Arabada ikisi de sessizdi. Mina, bir yandan dün gece olup bitenleri, bir yandan da Kaan’ın annesinin söylediklerini düşünüyordu. O kadar çok içtiği için pişmandı, Kaandan uzak durmaya çabaladığı halde sürekli kendini onun kucağında buluyordu. Kaan ise Mina’nın söylediklerini “saçmalık” olarak görüyordu. Kocası kim? veya neden hâlâ onu özlüyor? tüm bunları sormak istiyordu ama bunu şimdi dile getiremezdi. Çünkü en ufak bir çıkışının, Mina’nın kendisinden daha da uzaklaşmasına sebep olacağını hissediyordu. Mina’nın bakışları yoldaydı, eli ise torpidoya uzandı. Torpidodan istihbarat telefonunu çıkarıp açtı. Telefon açılır açılmaz birkaç mesaj düştü, onlardan biri Ege’den gelmişti. Tereddüt etmeden Ege’yi aradı. ''Biz çıktık, geliyoruz. Şimdi yalıya doğru,'' dedi hızlıca. Kaan’ın bakışları

