Bölüm 7

798 Kelimeler
Tüm insanların bir arada olduğu, stad gibi bir yerdeyim. Herkes ama bana doğru geliyor. Tek geriye giden benim. Bana çarpanlar yüzünden dengemi kaybediyorum ama toparlanmayı başarıyorum. İleriye doğru koşmaya başladım. Artık yol açıktı. "Ladin" gözlerimi araladığımda Eymen Bey'i gördüm. Banyodaydım hala. Yere düşmüş gibiydi. Biri bileklerimi sarıyordu. İri yapılı bir adamdı. "Drako orada kal" dedi sinirle. "Cesur bir şey yap" dedi üzeri kan içindeydi. Bulanık görmeye başladım. "Öldü mü?" diye telaşla konuştu. Gerisini hatırlamıyorum. ... Uyandığımda kollarımın altında yastıklar vardı. Beyaz oda yanımda biri oturuyordu. O tarafa baktığımda Aysel olduğunu gördüm. "Aysel" dedim. "Ohh Ladin" dedi yanıma doğru hızlı hızlı gelip. Bir an üzerime çıkacak zannettim. Zaten araba kullanırken bile gaz ile freni karıştırıyordu bu kız. "Ne oldu" "Bileklerini kesmişsin, sen delirdin mi?" "Ben mi?" düşünmeye başladım. Ben kestiğimi hatırlamıyorum. Ona baktım şaşkınca. Yanıma oturdu. Kollarımın iki yanına yastık koymuşlardı. Ellerim yastıkların üzerindeydi. Kolumdaki serum bitmek üzereydi. Aysel ayağa kalktı. Serumu değiştirirken bir yandan da konuşmaya başladı. "Kızım psikolog dedi. Hafıza kaybı olabilirmiş." Diye bitmiş serumu eline aldı. "Çok kan kaybetmişsin. Sana kan bulmak için Eymen için inletti hastaneyi" "Niye" dedim şaşkınca. Niye hayal meyal onu hatırlıyordum. Niye banyodaydım. Ne olmuştu bana. Bıkmış mıydım da kesmiştim bileklerimi. Yoksa başka bir şey mi vardı. Aysel boş serum şişesini götürdü oda da yalnız kaldım. Ben niye intihar edeyim ki. Ortada bir sebep yok. Hayal meyal o kızıl saçlı kadını hatırlayınca olduğum yerde kaldım. O kadın kesmişti bileklerimi. O yanındaki adamların hemen hareket etmesi felan. Neydi bunlar. Nasıl bu kadar hızlı olabiliyorlardı. Ya da aklımın bir oyunu muydu bu. Aysel içeriye girince ona döndüm. "Hemen Eymen Beyi çağır Aysel" "Buradayım" diye arkadan geldi. Aysel'e baktı. Arkasını dönüp çıktı Aysel. "Söyle" dedi bana bakarak. "Niye yaptı o kadın" sessiz kaldı karşımda sessiz kaldım. Tabi sevgilisini koruyacaktı. Sesinin tonundan felan da bu çok belliydi. Kesin benden şikâyetçi olmamamı isteyecekti. "Niye yaptı Eymen Bey söylesenize" "Sen iyileş anlatacağım" "Sayenizde oldu zaten bunlar. Ne iyileşmesinden bahsediyorsunuz" "Ladin, biliyorum. Sadece şimdi iyileş" diye çıkıp gitti. Tamam, iyileşeceğim o zaman ne olacak peki. Polis gelip sormayacak mı? Bir de hastaneyi de inletmiş. Ben ölürsem sevgilisinin adı kötüye çıkar içeriye girer diyedir kesin. Başka ne olacaktı ki zaten. ... Bileklerimi oynatabiliyordum. İki haftada baya toparlanmıştım. Taburcu ettirmemişti Eymen Bey. Sanırım bir karakola felan gideceğimi zannediyordu. Ben hastanede yatarken bir karar almıştım. Buradan ayrılıp başka bir hastane de çalışmaya başlayacaktım. Zenginlere kimse dokunamazdı. Benden uzak dursunlar yeter. Belki bir devlet hastanesinde çalışmaya başlarım. Hem daha da iyi olurdu. Orada ihtiyacı olanlara yardımcı olurdum. Odadan çıkınca, Aysel beni karşıladı. "Taburcu oluyorsun" dedi gülerek. Bu kıza boşuna yelloz diyorlar. Yoksa iyi kız. Sadece kafasına göre birini bulamadı. "Benim ufak bir işim var" dedim ona bakarak. Anlamayan gözlerle bana bakmaya başladı. "Eymen Bey ile konuşup geliyorum" dediğimde "Haa" dedi bana bakarak. "Hallenme kız yok ortada bir şey" adam sevgilisi uğruna beni harcıyor haberin yok. Hem kucağında taşıyıp hastaneye rezil ediyor. Ondan önce de herkesin önünde beni öpmüştü. Odasına girmek için kapıyı çalıp çalmama konusunda kararsız kalmıştım. O kızıl pislik orada olursa bu sefer yolardım o saçlarını. Kapıyı tıklattım hafifçe. "Gel" dedi içeriden. Gözlerimi kapattım nefesimi verip içeriye girdim. Beni görünce gölzeri parladı. Bazen öyle bir bakıyordu ki. Altında bir şey ara Ladin. Bazen de öyle bir davranıyordu ki. Sen kimsin de altından bir şeyler arıyorsun Ladin. "Ladin" dedi ayağa kalkıp karşımda durdu. "Eymen Bey. Ben istifa ediyorum." Bana bakmaya başladı. Birşeyler geveledi ağzında. Ama ne dediğini tam duyamadım. "Niye" "Siz ve sevgiliniz arasında kalmak istemiyorum. Ayrıca bunu hiçbir polise de şikayet etmediniz. Sizin yüzünüzden intihar etmiş gibi göründüm." "Ladin o olayı çözeceğim ben. O kadın benim sevgilim de değil. İstifanı da kabul etmiyorum. İyileş gel." Dedi emir verir tonda. Ama ben bir karar almışsam kimseyi dinlemezdim. "Kusura bakmayın. Ya da bakın. Sevgilinizi benden uzak tutun yeter. İstifa ediyorum. Bundan sonra yüzümü bile görmeyeceksin" arkamı dönüp kapıdan çıktım. Aysel beni kapıda bekliyordu. Hastaneden çıkıp Aysel'in yanına doğru ilerlemeye başladım. Birlikte bir taksi durdurup eve doğru ilerlemeye başladık. "Ne dedin" dedi yandan Aysel. "Dedim ki, istifa ediyorum" dediğimde şaşkınca bana bakmaya başladı. "Şaka yapıyorsun" dediğinde başımı olumsuz anlamada salladım. Şaka felan yapmıyordum. Birlikte eve geçtik. O kıyafetlerimin olduğu küçük çantayı çıkarttı. Odama doğru ilerledim. Banyoya girmeye korkuyordum. Bir cesaret girdim banyoya doğru. Hiçbir şey yoktu. Banyo tertemizdi. Kan lekesinin zerresi bile yoktu. "Ladin" Aysel'e doğru döndüm. "Ne yapıyorsun burada. Banyo yapamazsın" yok zaten ben kan banyomu yaptım. Gerek yok. Bir ömür boyunca korkulacak bir şeyim oldu artık. Birlikte oturma odasına doğru gittik. Yanıma oturdu o da. Biraz yorgun hissediyordum kendimi. Kanepeye doğru uzandım. "Niye istedin" "Neyi" dedim yattığım yerden. "İntiharı niye istedin" "Bilmiyorum. Hatırlamıyorum" diye yalanı attım. Niye hala koruyordum o adamı. Polise şikayet etsem. Ama zengindi. Bulurdu başka bir yolunu. Onlarda uzak durmak en iyisiydi. Oysa ben onun kara bakışlarını seviyordum. Böyle insanı içine çekecek gibiydi. Beş dakika da sevgilisi için satmıştı beni....
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE