Cüneyt, direksiyona sıkıca tutunarak konağa doğru ilerlerken, gözleri yolda olsa da aklı bambaşka bir yerdeydi. Yan koltukta oturan Sibel, ellerini sıkmış, tedirginlikle dışarıyı izliyordu. O da, birkaç dakika içinde nelerle karşılaşacağını bilmiyordu. Cüneyt, göz ucuyla ona baktı, sonra derin bir nefes alarak konuştu. “Bak, Sibel.” Dedi, sesi ciddiydi. “Babaannem terstir. Sakın dik başlılık yapma karşısında. Sadece sus ve dinle.” Sibel, titrek bir nefes aldı. Onun için kolay olmayacaktı, biliyordu. Ama Cüneyt’in karısıydı ve onun sözünden çıkmaması gerektiğini de anlamıştı. Başını hafifçe eğerek, “Tamam, Cüneyt.” Diye fısıldadı. Cüneyt, bir süre sessiz kaldı. Ona neden bu kadar sıkı tembihte bulunduğunu kendisi de biliyordu. Çünkü babaannesi, konağa getirdiği her gelini bir sınava t

