Yazar'dan
Herkesin yaşadığı dünya farklıdır . Kimi insan güzel bir dünyaya gözlerini açmış , onun rahatlığı ile yaşarken kimisi de karanlığa açmış onun sefaletine kurban olmuştur . Toplum içinde bu duruma kişinin Alın Yazısı denir . Bu kitapta Hikaye'nin Alın yazısı anlatılıyordu .
******
Genç kız öylece yerde acı içinde yatıyordu . Ne kalkıp yaralarını sarma gibi bir şansı vardı ne de sesini çıkartıp yardım isteyebiliyordu . Bedenindeki yaralar çoktu . Ama ruhundaki yaraların durumunu bilmiyordu . Hiç iyileşmemiş aksine bir yenileri eklenmişti zalim dünya tarafından .
Yaklaşık 2 gündür buradaydı . Onun için 2 asır gibi geçse de gerçek buydu . Ağlamaktan şişmiş gözleri ne kadar etrafı görmesine engel olsa da yanı başında gezinip duran fareleri görebiliyor , hissediyor , seslerini işitiyordu .
Bedenindeki yaraların acımasına rağmen hafifçe yerinde kıpraşarak oturur hale geldi . Bu nasıl bir acıydı ? Nefesi kesiliyormuş gibi hissediyordu . Açlıktan karnında bir ağrı vardı ama şu an bunu düşünmek istemiyor sırtındaki yaraların bir an önce hafiflemesini bekliyordu .
Burnuna 2 gündür aşinası olduğu o küf koku hale geliyordu ve bu midesindeki ağrıyı daha da belli ediyordu . Ağzına doğru yükselen safra tadı ellerini ağzına götürdü . kusmak istemiyordu . Birde bunu yüzünden dayak yemek korkutmuştu . İçinde saymaya başladı . Bu işlem birkaç saniye devam etse de yetersiz kalmış olduğu yere kusmasına neden olmuştu .1 gün önce yediği ceza yemeği de çıkmıştı işte midesinden .
Sarsıla sarsıla anın verdiği çaresizlikle ağlamaya başladı . Öyle ki bu artık bağırmalara , hıçkırıklara dönüşmüştü .
Ta ki kırık kapının duvara çarpması sonucu oluşan gürültü bunu kesene kadar...
Azrail'i gelmişti değil mi ? Babası , zamanında her şeyi olan adam .Adım sesleri yanına gelene kadar dinledi . Sinirli miydi acaba ? Biraz sert basıyordu yere . Öylesine aşına olmuştu ki dayaklara artık ayak seslerinden anlayabiliyordu sinirli olup olmayışını .
Ondan gelecek darbeyi bekleye durmuştu ki saçlarına dolanan eller ile ayağa kaldırılışı bekleyişini bitirmişti . Ayaklarında derman olmayışı daha çok saçlarını çekmesine neden oluyordu .
-" Pislik !! Her yeri kusmuk etmişsin Lanet olasıca . Ben şimdi ne yapayım sana ? " Her kelimesinde bağırıp , saçlarını eline daha da çok doluyordu . Genç kızın yüzünü kendi yüzüne daha da çok yaklaştırarak o pis nefesini yüzüne vura vura konuşmasına devam etti.
-" Ama bu defalık kurtulmana belki izin verebilirim . Tabi istediğim cevabı verirsen . " gülümsememi daha da çok yüzüne yayılan Şevket karşısında ki kızına bakmaya devam etti . Hala bir tepki vermediği için onu dövmemek için kendini zor tutuyordu .
-" Evlenmeyi kabul ediyor musun ? " duyduğu soru zihninde ağır travmalara neden olmuştu . Saçlarının acısı bile o an yok olmuş sadece soru da takılı kalmıştı . Gözlerinden dökülen yaşlar ile babasının gözlerine baktı . Belki bir umut halini görürde onu anlar diye ama orada gördüğü şey ağlamasını şiddetlendirmişti .
Acımasızca bakıyordu öz kızına . En önemlisi de o gözlerde ki yabancılık acıtmış , bir yara daha açmıştı ruhunda ...
-" Baba ben tanımadığım biriyle evlenmek istemiyorum . Beni zorlama Allah aşkına !! " yalvarırcasına mırıldanışı ile daha ne olduğunu anlamadan yanağındaki sızıyla kendini yerde buldu . Dudağının kenarından akan sıvı boynuna doğru yol alıyordu .
-"Evleneceksin o kadar, bir daha o ağzından evlenmek istemiyorum kelimesi çıksın ,andım olsun seni öldürmekten beter ederim hikaye. ANLADIN MI BENİ ? " ayağının ucu ile dürterek başladığı şiddet sonlara doğru tekmeye dönüşmüştü . Hissettiği acının yüksekliği ile ellerini ayaklarına sararak
-" Tamam . Kabul ediyorum . "
Hikaye' den
Verdiğim cevabın memnunluğu ile darbeler kesilmişti . Olduğum yerden ona bakmaya başladığımda yüzünde oluşan gülümseme ile cebindeki telefonunu alarak bir kaç tuşa basıp kulağına götürdü . Kimi arıyordu ki ?
Açılışını belirten bir ses ile babam konuşmaya başladı . İkili arasındaki diyaloğu pek duymasam da dinliyordum .
-"İyi günler Hamdi bey ,Nasılsınız?"
-".........."
-"Sağ olun bende iyiyim. Hamdi bey ben sizin teklifiniz için aramıştım da."
-"........."
-"Evet Hamdi bey müsait bir zaman da sizi bekliyoruz"
-"........."
-"Size de iyi günler ,kendinize iyi bakın." diyip telefonu kapattı ve gülerek
-"Yine iyisin, koskoca Hamdi Bey nerden gördü seni bilmiyorum ama zengin oldun sayılır."diyip yüzüme tiksinir halde bakarak devam etti.
-"Ama biraz daha kal da bana karşı çıkmak neymiş gör bakalım." dedi ve kömürlükten çıktı. Babamın çıkmasının üzerine hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Ben bu değildim. Ben annemin güçlü, güzel kızıydım ve bu halimden nefret ediyordum.
Annem ölmeden önce babam böyle değildi. Bizi sever, hediyeler alırdı . Ama annem doğumda ölünce her şey değişti. Eski babam gitmiş yerine zalim, ayyaş babam gelmişti.
Bazen ona baba demeye utanır, onu bu kutsal kelimeye yakıştırmazdım. Ama gel gör ki onu hala çok seviyordum. Eski o düşünceli babamın geri gelmesi için her şeyi yapmıştım.
Okulda derslerde birinci ,örnek öğrenciydim. Öğretmenler babama hep beni över ,geleceği parlak derlerdi. Bunun üzerine geleceğimi karartıp beni okuldan almış ve çalışmaya zorlamıştı.
Bir kaç gün önce bu haberden evvel restorandan çalışıyordum. Gayet te iyi maaş alıyordum. Sonra bu olaylar gelişti, babam onu da yasaklayıp evlendireceğini söyleyince ilk defa karşı çıkıp evlenmek istemediğimi söyledim.
Ben bu düşüncelere dalmışken gözlerim yavaşça günün verdiği yorgunluk ile kapanmaya başladı.
_/o-o_ _/o-o_
Sabah beni uykumdan uyandıran şey babamın bana seslenmesiydi. Gözlerimi açıp babama baktım. Bana bakarak
-Hamdi bey aradı. 3 gün sonra seni istemeye gelicekler, herşeyin adetlere göre olmasını istiyormuş ,Şimdi kalk ve eve gir kendine çeki düzen ver " Dedi ama benim kalkmaya halim yoktu. Dün ağlamaktan yorgun düşüp birde bunu üzerine karnım aç olunca kalkamıyordum. Babam kalkmadığımı görünce
-"Lan kalksana geç içeri çeki düzen ver şu suratına" dedi ben ise
-"Kalkamıyorum işte ,ayaklarım tutmuyor "dedim. İşte o an babamın gözlerinde bu zamana kadar hasreti olduğum sevgi duygusunu görür gibi oldum .Ama o kadar kısa sürmüştü ki bir an yanlış gördüğümü düşündüm.
Babam yavaşça yanıma gelip tek eli ile kolumu tutup beni kaldırdı. Sırtımdaki yaralar nedeniyle yüzüm buruşmuştu .Yavaş adımlarla ben önde o arkamda kömürlükten çıktık. Sarsak adımlarla eve yürürken arkamdan Alya'nın sesini duydum. Hızlıca arkamı döndüm. Alya'nın gözleri bir müddet suratımda dolaştı. Hızlıca yanıma gelip bana sımsıkı sarıldı.
Ağzımdan küçük bir inilti kaçmasıyla benden ayrılıp bedenimi süzmeye başladı.
-"Hikaye neyin var? Sana 2 gündür ulaşamıyorum ne kadar merak ettim seni" demesiyle elini tutup eve doğru yürümeye başladım. Ona her şeyi anlatmalıydım. İkimiz odama girdikten sonra kapıyı kilitleyip ona baktım.
Gözlerim dolu dolu olmuş ,görüş alanım bulanıklaşıyordu. Ayaklarımın dermanı kesilircesine yavaşça yere çöküp ağlamaya başladım.
İki gün boyunca başıma gelenlerin hepsini Alya'ya anlatmaya başladım.
-"Şevket amca sana bunu nasıl yapabilir ya inanamıyorum" diye sinirle soludu. Bende elimi onun omzuna koyup
-"Alya sanırım evlenmekten başka bir seçeneğim yok. Hem belki o bana kötü davranmaz, babamın açtığı yaralarımı sarar, korur kollar. " dedim umutla . Benim bu dediğime Alya sinirle
-"Ya babanın açtığı yaraları sarmak yerine birde o yaralarsa, belki de sana yaptıklarıyla babanı bile aratır" dedi.
-"Alya umut etmekten başka ne yapabilirim. Gitsem nereye gideceğim ?.Kimim var ki benim söylesene babamdan başka ." dedim. Alya benim dediklerimden hiç hoşnut olmuşa benzemiyordu. Kısa süre sonra aklına bir şey gelmesiyle bana bakıp ayağa kalktı.
-"Ben geliyorum bekle."diyip kapının kilidini açıp gözden kayboldu. Bir süre sonra elinde ecza torbasıyla yanıma gelip oturdu. Yavaşça üzerimdeki ince badiyi yukarı sıyırıp çıkarmasıyla gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Ellerini yaraların üzerinde dolaştırıp bir taraftan söylenmeye ,bir taraftan da krem sürmeye başladı.
-"Elleri kopsun inşallah .Nasıl kıymış sana böyle. Nasılda acımıştır .Hikaye iyisin demi canım arkadaşım? " . Ben ona küçük bir tebessüm ederek
-"İyiyim canım arkadaşım , artık o kadar çok acımıyor " dedim. Alya'nın pansuman işlemi bitmesiyle ayağa kalktı.
-"Hikaye ben şimdi gidiyorum. Yarın iş çıkışı gelip pansumanını tazelerim. " dedi. Ben ise sadece kafamı salladım. Bana öpücük yollayıp odamdan çıktı. Onun çıkmasıyla yerden kalkıp yatağıma yattım. Hafif doğrulup yastığın içinden annemle çekilmiş fotoğrafımızı alıp bakmaya başladım.
Annem şu an yaşasaydı. Hayatım daha iyi ve yaşanılır bir halde olabilir , babam yine bana o sevgi dolu gözleriyle bakabilirdi.
ATEŞ;
Hala aklım almıyordu. Bu adam ne saçmalıyordu. Daha fazla dayanamayarak
-"Baba sen ne saçmalıyorsun. Ne demek 3 gün sonra sana kız istemeye gideceğiz. Sen benim onayımı aldın mı ki? Sen benim adıma kararlar veremezsin . Ben 26 yaşında bir adamım. Kendi kararlarımı verebilecek yaştayım" diye sinirle babama baktım.
-"Ben bu kız ile evlenmeni istiyorum o kadar. Yok ben o kızla evlenemem dersen seni hiç düşünmeden mirasımdan men ederim anladın mı? " dedi
-"Kim olduğu belli olmayan bir kız için oğlunu öz oğlunu karşına alacaksın öyle mi? Tamam senin dediğin gibi olsun ama şunu unutma baba o kızın döktüğü her bir gözyaşının sebebi ben değil sensin !" diyerek evden çıktım. Buraya gelmeden önce babam arayıp acilen İstanbul'a gelmem gerektiğini önemli işler olduğunu söylemişti.
Bende hemen arabaya atlayıp Ankara'dan İstanbul'a gelmiştim. Ama babamın bu sözleriyle geldiğime pişman olmuştum. Tanımadığım bir kızla evlenmemi istiyordu ki bu kız nasıl biri bilmiyorum .Eminim paragöz birinin tekidir. Kim bilir kaç paraya satın aldı babam. Onu benimle evlendiğine pişman etmezsem bana da Ateş demesinler.
Ali' den araba anahtarını alarak arabaya bindim. Biraz buradan uzaklaşsam iyi olurdu.
*****
Hikaye'den
Gözlerim dolu dolu beni istemeye gelecek Güçlü ailesini bekliyordum. Bu üç gün boyunca Alya beni hiç yanlız bırakmamış ,bütün yaralarıma pansuman yapmıştı.Onun sayesinde çoğu mor yerim sararmaya başlamıştı.Alya'nın annesi Seliha teyzemde beni hiç yanlız bırakmamış,hep yanımda olmuştu.
Kapının çalmasıyla oturduğum yerden kalkıp babama baktım. O ise sinrle
-"Bana bakacağına açsana kapıyı" demesiyle hızlıca kafamı sallayıp kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda 46-47 yaşlarında adının Hamdi olduğunu ögrendiğim ve hemen onun yanında da hemen hemen aynı yaşta olduğumuzu düşündüğüm bir kız vardı.Hemen kapının önünden çekilip onlara yol verdim.
-"Hoşgeldiniz efendim" diyerek içeriyi gösterdim.Onlar içeriye geçerken bende kapıyı kapatıp arkalarından içeriye geçtim.İkiside koltuklara oturmalarıyla
-"Kahvelerinizi nasıl içersiniz?" diye sordum. Hamdi bey ise
-"Gerek yok kızım biz hemen sadede gelelim en iyisi" dedi ve devam etti.
-"Bu arada kusura bakmayın oğlum Ateş'in bir kaç işi olduğu için gelemedi."dedi. Evleneceğim adamın adı Ateş miydi! babamın konuşmasıyla dikkatimi ona verdim.
-" Hamdi bey ne kusuru, olur böyle şeyler siz dert etmeyin." dedi pişkin pişkin konuşarak. Hamdi bey ise sadece kafasını sallayarak cevap verdi.Ben bu Hamdi beyi bir yerden görmüşlügüm vardı ama nerden ?
-"Kızım beni hatırladın mı? Hani restoranda fenalaştığım zaman yardım etmiştin."demesiyle nerde gördüğümü hatırladım. 2 hafta önce restoranda ansızın fenalaştığı için ona yardım etmiştim. Yardımımın karşılığını oğlu ile evlendirerek mi veriyordu bu adam
-"Evet geliş sebebimiz belli Allahın emri peygamberin kavli ile kızınızı oglum Ateş'e istiyorum "dedi hafif tebessümle.Babam ise kahkaha atarak
-"Verdim gitti. O zaman yarın nikahta görüşürüz " demesiyle şok oldum. Yarın mı evleniyordum ? Bu kadar mı değersizdimki gözünde çok kolay birşeymiş gibi bunu söylüyordu.
Yanıma oturan Hamdi bey'in yanında gelen kız ile dolu gözlerimi ona çevirdim. Daha önce hiç dikkatımı çekmeyen bir kutuyu kucağıma bıraktı. Ceketinin cebinden bir defter çıkarıp bir şeyler yazmaya başladı. Yazdığı sayfayı bana gösterip okumamı işaret etti.
-"Ben Ada senin görümcen sayılırım.Bu kutunun içinde yarın nikahta giymen için elbise getirdim. Umarım begenirsin"yazıyordu. Hafif bir tebessümle
-"Sağol Ada" dedim.Bir anda babamların ayağa kalkmasıyla bizde ayağa kalktık.Babam ile Hamdi bey sarılırken daha fazla bu sahneye şahit olmak istemediğim için hızlıca yanlarından ayrılıp odama gittim ve kapıyı kilitledim.
Arkamdan babamın seslerini duyuyordum ve onlar gittikten sonra ne olacağını da biliyordum ama satılık bir eşyamışım gibi davranılmak canımı yakıyordu. O gece misafirler gidene kadar hıçkıra hıçkıra ağlayarak uyaya kalmışım.
Güçlü bir ses ve ardından saçlarımdaki baskı ile kendimi tutamayıp çığlık attım ve kendimi yerde bacaklarımın üzerine düşerken buldum.
-"Sen kimsin de misafirlerin yanında arkandan bağırmama rağmen cekip gidersin, Cevap ver bana"diyip bana tokat attı. Ben ise anın acısına dayanamarak
-"Ben senin kızınım, sana annemin emanetiyim.Beni bir mal gibi pazarladın ne yapmamı istiyorsun, Söylesene baba ne yapmalıyım ?" dedim gözlerinin içine bakarak devam ettim.
-"Hiç mi sevmiyorsun artık beni ,Hiç mi eskiler aklına gelip o günleri ,huzurlu günlerimizi özlemiyorsun?Ben o kadar çok özlüyorum ki burnum tütüyor o günler. En azından o zamanlar yaşadığımı hissediyordum. Ama şimdi hiçbir şey hissedemiyorum baba ,Çok yalnızım baba" diyip ona bakmaya devam ettim. O ise bakışlarını kaçırarak sanki az önce hiç konuşmamışım gibi
-"Sen dua et , yarın düğünün var yoksa seni evire çevire döverdim."diyip odadan çıktı.Ben ise olduğum yerde kalakaldım.
_/o-o_ _/o-o_
Evlendirme dairesinde bulunan odada oturmuş, evleneceğim adamı bekliyordum. Birkaç dakika sonra kapı açılıp kapandı. Karşımda daha önce hiç görmediğim kadar güzel gözlere sahip bir adam duruyordu. Galiba bu adam Ateş 'ti. Gözleri o kadar güzeldiki , umudum daha da arttı.
Ateş ben baştan aşağı süzdükten sonra gözlerinde öfke gördüm.
-"Ooo müstakbel eşim buradaymış" demesiyle tedirgin olmuştum. Sesinde iğrenç bir şeyden bahsediyor gibi konuşuyordu. Ama bakışları daha da tedirgin olmama neden oluyordu.
-" EE ben Ateş,sende babamın şu satın aldığı Hikaye miydi yoksa Öykü mü hatırlayamadım." demesiyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Bu adam, kendime umudum olarak gördüğüm adam neler söylüyordu.Kendime hakim olamayarak
-"Benim adım Hikaye ve siz ne saçmalıyorsunuz? " dedim benim ona karşılık vermeme sinirlenmiş olmalı ki alnındaki damarlar belli olmaya başlamıştı.Yavaş yavaş bana yaklaşmaya başladı. O bana yaklaşdıkça sanki umudum yerle bir olmuş gibi hissediyor geri geri gidiyordum.
Bir anda yanıma gelip çenemi tutmasıyla acıyla inledim.Ateş ise bunu umursamadan
-"Ben saçmalamıyorum,gerçekleri söylüyorum.Bana bir daha cevap verme lüksüne girersen sana yapacaklarımın haddi hesabı olmaz.Anladın mı ?" dedi .Ben ise çenemi bırakması için kafamı sallayarak onu onayladım.Çenemi fırlatır gibi bırakmasıyla bir ana yalpalansamda kendimi toparladım.
Tam tekrar konuşacakken kapı açılmış içeriye Ada girmişti.Ada abisini görür görmez hemen boynuna atlamış, sımsıkı sarılmıştı.
Ateş ise onu görür görmez yüzünde büyük bir gülümseme ile sarılmıştı.Alya uzun bir sarılmanın ardından ayrılıp elindeki deftere birşey yazdı ve abisine gösterdi. Ateş yazıyı okur okumaz gülümseyerek
-"Biz hazırız,siz nikah salonuna geçin geliyoruz" dedi. Ada yüzündeki gülümsemeyle bana bakıp göz kırptı ve odadan çıktı. Ada'nın çıkmasıyla Ateş'in yüzündeki gülümse yerini sinire bırakıp yanıma yaklaşıp iyice dibime girip kulağıma
-"Eğer benimle evlenirsen sana hayatı zehir sana hayatı zindan söz veriyorum. Böyle bir hata yapmadan önce o masada Hayır deki seni affedeyim."diyip benden uzaklaştı. Ama Ateş'in bilmediği birşey vardı ben o masada eğer hayır dersem babam beni döve döve öldürürdü.Bunu göze alamazdım.Bir an kolumu koparırcasına çekerek beni nikah salonuna doğru sürüklemeye başladı.
Nikah salonuna gelmemizle beraber kolumu bırakıp beni masaya yönlendirdi.Masaya oturduktan kısa süre sonra nikah memuru gelip sandalyeye oturdu.İlk önce bana ardından da Ateş'e baktı. Hafifçe gülümseyerek
-"Evlenmek istediğiniz--"diye konuşmayı sürdürecekken Ateş memurun sözünü kesip
-"Bunlara gerek yok ,sadede gelin lütfen" dedi.Nikah memuru ise kafasını sallayarak bana bakarak o cümleyi sordu.
-"Şevket Demirel kızı Hikaye Demirel,Hamdi Güçlü oğlu Ateş Güçlü'yü hiçkimsenin baskısı altında kalmadan evlenmeyi kabul ediyormusunuz?" diye sorduğunda ilk önce babama baktım sanki bana gözleri ile "hayır de bak ben sana ne yapıyorum" diyordu.Diğer yandan Ateş'e baktığımda o ise "ben sana bir şans verdim onu kullan ve benim gazabımdan kurtul" der gibi bakıyordu.
Ağzımdan sadece
-"EVET" kelimesi çıktı ve nikah salonunda alkış tufanı çıktı. Ardından nikah memuru bana sorduğu soruyu Ateş' e de sorduğunda,Ateş tıslar gibi
-"Evet" dedi.Sonra nikah şahitlerininde evet demesiyle ellerim titreye titreye imzayı attım.Aynı işlemi Ateş ve nikah şahitleride yapınca nikah memuru evlilik cüzdanını bana verip tebrik ederek salondan ayrıldı.
Kafamı yavaşça Ateş'e doğru çevirdim. Bana öyle bir bakıyordu ki babam bile yanında bir hiçti. Arkadaşım Alya'nın dediği dogru çıkmış Ateş bana babamı aratacak,hayatı zindan edecekti.
Kolumu sertçe tutup Hamdi Bey'in yanına doğru yürümeye başladı. Hamdi bey ise bize sorgulayıcı bakışlar atarak merakla ne diyeceğimizi bekliyordu. Ateş bana bakarak
-"Baba Ankara'daki işlerimde aksamalar oldu, bizde Hikaye ile bir an önce yola çıkmaya karar verdik." demesiyle gözlerim şaşkınlıktan kocaman olmuş ona bakıyordum.Biz ne zaman böyle bir karar vermiştik ki? Birden elime uyarı niteliğinde sıkmasıyla gözlerim doldu.
Canım çok acıyordu.Ben acısıyla çekmeye çalıştıkça o daha da çok sıkıyordu.Bana kafasıyla Hamdi bey'in gösterip onu onaylarcasına konuşmamı istiyordu.
-"Şey hamdi Be- Baba Ateş haklı biz Ankara'ya gitsek iyi olucak" dememle Ateş elimi sıkmayı bıraktı. Hamdi baba ise ona baba dememin sevinciyle bana sıkıca sarılmış,kulağıma fısıltıyla
-"İyiki o gün o restoranda sana rastlamışım kızım. Umarım beni affedersin" diyip ayrılmış ve düğüne gelen müsafirleri ağırlamaya gitmişti.
Saatler geçmiş misafirler yavaş yavaş salondan ayrılmaya başlamıştı.Nikah salonundan çıkıp otopark yürümeye başladık.Ateş ise yanıma gelip
-" Şimdi yola çıkıcaz , kimle vedalaşacaksan vedalaş seni bekliyorum acele et" diyip arabaya doğru yürümeye başlamıştı.Bende arkamı dönüp Alya'nın yanına gittim.Gözleri ağlamaktan şişmiş bana bakıyordu.
"Alya seni çok özleyeceğim ,Seliha anne'ye iyi bak " diyip sarıldım.
-"En kısa zamanda ziyaretimize gel Hikaye tamam mı?" dedi alya .Sadece kafamı sallamakla yetindim.Ateş'in beni göndereceğini hiç zannetmiyordum.
Arabaya binip daha kemerimi takamadan Ateş'in hızlıca gaza basmasıyla bedenim öne savrulmuştu.Tam kafamı cama vuracakken Ateş kolunu belime sarıp geriye çekti. Ben şok olmuş Ateş' e bakarken o bana sinsi bir gülüşle bakıyordu.Tam ona ne yaptığını soracakken
-"O ağzını açmayı deneme bile ,Ben sana dedim dimi o masada evet dersen sana hayatı zindana çeviririm diye.Sen o masada evet diyerek bunu kabul etmiş oldun.sana söz cehennemi yaşatacağım sana" diyip bana bakmayı kesip arabayı sürmeye başladı.
Yaklaşık 4 - 5 saat sonra kocaman bir evin önünde durduk.Ateş kapısını açıp aşağı indi ve eve doğru yürümeye başladı.Hemen bende arabadan inip arkasından hızlı adımlarla ona yetişdim.
Ateş zile basmasıyla kapının açılması bir oldu.Karşımızda orta yaşlarda bir kadın belirdi.
-"Hoşgeldiniz Ateş Bey" diyip kenarı çekilmesiyle eve girdik. Tam oturma odasına gidip oturacakken Ateş kolumu tutup beni durdurdu ve
-"Hümeyra abla sana dediğim odayı hazırladın mı?" diye sorunca adının hümeyraolduğunu ögrendiğim kadın
-"Evet Ateş bey istediğiniz şekilde odayı hazırlattım"dedi. Hümeyra ablanın verdiği cevap ile Ateş bana dönerek
-"O zaman müstakbel karıma yeni odasını gösterelim."diyip beni çekiştire çekiştire aşağı inen merdivenlerden inmeye başladı.Aşağı indikçe nem kokusu artmış, İğrenç bir kokuya ev sahipliği yapan bir odadının içene sokup
-"E yeni odanı beğendin mi?" diye sordu.Hafifçe başımla odaya bakmaya başlayınca şaşkın bakışlarımı ona çevirdim.Ben burdamı kalacaktım.İyi de burda yatak bile yoktuki
-"Ben burada mı kalacağım?" diye sordum.
-"Ne sandın sana iyi bir oda veya koynumda yatmana izin vereceğimi mi? Sen aslında buraya bile layık değilsin. Elindekilerle yetinmeyi ögrenmen gerek "diyip odadan çıkacakken bir şey demeyi unutmuş olmalıki arkasını dönüp konuşmaya başladı.
-"Yarın saat 7'de kahvaltım hazır olsun,sen hazırlıcaksın.Bu arada yarın otelde işe başlayacaksın 8 gibi hazır ol beni bekle" diyip çıktı.Onun çıkmasıyla odaya daha dikkatli bakmaya başladım.Burası depo gibi biryer olmali ki türlü türlü eşyalar vardı.
Ben burada nasıl kalacaktım ki?