bc

KAÇIŞ +18 Türkçe

book_age18+
11.1K
TAKİP ET
51.6K
OKU
murder
dark
sex
curse
poor to rich
virgin
addiction
passionate
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Dudaklarını genç kadının boynundaki çukura bastırdı. Oradan ayrılmayı hiç istemese de Firuze'yi ürkütmemek adına geri çekildi. Elini genç kadının sırtında aşağı yukarı indirip, "Burada olduğun için mutluyum," dedi tüm samimiyetiyle.

"Ben de, benim için geldiğini biliyorum bu yüzden mutluyum."

"İş bahanesini yutmadın sanırım?"

Kaşlarını yukarı kaldıran Firuze dilini damağına vurduğunda sırıttı genç adam. "Tahminimden daha fazla zekisin, zeki kadınları her zaman çekici bulurum." Kalın kırmızı dudaklarını büzen Firuze, "Teşekkür ederim," dedi.

"Biraz cesaretin olsa seninle mutlu olabileceğimiz vakitler geçirebiliriz."

Elini genç adamın kolunun üzerinde sürten Firuze, "Nasıl vakitler?" dediğinde dişlerini sıkan genç adam elini ince bele bastırıp Firuze'yi göğsünün içine katmak ister gibi kendine bastırdı.

"Sen kendini bana bırak, sana gösteririm."

Ellerini genç adamın ensesinde buluşturan Firuze başını omzuna doğru eğip, "Aklından neler geçiyor?" dedi etkileyici sesiyle. Gözleri koyulaşan genç adam bacaklarının araında erkekliğinin etkisi altına girmeden Firuze'ye odaklanmak istiyordu. Genç kadının kokusu, öpülesi dudakları gözlerinin önünde durdukça bunu başaramıyordu. Onunla yalnız kalmaya ihtiyacı vardı, etrafında korumaları varken onu dokunamazdı. Bu kadının güzelliğini sadece o görmeliydi.

Koyulaşmış gözlerini genç kadının aralık duran dudaklarına indirdi. Oldukça sert bir şekilde yutkunup, "Gidelim," dedi. Boynunda duran genç kadının kollarını tutup iki yana indirdiğinde elini tuttu. Firuze'nin hiçbir eşyasını almasına izin vermeden elinden çekiştirerek onu çıkışa doğru yürüttü. Sert hareket ediyordu. Firuze'nin içini korku sarmıştı ama planını yoluna koyması gerekiyordu. Bu gece istediğini alırsa bundan sonra bütün ipler onun elinde olacaktı. Eğer kontrolünü kaybedip korktuğunu belli ederse o zaman her şey en başında bitmiş olacaktı.

Tekneye bindiklerinde korumanın getirdiği çanta ve ceketi aldı. Ceketi genç kadının omuzlarına örten James onun yüzüne gelen saçlarını usulca geriye doğru itti. Uzun kemikli parmakları genç kadının yanağının üzerinde kayarken diğer eli Firuze'nin beline uzandı.

"Çok güzelsin, Tanrı seni benim için yaratmış olmalı."

Alt dudağını dişlerinin arasına alan Firuze gözlerini kıstığında alnını sert bir şekilde onun alnına çarptı James.

"Sabırlı olmalısın, eğer olmazsan o güzel dudaklarının tadına burada bakarım."

Isırdığı dudağını serbest bıraktı Firuze. "Beni öpmeyi mi düşünüyorsun?" dediğinde boğuk sesiyle, "Sence?" dedi James. "Karşımda dudaklarını ısırıp duruyorsun." Tekrar ısırmak için dudağını dişlerinin arasına alan Firuze'nin alt dudağına parmağını bastırdı James.

Genç kadının canının acıdığını düşünmeden alt dudağını parmağıyla aşağı doğru çekiştirdiğinde dilini genç kadının ağzının içinde hayal etti. Buz gibi havada ateş gibi yanıyordu. Firuze onu cayır cayır yakıyordu. Bu lanet tekne neden hızlı gitmiyordu? Dalgalar vuslatına neden müsaade etmiyordu?

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
TANITIM
Geniş odanın içinde kendini sıkışmış hissediyordu. Gök gürlüyor, yağmur çatıyı parçalayacak gibi yağıyordu. Yarış ediyordu nefes alışverişleri gürleyen gökle. Kalbi korkudan kaburgalarının arasına saklanmış yaşamak için umut ediyordu. Baktığı zaman aydınlığı temsil eden beyaz kapı ağır ağır açıldığında çarşafı avuçları arasında sımsıkı sıktı. Korkudan titreyen gözleri kapının üzerinde, ayak parmakları içe doğru kıvrık duruyordu. Güçlü bedeniyle odaya giriş yapan adamı ister istemez baştan aşağı inceledi. Uzun bacaklarını saran siyah pantolon, kaslı gövdesine ikinci deri gibi yapışan beyaz gömleği yırtılacak gibi duruyordu. Onu tanıyordu! Sinirlendiği zaman bedeni gerilirdi, elleri her zaman yumruk halinde olur damarları parmaklarının arasından dışarı çıkacak gibi şiş dururdu. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Yavaş yavaş yanına yaklaşan adamın kokusu burnuna iliştikçe kalbi her saniye daha fazla hızlı atıyordu. Gök onun varlığını hissetmiş gibi daha çok bağırıyordu. Gücüne destek olmak ister gibi omuzlarına oturmuş liderliğinin keyfini çıkarıyordu. Karşısındaki adam bir yıldır tanıdığı adam değildi. Karşısındaki adam Akrep'ti. Bastığı her sert adımda gözleri onun gergin duran kollarının üzerinde geziyordu. Yüzüne bakamıyordu, baktığında âşık olduğu mavi gözlerde öfkeyi görmek istemiyordu. Pikabı çalıştırıp parmaklarını konsolun üzerinde ağır ağır vurduğunda gözlerini kapadı Firuze. Düşlerin ömrünü içtiğini anladığında Ne hissedersin söyle bana Ağla, ağla Firuze ağla, saflığına ağla Çiçeksi güzelliğini hatırla Ama dikenli çalılar içindeki o çiçeğin Artık kokusu kalmadı Firuze. Şarkının sözlerini yüreğinde hissettikçe gözyaşlarını tutamıyor, yanaklarıyla buluşmasına müsaade ediyordu. "Ormanın kendine sakladığı bülbül gibi Senin sesini kim duyacak Firuze? Lodos gibi, denize dökülen bir nehir gibi Geriye dönüp bakmamalısın Bir gece akıp gider, iki gecenin yası tutulur Acelen ne Firuze?" En can alıcı kısmı onun dudaklarının arasından duyunca acıyan gözlerini öldürücü bakan gözlerine çevirdi. Onun yanında tebessüm eden dudakları gergin, düzgün duran kaşları çatıktı. Tıpkı beklediği gibi, Akrep'ti o. Dün gece James'i kendi elleriyle öldürmüştü. Onu bu hale getiren kendiyken eskisi gibi olmasını beklemek mantıksızdı. "Kötü bir adamım bunu hiçbir zaman inkâr etmedim. Gülmüyorum, senin yanında hariç. Eğlenmiyorum, seninleyken hariç. Yaşayan her canlıya düşmanım gözüyle bakıyorum, sen hariç. Sen! Söylesene Firuze, sana karşı anlayışlı olduğum için mi kaçtın? Tüm mal varlığımı, hayatımı sana verdiğim için mi benden uzaklaştın? Mutlu olman için Tanrı'nın bana verdiği her şeyi sana verdim. Uçmak istiyorum dedin sana özel uçak aldım. Araba kullanmak istiyorum dedin kimsenin sahip olamayacağı bir arabayı senin için aldım. Doğada bir ev istiyorum dedin bir dakika düşünmeden aldım. Denize gitmek istiyorum dedin, gittin, tenis oynamak istiyorum dedin, oynadın, sinemaya gitmek istiyorum dedin, gittin. Ben özgür olmak istiyorum dedin seni özgür bıraktım. Sevilmek istiyorum Firuze dedim, sevmedin!" Sözleri bıçak darbesi gibi kalbine batıyordu. "Seviyorum," dedi titreyen sesiyle. "Korktuğum için gittim. Sen o adamı öldürdün." Başını kaldıran adam Firuze'nin titreyen ellerini tutup ayağa kaldırdı. Dağılan saçlarının arasında parmaklarını dolaştırıp, "Ölmesi gerekiyordu," dedi duygu barındırmayan sesiyle. "Ben korkuyorum. Bırak gideyim." "Seni bırakmak mı? Hayal görüyorsun." Kemikli elini Firuze'nin ince beline dolayıp kendine çekti. "Bu zamana kadar sana karşı uyguladığım anlayış bitti. İstediğin özgürlüğü sana verdikçe sen benden uzaklaştın. Yüzüne güldükçe, sevgimi hafife aldın. Bundan sonra ben ne dersem o olacak Firuze. Bensiz adım atmayı unut!" Hıçkıra hıçkıra ağlayan Firuze titreyen bacaklarını daha fazla ayakta tutamadığı için olduğu yere düştü. Her zaman kollarından tutan adam bu sefer kılını kıpırdatmadı. Arkasını dönüp odanın çıkışına ilerledi. O an kulaklarını dolduran şarkının sözleri bedenini cayır cayır ateşlerin içine attı. Lodos gibi, denize dökülen bir nehir gibi geriye dönüp bakmamalısın Bir gece akıp gider, iki gecenin yası tutulur Acelen ne Firuze? Sevdiği adamın yüzündeki gülüşü kaybeden Firuze, ölmüş ruhunun üzerine toprak atıp gözlerini kapadı.

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

HÜKÜM

read
223.0K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

AŞKLA BERDEL

read
78.9K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
519.4K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook