Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu, Memo ve hayvanların hızla kendilerine sığınacak bir yer arıyorlardı. Memo ,dağın Kuzey yamacına doğru koşarken bir yandan da hayvanlarını o yöne doğru yönlendiriyordu. O an istenmedik bir şey oldu ve Memo yağmurdan yağ gibi kayganlaşmış taşlardan kayarak bir anda kayalıklardan aşağıya doğru savruldu. O an hayvanların hepsi onun arkasına doğru hızla kayalıklara yöneldi ,ne yapacaklarını bilemez halde tekrar kendilerini geriye çektiler. Saatler sonra sürünün köpeklerinden biri kasabadan yanında bir kaç kişi ile geldi. Belli ki kasabaya gitmiş ve bu köpeğin üst düzeyde zekasına da inandıkları için peşine takılıp gelmişlerdi. Bu tarz bir çok şeyde bu akıllı köpek kasabalıya yardımcı olmuştu. Kasaba dan köpek ile birlikte gelen Sadettin ve Mustafa dağdan aşağı doğru bakarken Memo’ ya babasından kalan günlüğü buldular. O an buradan düşen kişinin Memo olduğunu anladılar. Hemen jandarmaya haber verip aramaya başladılar. Fakat nafile Memo’nun ne dirisi ne ölüsü bulunamadı. Kasabalı onun kurtlar tarafından parçalanmış olacağına inanarak 1 hafta sonunda umudunu kesip aramayı bıraktılar. Belli bir süre sonra jandarmalar da arama çalışmalarını durdurdu. Tüm kasaba halkı Memo için ağıt yakıp , gözyaşı döküyordu. Herkes kendince bir tahminde bulunuyor onu ölümüne savunuyordu. Memo ise o gün kayalıklardan aşağıya düşerken bir kaya parçasından hayata tutunmuştu. O an kayalıklar arasında dağ kekiği toplayan yaşlı akasakkalı bir dede ona yardım ederek dağın eteğinde bulunan kulübesine taşımıştı. Memo ,kulübeye ilk geldiğinde baygındı. Bir kaç yerinde yaralanmalar vardı. Onu kurtaran dede hemen yaralarını temizleyip sonra bitkilerden merhem yapıp yaralarına sürdü. Memo, saatler sonra kendine geldiğinde ona bir çorba içirdi.