DİLA Avluya daha yeni adım atmıştım ki, taş merdivenlerin başında amcam Mahmut Ağa belirdi. Boynu her zamanki gibi sert duruyor, kaşlarının arasındaki o ince çizgi giderek derinleşiyordu. Başını hafif yana eğip beni süzdü; sesindeki imayı saklamaya gerek görmedi. “Hoşgelmişsen, Dila,” dedi. “Kocan nerededir? Hizmetçisini tek başına mı yollamış?” O sırada abim girdi konaktan içeri. Beni görünce “Dila!” dedi sevinçle. Amcamın yarattığı gerginlik bir an olsun dağılsa da, içten içe sinir oldum. “Abi!” dedim ona sarılırken. “Hoşgeldin prenses… Geleceğinizi duyunca konakta bayram havası esti vallahi.” Amcam araya karıştı. “Prenses değil oğlum, hizmetçi oldu senin kız kardeşin. Unuttunuz mu? Damat iyi de iyi dersiniz! Sanki düğün dernek yaptı! Anasını babasını getirip el öptürdü de, bayr

