Karşımda ki çocuğun yüzünün düşüşünü izledim.Bunu diğerleri de fark etmiş olmalı ki bana ters ters bakmaya başlamışlardı.
Tuğçeniin telefon tuş sesinden başka kimseden çıt çıkmıyordu.Ayağa kalktığımda hepsinin gözleri beni buldu.
Lavabo
diye fısıldadım.Tuğçe de benimle birlikte ayağa kalkınca gözlerimi devirdim.
Banyo'ya girdiğimde aklımda tek bir şey vardı.
Kaçmak.
Kapıyı kilitlememişlerdi.
Eğer Tuğçeyi atlatabilriisem belki kaçabilirdim.İçimde yeşereen fidanlarla düşünmeye başladım.Tabi habire kapıya vuran Tuğçeyle pek kolay olmasa da kafam da bir şeyler şekillenmeye başlamıştı.
Elim karnımda dışarı çıktığımda yüzüme acı çeken bir ifade yerleştirmeye çalıştım.Tuğçe beni hiç umursamadan yürümeye başladığında hemen koluna yapıştım.Bunu yaptığıma inanmıyordum ama başak çarem de yoktu.Bir an tereddütle ona baktım.Bunu yapmalı mıydım?Çabucak kararımı verdim.
Evet yapmalıydım.
Bana şey lazım dedim çekinerek.Kaşları çatıldı önce karnında olan elime bakmış sonra derin bir off çekmişti.
Banyoya geç getircem
deyip gitmişti.Tuğç başka bir odaya girdiğinde hızla kapıya doğru gittim.Ayakkabılarımı elime aldım.Etrafı kontrol ettim. Tuğçe odadan çıkmıştı. Ayak seslerini duyuyordum.Yavaşça kapı kolunu indirdim.
Kitliydi!
Nasıl olurdu?
Kilitlemediklerine emindim.
Bir yere mi gidiyorsun?
arkamdan duyduğum sesle yerimden sıçradım.Ayakkabılarım elimden kaymış yere düşmüşlerdi.Arkamı dönemiyordum. Arkamda hissettiğim bedenle kapıya doğru sindim.Yüzümü ona döndüm.
Hiç yakıştıramadım sana böyle davranışları.İnsan en azından bi hoşçakalın der.
dediğinde omuzlarım çöktü. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.
Bırakın beni
diye fısıldadım. Gözlerini gözlerimden çekmeden kafasını yaklaştırdı. Aramızda ki mesafe yok denecek kadar azdı. Kafami yan tarafa çevirdim.Bu anın bir an önce bitmesini dilemekten başka bir şey gelmiyordu elimden.
Lütfen beni bırakın.
Gözlerimi sıkıca yumdum.
Git
diye fısıldadım.Gözlerim kapalıydı ama varlığını yüzüme vuran nefesinden hissediyordum.Gözlerimi daha sıkı bastırıdm.
Git
Ayak sesleriyle uzaklaştığını anladım.Sırtımı duvara yasladım.Gözlerimden yaşlar süzülüyordu.
Yine olmamıştı.
Yine kurtulamamıştım.
Yavaşça yere çöktüm.Kafamı dizlerime gömdüm.Uzunca bir süre orda öyle durdum.Zilin sesiyle olduğum yerde sıçradım.Korkarak kapıya baktım.Kolumda hissettiğim parmaklarla ona baktım.
Kalk.
Kolumu sertçe çekmeye çalıştım ama bırakmadı.
Kalk.
Dişlerimi sıktım yavaşça yerden kalktım.
Kolumu bırak.
Gözleri koluma kaydı parmaklarını gevşetti.
İçeri geç.
Gözlerim hala kolumda asılı duran parmaklarındaydı.Beni hafifçe çektğinde derin bir nefes verip onu takip ettim.En köşe noktaya geçip oturdum.Onlar ise hemen arkamda duran yemek masasına geçtiler.
Hadi gel yemek yicez.
Tuğçe ellerini ovuşturmuş bana bakıyordu.Kaşlarımı çattım.Dizlerimi kanepede kendime doğru çektim.Kafamı dizlerime gömdüm.
Burdan ne zaman kurtulacaktım.
Ne zaman?
Abla?
Alinin sesiyle kafamı kaldırıp ona baktım.Önüme bir poşet bırakmıştı.
Ye lütfen.
Omzularım çöktü.
Bırakın beni lütfen
diye fısıldadım.Gözlerimden tekrar yaşlar akmaya başlamıştı.
Kızım ağlama artık be!Akşam düğün var millet seni kaçırdığımızı anlayacak gözlerinin halini görünce.
Tuğçeyiumursamadan Aliye yalvaran bakışlar attım.
Lütfen diye fısıldadım.
Ali
Onun sesiyle Ali hızla bakışlarını benden çekip yanlarına gitti.Kafamı tekrar dizlerime gömdüm.
İkindi ezanini duymamla ayağa kalktım. Hiızlı kalkışımdan dolayı başım dönse de umursamadan az önce gittiğim banyoya gittim. Abdestimi aldım. Kıble ne taraftaydı bilmiyordum.Bir odanın kapısı açıktı. Ürkek adımlarla oraya girdiğimde yerde serili duran namazla dikkatimi çekti.Onun yanına da yemek poşetini koymuşlardı. Namazımı kıldıktan sonra odada bir köşeye çekildim. Gözlerim yemek poşetindeydi.Oldukça acıkmıştım.Ama yemeyecektim.Açlıktan ölsem de yemeyecektim. Odanın kapısı açıldığında gözlerim Tuğçeyle buluştu.
-Hadi hadi hazırlamamız lazım.Kalk
diyen Tuğçeyi umursamadım.
Kalksana kızım,giyinmemiz lazım.Bak ben gelene kadar kalkmış ol hadi
dedi ve odadan çıktı.Onu umursamadan oturmaya devam ettim.Geri dönmüş ve bana ters ters bakmaya başlamıştı.
Ömeeeerrrrrrr
dediğinde kalkmam gerektiğini düşündüm.Ayak sesleri gelmeye başlamıştı.Kapıda belirdiğinde ona bakmadım.
Ne oldu ?
Kalkmyor bu kız diyen Tuğçeye ters ters baktım. Benim bir adım vardı.Tepkisini görmek adına gözlerim onu buldu.
Önce yemeğini ye!
Başımı dikleştirdim.
İstemiyorum
Önce yemeğini ye ,sonra üstünü giyin
dediğinde öfkeli gözlerimi ona diktim.O ise hiçbir şey olammış gibi bana bakyordu.
Çok benziyorlar değil mi?
Tuğçenin sözleriyle kaşlarım çatıldı.Ömer tepkisizce bana bakmaya devam ediyordu.
Aynı inat
diye fısıldadı Tuğçe.Ömerin yüzünde ilk defa gördüğüm bir tebesssüm oluştu.Gülümseyerek bana doğru geldi.Yanıma çöktü.Şaşkınlıkla onu ve sert yüzündeki tebessümü izliyordum.
Yemeğini ye!
Cevap vermedim.Direnmedim.Sadece baktım.Ses tonu ilk defa bana karşı bu kadar yumuşak çıkmıştı.
Bir dakika!
Neler diyordum ben.
Başımı dikleştirdim.
İstemi....
Karnımdan gelen gurultuyla Tuğçe kahkaha attı.Gözlerim hala Ömerdeydi.O ise ondan beklnemeycek bir gülümseme ile bana baktı.İkiside odadan çıktığında karnıma yavaşça vurdum.
Sanki o an guruldamak zoruynda mıydın?
Yerde duran poşeti kendime doğru çekip mideme indirdim.Yemeğim bitince çöpleri poşetin içine doldurdum.Tuğçe odaya geldi.Bugün aldığımız elbiseyi yatağın üzerine attı.
Hemen giyin.Kapıdayım.
O çıktığında elbiseyi üzerime geçirdim.Bonemi takıp şalımı yapmaya başladığım anda odaya girdi.
Giyindim diye haber versene
Bana ters ters baktı.Bir poşetin içinden şalımı çıkarıp ütülediğinde rahatsızca yerimde kıpırdandım.Gülümseyerek kırmızı şalı bana uzattı.İlk defa bana gülümsemişti.
Aslında ben pek kırmızı kullanmam.Başka renk mi taksam acaba?
Kaşları havalandı.
Neden ki?Bence kırmızı sana çok yakışacak.Bir dene
Şaşkınca ona baktım.Benimle aşağılamadan yukarıdan bakmadan iğneleyici laflar olmaksızın ilk defa konuşuyordu.Şalı yapmaya başladığımda arkama geçip aynadan bana BAKTI.
Makyaj?
Yutkundum.Kafamı olumsuzca salladım.Gözlerini kıstı.
Bence birazcık yapmalıyız.
İtiraz etmedim.Yanıma gelip yüzüme bir şeyler sürmeye başladı.Şalımı da yaptığında şaşkınca ona baktım.
Sen nerden biliyorsun şal yapmayı?
Gülümsedi.
En yakın arkadaşım da kapalı.O şalını yaparken sürekli onu izlerdim.
Biliyorum böyle konuşmak normal değil ama en azından onların hayatlarına dair bir şeyle öğrenbeilirsem umuduyla konuştum.
İzlerdim dedin küstünüz mü yoksa arkadaşınla?
Uzun uzun bana baktı.Başını olumsuzca salladı.
Bir dakika!
Gözleri mi dolmuştu onun.Hızla silkelendi.
Her neyse.Sen hazırsın şimdi sıra bende.
Hızla üzerine masmavi saten bir elbise geçirdi.
Ebisenin etek botu dizlerinin altındaydi.Ama sağ tarafı daha kısaydı. Derin bir göğüs dekoltesi ve upuzun bir bacak yırtmacı vardı. Ayağı na gümüş topuklu gitmiş saçına da yine gümüş bir taç takmıştı.
Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama çok güzel gözüküyordu.Tıpkı Zehra Hanımın butiğine gelen kızlar gibiydi.
Güzel olduk ha!
Bir bana bir de aynadan kendisine baktı.Aynada ona bakarken gözlerimiz kesişti.
Kusura bakma ama bu kadar güzel olacağını tahmin etmezdim.Fıstık gibi oldun valla.
Utanarak gülümsedim.
Sende çok güzel görünüyorsun.
Sonra ikimizde yüzümüzde ki gülümsemeyle bribirimize baktık.İkimizde gerçek hayat dönmüş olmalıyız ki gülümsememiz söndü.
Hadi geç kalacağız
dedi ve beni beklemeden odadan çıkıp gitti.Bende aynada son kez kendime baktım.Yatağınn üstünde ki küçük çantayı da alıp dışarı çıktım.
Kapının önünde sadece Ömer vardı. O da telefonuyla oynuyordu. Yanına vardığımda kafasını kaldırıp bana baktı. Üzerinde lacivert bir takım elbise ve kırmızı desenli bir kravat vardı. Saçları dağınıktı ama bu ona farklı bir hava katmıştı. Onu daha önce böyle görmediğim için uzunca inceledim. Sonra yaptığım şeyi fark edip utanarak ona baktım. Gözlerimiz kesiştiğinde başka yöne baktım.
Olduğum yerde dikilirken tekrar ona baktım.Hala bana bakıyordu.Boğazımı temizledim.
Gitmiyor muyuz?
Ömer hala bana bakıyordu.Kaşlarımı çattım.Elimi yüzünün hizasında salladım.Gözlerimiz kesiştiğinde kaşlarım havalandı.
İyi misin?
Kafasını salladı.Derin bir nefes aldı.Dağınık olan saçlarını karıştırdı.
Şey,ben
dediğinde anlamayarak ona baktım.Sonra kafasını iki yana salladı ve devam etti.
Hazır mısın?
dediğinde kafami salladım.Oldğu yerde durmuş hala bana bakıyordu.Boğazımı temizledim.
Hazırım
Gözlerini yumup açtı.
Fazlasıyla
Mırıldanarak söylediği sözlerle gözlerim büyüdü.Onun arkasından şaşkın şaşkın baktım.
O önde ben arkada dışarı çıktığımızda tam yanımızda ki kapı açıldı ve sabah gördüğüm kadın ve kocası dışarı çıktı.Adam bizi fark etmiş kadınsa kocasına bir şeyler anlattığı için bizi fark etmemişti.
Ellerimde hissettiğim soğuk ellerle kafamı Ömer'e çevirdim..Ellerimi oldukça sert bir şekilde çekmeye çalıştım ama başarılı olamadım.
Bırak dedim adeta tislarcasina.
Sus
Elimi bırakırsan susarım diye fısıldadım.Kafasini bana eğidiğinde elimi bırakmıştı
Birdaha bana dokunma
dedim olabildiğince sertçe.O ise beni pek umursamamış karşısında ki adama başıyla selam vermiş asansöre doğru yönelmişti. Bende konuşan kadınla göz göze geldiğimde hafifçe tebessüm edip onu takip ettim. Asansore bindiğinizde Ömer hızla kapanma tuşuna bastığında kadının sesi duyuluyordu.
Ömercigim asansörü tut !
Kapı kapandığında ondan olabildiğince uzaklaştımKafasını bana çevirdi.Uzun uzun baktı.Ağzımı açaçcağım esnada asansörün kapısı açıldı.Dışarı çıktığımızdatemiz havayı derince soludum.Olduğum yerde durup gökyüüzne baktım.
Gözlerim onu bulduğunda onu bana bakarken yakaladım.Kaşlarım çatıldı.
Neden bana bakıp duuryorsun?
Sorumla şaşırdı.
Bilmem.Sana mı bakıyorum.Farkında değilim.
Ters ters ona baktım.Gözleriarkamda bir noktaya kaydı.
Arabaya bin
Arkama döndüp baktım.Azönce kocasıyla konuşan kadın geliyordu.Ömer arabaya doğru ilerliyordu.Derin bir nefes aldım.Kadın ve kocasına doğru ilerlemeye başladığımda bileğimde hissettiğim parmaklarla gözlerimi yumdum.Yavaşça ona döndüm.
Arabaya bin.
O önde ben arkada yürümeye başladık.Arka koltuğa geçip oturudm.Bana doğru döndü.
Napıyorsun?
Kaşlarım havalandı.Olduğum yerde kendime baktım.
Oturuyorum.
Sırıttı.Alay dolu bir sırıtmaydı.
Onun bende farkındayım.Neden orda oturuyorsun?
Bön bön baktım.
Öne geç
dedi ve önüne döndü.Umursamadan oturmaya devam ettim.Bana dönmeden konuştu.
Hemen öne geç.
Olduğum yerde oflayıp öne geçtim.Yanına oturuduğumda yüzünde ki küçük tebessümle bana bakıyordu.Kaşlarım çatıldı.
Bana iyi mi davranıyorsun?
Şaşkınca bana baktı.Başını olumsuzca salladı.Araba hareket ettiğinde akıp giden yolu izledim.
Araba sıcaktı çok sıcak.Bedenimin gevşediğini hissediyordum.Arabanın durduğunu fark ettiğinde geldiğimiz yere anlamayarak baktım.Burası düğün salonu değildi.Kafamı ona doğru çevirdiğimde arabadan hızla inmişti.
Gözlerim büyüdü.Beni arabada tek başıma bırakıp gitmişti.Sevinç nidaları atarken arabadan kilit sesi yankılandı.Umutsuzca arkama yaslandım.Etrafta kimse yoktu.Bura neresi bilmiyordum da.Eğilip etrafa bakınmaya başladım.
O esnada arabanın yanından geçen adamı fark ettiğinde hızla camı yumruklamaya başladım.Adamin dikkatini cekmiştim.Bir yandan cama vuruyor bir yandan da Ömer'i kontrol ediyordum.Adam siyah camdan içeriyi görmek adına pencereye yüzünü yasladı.
Yardim edin.Polisi arayın beni kaçırdılar
Adam şaşkınca etrafına bakındı.Camı daha sert yumrukladım.
Lütfen yardım edin.Kaçırdılar beni.
Adam cama doğru yaklaştı.
Tamam hemen arıyorum.Sakin olun.
Derin bir ohh çekip adamı izlemeye başladım.Adam telefonununu cebinden çıkardığında 155 numarasını tusladığını gördüm.Kulağına telefonu dayyaıp arabanın camına yüüznü yasladı.
İyi misiniz siz?
diye bağırdı.
İyiyim.Lütfen acele edin.
Kurtulmuştum!
Bitmişti!
Alo!Bir ihbarda bulunacaktım.
Adamın sesini duymamla kafamı cama yasladım.Gözlerimi adama dikip anlattıklarini dinledim.Sonra arkasından yaklaşan bedene kaydı gözlerim.
Ömer geliyordu.
Arka cebinden çıkardığı silahı gördüm.
Korkuyla bağırdım.
Kaaaaç