Giriş
"Bundan çok sıkıldım Sena. Seni aldatmadım! Aptal ergenler olabiliriz ama ben sevdiğim kadını aldatacak kadar düşük biri değilim!"
Bakışlarımı ona çevirdim. Yine o, bilindik üstten bakışları ile beni süzerken o kadar kendinden emin görünüyordu ki elimin altındaki telefonu çıkarırken buldum kendimi.
Tek kelime etmeden hala duran o mesaja tıkladım. Fotoğrafın üstüne bastığımda pikselli alışık olmadığım o görüntü kalitesindeki fotoğrafı ondan tarafa çevirdim.
Kaan, ne yaptığımı anlamadı. Küçük ekrana dikkat kesilirken gözlüğünü çıkarması gerekti.
Telefonu elimden almasına izin verdim. O fotoğrafa bakarken konuştum.
"Madem bunu geçmişte bırakamıyoruz, konuşalım Kaan. Bak bu fotoğraftaki sensin, önündeki kız da Melis... Belki unutmuşsundur, benim en yakın arkadaşım olan kız!" durdum ve derin bir nefes aldım. Uzun zaman önce ona kırılmayı bırakmıştım ama şimdi konunun açılması kendimi yeniden daha dün aldatılmış gibi hissetmeme sebep oldu.
Hoş, daha birkaç hafta önce aldatılmıştım ama...
"Bu saçmalık."
"Değil." dedim. "Melis, bana bu fotoğrafı attı. Arkadaşım dediğim kız, sırf ilişkimi bozmak için gözüme gözüme soktu bu fotoğrafı. Gitmemi beklemiş gibi, gider gitmez elinden aldım der gibi... Hadi o berbat bir insandı ve ben anlamadım, ama sen?"
"Seni aldatmadım!" dedi öfkeyle. "Bu fotoğraf saçmalık! Tamam, öyle görünüyor ancak onu öpmedim. Sadece açıdan kaynaklı öyle görünüyor."
Hala inkar edişine inanamadım.
"Yemin ediyorum!" dedi. "Bunun ne zaman çekildiğini bile hatırlamıyorum ama onu öpmedim. Ne seninle sevgiliyken ne de sonrasında! Öncesinde de!"
Telefonu olan elini indirdi ve hayal kırıklığı ile bana baktı.
"Seni aldattığımı mı düşünmüştün?"
O an gerçeklerden şüphe ettim. Fotoğraf öylesine bu yoruma açıktı ki üstelik Melis'in özürleri... Hala telefonda ağlayarak benden af dilemesini hatırlıyordum.
"Şu aptal fotoğraf yüzünden mi benden ayrıldın sen? Tek kelime etmeden!"
Sesi öyle yükseldi ki çevredeki birkaç kampçının bakışları bize döndü.
"Ben..."
"Ya Sena..." dedi. "Bir kere sorabilirdin. Bir kere! Bana, seni aldatıp aldatmadığımı sorabilirdin! Bir kez bana kendimi açıklamak için şans verebilirdin! Ama sen..."
Sustu. O an daha fazla konuşmanın boşa olacağını fark etmiş gibi aniden sustu ve telefonu bana uzattı.
"Görünen o ki ayrılmamız iyi olmuş, zaten bana güvenin yokmuş."
Gitmek için arkasını döndüğünde ne yaptığımı bilmeden kolunu tuttum ama sanki üstündeki bir dalı atar gibi kolunu silkti. Bana bakmadı bile.
Beni bir başıma bıraktı.
Acabalarımla...
***
Kapanmamış tüm defterler günü geldiğinde toz tuttuğu o raftan iner ve açılır.
On üç sene önce bitmiş bir aşk yeniden filizlenebilir mi?
Bıraktığın insan aynı kalır mı?