"Bu evden sensiz geçen senelerimin acısını çıkartmadan gitmeye hiç niyetim yok Pınar!" Olmasın zaten... Benden gitmeye hiç niyetin olmasın. Gidişin dünya ahiret beni kahretmeye yetecek kadar fazlaydı. Bir gidişin daha ölümün olur. "Git, gitme bana fark etmez artık. Beni tatmin et yeter. Zate-" "Sus! Ne olur artık sus..." Bu ufak fısıltısının aksine daha hızlı ve çevik bir hareketle ağzımı kapattı geniş eli. Üstüme hepten kapaklandı. Derin fısıltısı usul usul yayıldı odamda. İçimden çıktı yavaşça. "Ben sana hasretim... Buna inancın yoksa, inancın olsa dahi saygın yoksa hiç yoksa bari sus. Tüm kinini nefretini alırsın benden eyvallah. Ama şimdi sus." Başımı umutsuzca iki yana salladım. Gözleri nemden parladı ama akmadı. Demir, hep Demir'di. Duygudan yoksun, taştan daha sert. Gözyaş

