Devrim...

1282 Kelimeler
Günler sonra yeniden geldiği bu şehirde ilk iş günüydü bugün. Bir önceki gelişinde adliyeye gidiş güzergahını öğrenmiş, yakınlarda işine yarayabilecek dükkan ve devlet kurumlarının isimlerini de hafızasına kazımayı unutmamıştı. Evden çıkarken Gülsüm hanıma sıkı sıkıya ettiği tembihler, onun hayatının vaz geçilmeziydi. Kapıyı tanımadığı hiç kimseye açmayacak, hatta annesi onun dalgınlığından faydalanıp dışarı çıkmasın diye sürekli kilitli tutup anahtarı da saklayacaktı. Yaklaşık beş yıldır Mihriban'ın bu tavırlarına alışkın olsa da, onun endişelerine hak verip sözünü ikiletmeden yerine getiriyordu. Tuttuğu ev ile adliye binası arasında araçla 10 dakikalık bir mesafe bulunmaktaydı. Binanın arka tarafında hakim ve savcılar için ayrılan otoparka aracını bırakıp, güvenlik noktasından geçerek binaya girdi. Adliye binası ile Emniyet Müdürlüğü sadece bir duvar ile birbirinden ayrılıyordu. Karşılarında ise Valilik binası yer almaktaydı. Hepsi sıkı güvenlik önlemleri ile korunuyor, onları çevreleyen yollar sürekli denetim altında tutuluyordu. Birkaç yıl önce Emniyet Müdürlüğü önünde bomba yüklü araçla gerçekleştirilen kanlı eylem neticesinde güvenlik kat kat arttırılmıştı. Teröristlerin odağı halindeki binalar aynı zamanda insanların kendini güvende hissettiği nadir yerlerdendi. İkinci kata çıkıp kendisi için hazırlanan odaya geldi ve katibine selam vererek masasına kuruldu. Kısa bir tanışma faslından sonra ise mesaisine başladı. Gün içerisinde bazı meslektaşları ziyaretine gelmiş ve yeni görevi için iyi dileklerini sunmuşlardı. İlk izlenimi çalışma ortamının şimdilik steril olduğu yönündeydi. Katibi çalışkan ve saygılı bir genç kızdı. Görevde ilk yılı olmasına rağmen idareye oldukça hakim olması işini kolaylaştıracaktı. Şanlıurfa konumu bakımından terör örgütünün at koşturduğu, örgüte kaynak sağlamak için bölge halkının üzerinde baskı kurduğu, ticareti tekelinde tutmaya çalıştığı, kaçakçılığın ve faili meçhullerin sıkça yaşandığı bir ildi. Mihriban için burada geçireceği süre, mesleki açıdan oldukça hareketli olacağa benziyordu. Kendinden önce ayrılan meslektaşının yarım bıraktığı dava dosyalarını inceleyerek bitirdi gününü. Çoğunun iddianamesi hazırlanmış ve UYAP'a kaydedilmişti. İddianame bekleyen sadece 4 dosya vardı ve bunlar için de ifadeleri ve toplanan delilleri inceleyecek sonrasında ise iddianamesini yazmaya başlayacaktı. Günü bitirdiğinde vakit kaybetmeden evinin yolunu tuttu. Yapı olarak evcimen bir insandı. Çalışma masasına oturup dava dosyalarını inceler, emsalleri ile karşılaştırır ve bilgilerini tazelerdi. Uyku pek düşkünü olduğu bir aktivite değildi uzun yıllardır. Onun yerine ya müzik dinler ya da bir film açarak kafasını dağıtmayı denerdi. 27 yaşına gelmiş olmasına rağmen hayatına henüz ciddi anlamda kimseyi almamış, aile kurmak adına bir düşünceye dalmamıştı. Her şeyi olacağına bırakan yapısı sayesinde kaderin karşısına çıkardığı insana şans vermeyi yeğlerdi. Çarşı sapağına geldiğinde biraz ilerde bir pastane gördü. Annesine bir sürpriz yaparak en sevdiği tatlıyı almaya karar verdi. Bunun için yönünü değiştirip karşı şeride geçmesi gerekiyordu. Trafik ışıklarının kendisi için yanmasını bekledi ve direksiyonu pastane yönüne çevirdi. Aracını durdurup içeri girdiğinde mekanın tahmin ettiğinden de büyük ve şık bir yer olduğunu fark etti. Ağırlıkla şerbetli tatlılar olmasına rağmen, büyük bir dolap da sütlü tatlılar için ayrılmıştı. Sakızlı muhallebilerin taze olduğunu öğrendiğinde ise keyfi iyice yerine gelmişti. Üç porsiyon aldığı tatlıyı paketletip ödemesini yaptıktan sonra dışarı çıktı ve aracına doğru yürümeye başladı. Aracın kilidini açtığında ise pastaneye yaklaşık 20 metre mesafedeki bir döviz bürosunun önünden art arda silah sesleri duyuldu. Etrafta koşturan panik halindeki insanların sesleri, araçların alarmları, havlayan köpekler ve acı bir frenle duran araçlardan gelen tiz lastik sesleri arasında neler olduğunu anlamaya çalışırken, döviz bürosunun önünde yerde cansız yatan üç beden ve plakası sökülmüş eski tip bir kamyonetle uzaklaşan iki kişiyi gördü. Muhtemel ağır yaralı ve ya ölü olabileceklerini düşündüğü kişilerin etrafı halk tarafından sarılmış ve olay yeri bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Elindekileri aracına bırakıp kimliğini ve ruhsatlı silahını yanına alarak kalabalığın yanına doğru adımladı. İhbarı hemen değerlendirip olay yerine gelen ekipler çevreyi güvenlik kordonuna almaya başladığında ise sağlık ekiplerinin bitirdiği kontrol neticesinde, üç kişinin de öldüğü tespit edilmişti. Mesaisi bitmiş olmasına rağmen olay yerine en yakın görgü şahitlerinden biri olması nedeniyle ilk şahsi dosyasını da almış bulunuyordu. Bu kanlı hesaplaşmanın altında yatan nedenler her ne ise bulup ortaya çıkarmak artık Mihriban Güvener'in göreviydi. **** Toplantı odasına yerleştirdiği dinleme cihazından üst düzey aşiret üyelerinin, bir sonraki sevkiyat için izleyeceği harekat düzenini dinliyordu. Firaz Roni'nin sağ kolu olmasına rağmen, böyle toplantılara çağrılmıyordu. Yılda sadece bir kez olan gizli görüşmede kaçırılacak malın yekünü ve alıcısı sır gibi saklanırdı. Kaçakçılıktan elde ettikleri gelirin büyük kısmını örgütün dağ kadrosuna aktarır, kalanı da aralarında bölüşürlerdi. Böyle sevkiyatlarda milyonlarca dolar para akışı olurdu. Aşiretin içine yaklaşık 8 yıl önce sızmıştı. Firaz Roni'nin büyük oğlu Fırat'a düzmece bir suikast gerçekleştiren istihbarat, canı pahasına Fırat'a kendini siper eden Devrim'in bu sayede aşiretin dikkatini çekeceğini ve aralarına kolaylıkla karışacağını ön görmüştü. Nitekim bu düşüncelerinde yanılmadılar. Firaz bey Devrim'i yani kod adıyla Devran'ı yakınında istemiş ve onu bir çok kirli işinde kullanmıştı. Aslında istihbaratın asıl hedefi; aşiretin Kuzey Irak ve Suriye'deki bağlantılarına ulaşmak ve dağ kadrosunun ileri gelen isimlerini ele geçirmekti. Aradan geçen sekiz yıl büyük küçük bir çok olaya da şahitlik etmişti. Nispeten büyük tahribat yaratacak saldırılar Devrim sayesinde önlenmişti. Devrim hayatın acı yüzüyle, Malatya 0-7 yaş çocuk esirgeme kurumunda tanışmıştı. Söylenilene göre kurumun kapısına bırakıldığında henüz bir kaç günlüktü. Aralık ayında donmak üzere iken, yurt görevlisi tarafından bahçedeki bankın altında bulunmuştu. Sessiz ve içine kapanık bir çocuktu. İlerleyen zamanda zihinsel yetenekleri dikkatli bir öğretmen tarafından fark edilince, eğitim serüveni de bu yönde şekillenmişti. Devrim çok nadir görülen fotoğrafik hafızaya sahipti. Bir kere gördüğünü bir daha unutmuyor, hafızası depoladığı bilgiyi, ihtiyaç duyulduğunda klasörü açıp meydana seriyordu. Özel yetenekleri devlet yetkilileri tarafından fark edilince, istihbarat elemanı olarak yetiştirildi. Kürtçe, Arapça, Zazaca, İngilizce ve Almanca'yı ana dili gibi konuşuyor ve üstlendiği görevlerde kolaylıkla kılıktan kılığa girebiliyordu. Köksüz, budaksız bir fert oluşu istihbarat için bulunmaz bir nimetti. Devrim'in zafiyet göstereceği bir yakını olmadığı için, her ne görev verilirse düşünmeden içinde buluyordu kendini. En uzun soluklu görevinde ise yavaşça sona yaklaştıklarını hissediyordu. Bir süre sonra dinleme cihazına bir ayrıntı takıldı. Siverek Kaymakamının aylık olağan köy ziyaretlerine bu kez hangi köyden başlayacağı, nasıl korunacağı ve izleyeceği güzergah ayrıntıları ile masaya yatırılmıştı. Sevkiyatın konuşulması gereken toplantıda böyle bir mevzunun dilendirilmesi açıkça kuşku yaratıyordu. Konuşmalara iyice dikkat kesildiğinde ise, sevkiyatı sorunsuz atlatmak için bütün emniyet güçlerini oyalayacak büyük bir saldırı hazırlığında olduklarını anladı. Bu kez tüm kozlarını kullanma yolunu seçmişti aşiret. Ülke genelinde ses getirecek bir eylem hazırlığında olmaları, giriştikleri işin ne kadar büyük olduğunun kanıtıydı. Henüz hiç kimsenin bilmediği, önlem için sahte isimle kayıt altına alınan arabasının torpidosunu açtı ve devletin ona verdiği kriptolu telefondan şifreli bir mesaj gönderdi üstlerine. Kaymakamın özellikle iyi korunması gerektiğini, ihtiyaç duyulursa olağan gezisini ertelemesinin iyi olacağını söylemişti. Telefonu tekrar gizli bölmeye koyduktan sonra, saatler sürmesi beklenen toplantının da yavaş yavaş sona yaklaştığını anladı. Toplantı bitiminde aşiretin ona biçtiği yükümlülüklerin başında olmalıydı. Toplantının yapıldığı döviz bürosuna geldi ve Firaz Roni'nin çıkışını bekledi. İçeriden çıkanlardan biri Devrime, Firaz beyin onu içeride beklediğini söyleyince, büronun arkasındaki gizli odaya doğru adımladı. O girerken diğer ortaklar da yavaş yavaş çıkışa yönelmişti. Son kişinin de çıkmasını bekledikten sonra kendisini bekleyen yeni göreve dikkat kesilmişti ki; dışarıdan yoğun çatışma sesleri duyuldu. Görevi gereği patronuna siper oldu ve dışarıdaki hareketliliğin sona ermesini bekledi. Emniyet binasına oldukça yakın olan büroya ekiplerin gelmesi çok uzun sürmemişti. Yapılması gereken en iyi şey, ortalık sakinleşene kadar bu gizli odada beklemekti. Olay yeri inceleme, savcının keşfi ve cenazelerin kaldırılması, ardından görgü tanıklarının ifadelerinin alınması derken, yaklaşık 3 saat kadar beklemek zorunda kalmışlar, bu süre zarfında da saldırıyı kimin gerçekleştirmiş olacağına dair fikir yürütmüşlerdi. Firaz Roni'nin düşmanı çoktu ancak, diğer isimler de bölgede tanınan kişilerdi. Kimin hasmının işi olduğu henüz bilinmezken, sevkiyat işinin zora girmesi bu kez daha büyük düşmanlar edinmek anlamına geliyordu. Birbirleri ile kurdukları sıkı bağlar ve kavilleşmeler nedeniyle 5 kişi işine kimseyi karıştırmamıştı şimdiye kadar. Şu anda ise geriye kalan iki üyenin bu büyük meselenin altından kalkması oldukça zor gözüküyordu. İstihbaratın nasıl bir yol izleyeceğini ise şimdilik tahmin edemiyordu. Devrim bir an önce işin iç yüzünü öğrenmek için toplantı istemeyi kafasına not etti. Nihayet dışarı çıkmanın güvenli olduğunun haberini aldıklarında ise, iki adamda da ayrı ayrı bir şeylere geç kalmış olmanın endişesi vardı.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE