"Benimle gelir misin, Mayda?" dedi, dişleri arasından. Bakışlarımla kolumu gösterdim. Elini kolumdan çekip öne doğru uzattı. Kafenin üst katına çıkıp bir odaya girdik, hızla kapıyı kapattı. Kolumdan tutup beni kendine doğru çekti, beni kendiyle kapı arasına sıkıştırdı.
"Ne yaptığını sanıyorsun, sen?" diye bağırdım. Bakışları üzerimde dolanıyordu.
"Sana sormalı asıl. Dün beni etkilemek için miydi, yaptığın hasta numarası?" şaşkınlıkla Giray'a bakıyordum.
"Sen asıl her şeyi bilip bana o şekilde yaklaştın." dudakları iki yana kıvrıldı, dilini dudaklarından gezdirdi. İçim bir değişik oluyordu.
"Bütün testlerin normaldi, beni kandırdın. Hasta falan değildin. Anlaşılan babamlarla işbirliği içerisindesin." ellerimi göğsünü üzerine koyup ittirmeye çalıştım bir milim bile kımıldamadı.
"Sen asıl bana dokunmak için bahaneler ürettin. Bilerek mi o şeyi içime soktun. Her ne yaptın onu bile bilmiyorum." bana iyice yaklaştı, gözleri dudaklarım üzerindeydi. Bedenlerimiz bir bütün olmuştu, erkekliği karnıma değiyordu.
"Seni daha önce görmedim, Mayda. Bir hastam için ne gerekiyorsa onu yaptım." dudakları dudaklarıma değiyordu. Bu yakınlaşma hiç iyi değildi.
"Bende seni görmedim." dedim, sessizce. Dudağımı kenarına küçük bir öpücük bıraktı.
"O zaman bizi yakınlaştırmak için küçük bir oyun oynamışlar." dilini dudaklarıma sürttü, ona engel olmak istemiyordum. Yaptıkları hoşuma gidiyordu, içimde bilinmez bir heyecan vardı. "Bence başarılı oldular. Senden etkileniyorum, aramızda görünmeyen bir bağ var."
"Benim senden etkilendiğimi nerden çıkardın." dudaklarıma sulu bir öpücük bıraktı. Elini kadınlığımın üzerine koydu.
"Dün benim için ıslandı, Mayda. Sana dokunuşlarım hoşuna gidiyordu. Şu an bile bana engel olmuyorsun. Çünkü sende benden etkileniyorsun."
Giray pantolonumun düğmesini açtı, sesimi çıkarmadan bekliyordum.
"Sen doktorsun, ben senin hastanım. Sizin hipokrat yemininiz yok muydu? Bu yaptığın yanlış." diyebildim, en sonunda. Yavaşça fermurımı indirdi, sık nefes alıp veriyordum.
"İkimiz de çok iyi biliyoruz ki seni bana bilerek gönderdiler. Bizimkisi doktor hasta ilişkisi değil." gözleri gözlerime mühürlenmişti. Nefesini dudaklarıma doğru üfledi. Eli pantolomun içinden sızıp kadınlığımın üzerinde durdu. Kilodumu sıyırıp parmaklarıyla kadınlığım en üst noktasına sürttü.
"Ahhh!" ağzımda firar eden inlemeye engel olamadım. Gözlerimi kapattım, kendimden geçmiş gibiydi. Daha önce hiç kimseyi böyle arzulamamıştım, bana dokunması cinsel duygularımı uyarıyordu. Bacağımı araladım.
"Keşke dün beni ne hale getirdiğini görseydin." dedi, fısıltıyla. Gözlerimi açıp yüzüne baktım. Ağzım dilim kurumuştu. Elini kadınlığım üzerinden çekti, ıslanmış parmaklarını ağzına götürüp yaladı. "Tadın paha biçilemez derecede güzel. Bir kere tadınca bir daha istiyorsun." bacaklarımı birbirine bastırdım, sanki kadınlığım kaşınıyordu. Baldırlarımdan tutup beni kaldırdı, bacaklarımı beline doladım. Aleti tam kadınlığım üzerindeydi.
Üzerimizde kumaş parçaları olsa da varlığını belli ediyordu. Sanki ateş gibiydi. Kadınlığım ıslandıkça ıslanıyor kilodum sırılsıklam oluyordu. Birden dudaklarıma yapıştı. Dilimi dudakları arasına alıp emiyor dudaklarımı çekiştiriyordu. Elimi saçlarına koydum, mümkünmüş gibi daha da fazla kendime çekiyordum.
Bacaklarımı beline daha da sıkı doladım, aleti gitgide büyüyordu. Alt dudağımı dişleri arasına aldı. Gözleri gözlerimi buldu, tutku dolu bakıyordu. Beni kapıya doğru ittirip aletini kadınlığıma sürttü, elbise parçaları üzerimizde alev olup yanacaktı, sanki.
Nefes nefese geri çekildim. Giray'ın beni bırakacağı yoktu, nefes alma sorunu olmasa sonsuza kadar beni öpebilirdi.
Bacaklarımı belinden indirdim. Hafifçe geri çekilip kumaş pantolonun düğmesini açtı.
"Beni ne hale getirdiğini görmek ister misin?" elimi tutup baksırın üzerinden aletine koydu. Kazık gibiydi, zonkluyordu. Gözlerimi kocaman açtım. "Senin için bu halde Mayda." elini elimin üzerinden çekti. Fakat ben hala aletini tutuyordum. Göz rengi koyulaşmıştı, dudaklarını dişleri arasına aldı. Dokunmamı istiyordu. Eğer daha fazlasını yaparsak bizi kimse durduramazdı. Elim aletine mıhlanıp kalmıştı, oynatamıyordum. Başını geri doğru atıp derin bir nefes verdi. Aleti avuçlarım arasında daha fazla büyümeye başladı. "Mayda!"
Birden bir ses gelince elimi hızla çektim. Arkamdaki kapı iki kere tıklatıldı.
"Giray abi özür dilerim. Ama çok önemli." bir erkek sesiydi.
"Hay sikim! Siktir git, Dora! Sana yukarı gelme dedim." Giray'ı kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, beni sıkıca tutuyordu.
"Abi, valla önemli olmasa gelir miyim? Fikret amca geldi." kalbim deli gibi atmaya başladı.
"Siktir!" ikimiz de aynı anda söylemiştik.