salonunda sedirde elinde tesbihle oturan adamın önünde durup ellerimi bağladım.
" Buyur dayı." Derken sesimde korku vardı.
Elindeki tesbihi iki parmağının arasına almış bana uzatıp sallayarak konuştu.
" Başına talih kuşu kondu talih."
Ne demek istiyor diye anlamadığımı belli edecek birşekilde baktım.
" Gaffar ağa geldi, seni istiyor reşit değil dedim. Anası imza atarsa olur diyor. Bak iki tane nikah kıyacak sana. Kıymetini bil gız."
Kaşlarımı çattım dayımın dediklerini kulağı duyduğunu sanmıyordum zira adam kırk üç yaşındaydı iki tane de imam nikahlı karısı vardı.Annem böyle birşeye asla izin vermezdi içim rahattı ama ya ölürse bunlar beni düşünmeden o harem ağasına üçüncü kadın diye verirlerdi.
" Hâlâ anlamıyor ne dik dik bakıyorsun? Gaffar ağaya da böyle bakma adam koskoca KERİMOĞLU aşiretinin ağası, saygıda kusur edilmez."
Sesimi ayarlayıp saygısızlık etmeden kuracağım cümleyi düşünüyordum.
" Ben evlenmek istemiyorum dayı, hem annem de izin vermez , adam ben den yirmi altı yaş büyük ben onun kızı yaşındayım. " Dedim.
Dayım sinirle ayağa kalktı sertçe kolumdan tutarak yüzüme kükrer gibi konuştu.
" Lan senin beynin almıyor mu? Ne zamana kadar bakacağım ben hasta ananla sana ha? "
" Sen bakmıyorsun ki ben bakıyorum anneme de kendime de."
" LAN SENİN DİLİN Mİ AÇILDI." Diyerek bağırıp yüzümde hissettiğim eliyle yere doğru savrulmuştum. Hızını alamayıp şalımın üstünden saçımı kavradı yüzümü yukarı kaldırarak devam etti.
" Bu iş olacak duydun mu lan? Hayatımız kurtulacak diyorum. Ananı sen ikna edeceksin yoksa anan da sende kapıda bulursunuz kendinizi."
" Bak inat etme Gaffar ağa sen ne desen yapacak. Söylersin ananı da doktora götürür."
Yengemin kendince ikna çabası dayıma göre daha iyiydi yumuşak karnımı biliyor oradan vuruyordu.
" Olmaz! Annem duymasın çok üzülür, ölür kahrından." Dedim.
Dayım, beni hızla ileri ittirp daha da sinirlendi.
" O anana söyle hazırlasın kendini ben sözü kestim evleneceksin. Reşit olana kadar imam nikahı kıyalım dedi. Razı olmadım iki nikahla alıp gidecek anan imzalarsa anında kıyarım nikahı dedi."
Tekrar sedire oturup devam etti. " İmam nikahıyla söz hakkımız olmaz ondan sebep o ananı ikna et."
Dayıma sertçe bakıp " Çalışırım dayı daha çok çalışırım söz ama evlenmem o adamla." Dedim.
" VAHİDE!! al şunu bir yere kapat iki gün ekmek aş verme aklı başına gelsin."
Yengem kolumdan tutup beni her zamanki kapattıkları yere ardiyeye götürmeye çalışırken sesimi çıkara bildiğim kadar bağırdım.
" Dayııı... Dayı Ne olur kapatmayın oraya...! Nefes alamıyorum ben orada.. Lütfeeen!!! "
Yengemin önünde diz çöküp onada yalvarıyordum.
" Yenge ne olur korkuyorum nefesim kesilir gibi oluyor. Hem annem, o ne yapacak? Ne olur yenge!!! Karanlık çok karanlık orası... "
" Bu akılla gidersen daha çok oralara kapatılırsın. "