Aheste aheste camdan sızan sabah ezanı, kulaklarıma hayal meyal doluştuğunda öyle rahat uyuyordum ki gözlerimi aralamam dahi bana çok uzak bir ihtimaldi. Zaten tam ezan vakti, yatak insana hep daha bir sıcak gelirdi ama şimdi, her şeyden ziyade bu sıcacık koyundan hiç çıkılmazdı. Çıkamazdım. Uyumadan önce, Mustafa'nın saçlarımı okşayan usul nefeslerini, şimdi yine hissetmeye başlamıştım. Beni tekrar mayıştıracakken burnu son bir kez gezindi saçlarımda ve usulca uzaklaştı. Yatakta bir hareketlenme, ufak bir kalkma iniltisi hissetsem de gözlerimi açamamıştım. Akabinde artık sıcak bir koyunda ısınmadığımı fark ettiğimde, bir anlık ürpermeyle üşüyerek, üstümdeki yorgana hepten sarıldım ve yorganın altında kıvrandım. Gün aymadan, ezan sesleri peş peşe dolarken İğnelisaz'ın ıssız, taş soka

