0.4

334 Kelimeler
A: Merhabalar Gökalp Bey A: Engelimi açmayı unutmuş olabilir misiniz? A: En son düşünücektiniz çünkü Gökalp: Düşündüm Gökalp: Ve açmamaya karar verdim A: Nasıl açmamaya karar verdim A: Lan açsana Gökalp: İstemiyorum oğlum deli misin A: Ben istiyorum Gökalp: Smslerden de engellemeyi bulup geliyorum A: Hayır ya hayır Gökalp: Buldum Gökalp: Babay komutanım annem banyo yaptırcak Bu kullanıcıyı engellediniz. Derin bir nefes alarak oturduğum sıraya yayıldım. Telefonu sıranın altındaki bölmeye bıraktıktan sonra tahtanın önünde bir şeyler anlatan hocaya baktım. Birkaç saniye dinlemeye çalıştıktan sonra başarılı olamayacağımı anlayarak kafamı sıraya koydum. Uyumaya hazırlandığım anda kafama inen sert bir darbeyle sıçrayarak etrafıma bakındım. Akşınla Yarkın'ın gülmemek için zor duran yüzleriyle kaşlarımı çatarak: "Hayırdır oğlum ne zorunuz var?" dediğimde Akşın kaşlarını kaldırarak arkamı işaret etti. Yutkunarak kafamı arkama çevirdiğimde gördüğüm yüzle donakalmıştım, eğitim hayatım ufaktan bitmiş olabilirdi ve bunun derste uyumamla gram alakası yoktu. "Gökalpcim, sen müdürün odasına." diyen matematikçimizin yüzüne anlamsızca bakıyordum.  "Hocam her ders uyuyorum zaten, dersin düzenini de bozmuyorum, sessizce oturmaya devam etsem?" Dün gece yaptığım konuşmadan sonra müdürün odasına gitmeye korkar olmuştum. Dün gece... Çalan telefonumun sesiyle başımı gömdüğüm yastığımdan kaldırıp telefona uzandım. Harun Tuncay arıyor... Çatılan kaşlarımla yatağımdan kalkıp aramasını cevapladım. Beni uzun süredir aramamıştı acaba başına bir şey mi gelmişti? "Alo." "Gökalp nasılsın?" sesiyle birlikte irkilerek tuttuğum nefesimi bıraktım. "İyiyim, sen?" "İyiyim ben de, yarın geri dönüyorum görüşmek ister misin?" sorusuyla beraber duraksadım. İster miydim? Sanmam. "Okulum var, olmaz." "Ha, evet o muhabbet. Sana bir teklifim var." "Merak etmiyorum, uyumam lazım bulunduğun ülkeyle buranın saatleri birbirini tutmuyor gibi."  Sahiden bu sefer hangi ülkedeydi acaba?  Kahkahalarıyla birlikte düşüncemden uzaklaşarak odağımı yine telefonun öbür ucundaki sese verdim. "Komikliğinden hiçbir şey kaybetmemişsin. Yarın okuldan almaya geldiğimde konuşuruz ayrıntılı. İyi geceler oğlum." "İyi geceler veya günaydın baba."  "Oğlum niye avel avel bakıyorsun suratıma müdür çağırıyor gitsene hadi." diyen öğretmenle birlikte kendime gelip son bir kez şansımı denemek amacıyla ağzımı açtığım sırada açılan kapıyla birlikte başlayamadığım konuşmam yarım kalmıştı. "Oğlum hadi gelsene seni bekliyorum." Ve ünlü iş adamı Harun Tuncay yine hayatımın tam ortasına sıçmaya gelmişti.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE