1.10

730 Kelimeler
"Duru bak bence Efe ve Bulut'u aynı yerde tutmak hiç akıllıca bir fikir değil." "Of Levent ya. Efe beni yurttaki erkeklerden kıskanıp geceleri beni yorganın içine tepen adam. Yani, sonuçta ne kadar küçük olsa da Sude de onun kızı, bence bana yaptıklarından sonra ona yaptıkları da gayet normal. Zamanla alışırsınız siz de." "Ya iyi de Sude Bulut'un dibinden ayrılmıyor." Levent'e kısa bir bakış atıp "Bunu Efe'ye de söylemek ister misin?" deyince hemen kafasını iki yana salladı. "Hiç gerek yok bence." "Hadi ama çene çalacağına acele et. Biz gidene kadar akşam olacak." Levent benim uyarım üzerine ağır ağır giyinmeyi bırakıp hızlandı. Hayır yani, ben piknik için her şeyi hazırladım, üzerine Serhat'ı da giydirip kendim giyindim. Ama beyefendi hâlâ hazırlanacak! Nerde o erkekler kadınlardan hızlı hazırlanır diyen, ha nerde? Bir güzel ağzını yırtayım da görsün o şahıs. Yola çıkınca Levent'e "Önce Sahra'yı alıp öyle geçelim." deyince sinsi bir bakış attı bana. "Sahra da mı geliyor?" "Evet." "Sen Tunç'un başını bağlamaya iyice niyetlisin anlaşılan." "Yani. Hem güzel olmaz mı bana o kadar laf ettikten sonra ona diz çöktürecek bir kızla birlikte olması." "Bence Sahra Tunç'u öldürür." "Efe de Duru Levent'i öldürür diyordu bir zamanlar." diyerek güldüm. Vallahi ben biriyle evlendiysem, herkesin evlenme ihtimali vardı. "Olur diyorsun yani?" "Ben diyorsam olacak diyorum." deyip Levent'e göz kırpınca Levent gülümsedi. En iyi o biliyordu ki ben istediğim bir şeyi elde edene kadar durmazdım. Hem hoşlanıyorlardı birbirlerinden. Bal gibi hem de. Anayolda toplanıp hep beraber piknik alanına giderken arabanın içindeki Sahra'yı gören Tunç'un gülümsemesi doğru yolda olduğumu gösteriyordu. Sanırım işim sandığım kadar zor olmayacaktı. Piknik alanına gelince arabadan inip eşyaları taşımaya başladık. "Duru, sen niye tayt giydin lan?" "Efe, onun üzerindeki tunik, biliyorsun değil mi?" "Bilmiyorum ben tunik falan. Oğlum ne diye izin veriyorsun buna?" diyip Levent'e dönen Efe'ye "Bana soran mı var ki?" cevabını veren Levent'e gözlerimi kısıp baktım bir süre. Gitgide Efe'ye benziyordu ve bu da beni oldukça korkutuyordu açıkçası. Sen şu elbise çok güzelmiş hayatım al da bir dene diyen adamsın Levent. Acilen kendine gelmen gereken bir konu var. Yapma böyle. ******* "Lan şu oğlunu al kızımın yanında Bülent! Bak fena olacak." diyerek oyun oynayan Bulut ve Sude'ye dikti gözlerini Efe. "Top oynuyorlar oğlum ya!" "Ben oynarım lan kızımla." Efe cidden yanlarına gidip Sude'yle oynamaya başlayınca Çağla derin bir of çekti. Bence de of yani. Bu nedir arkadaş? Serhat daha yürüyemediği için sürekli kucağımdaydı ama yürümeye başlayınca Efe onu da Sude'den böyle kıskanır mıydı diye düşünmeden edemiyorum doğrusu. Gerçi Serhat Sude'den küçüktü ama Efe'den her şey beklenirdi sonuçta. "Beyza kız gel biz de voleybol oynayalım." Çağla'ya alayla bir baktım. "Ne bakıyorsun öyle be?" "Çık çık. Oraya çıkıp o topa bir zıpla da biz de canlı canlı cinayet görelim. Lan manyak! Efe seni çiğ çiğ yer. Az önce benim taytıma laf eden adam, sen herkesin içinde hoplayıp kikirderken sessizce seni mi izleyecek sanıyorsun?" Sahra da benimle birlikte kahkaha atarken Tunç'un onu izlediğini fark ettim. "Ben asla aşık olmam." deyip ortalarda havalı havalı gezen ego yığınımız tükürdüğünü yalamak zorunda kalacaktı en kısa zamanda görünüşe göre. "Sahra. Kalk kız Serhat'ı gezdirelim biz biraz." O sırada bizi izleyen Levent'e göz kırpınca işaret parmağını bize doğru salladı. Ne vardı yani? Birazcık ağzından laf alacaktım o kadar. Biraz uzaklaşınca ne yapıp edip konuyu Tunç'a getirdim. "Çok sinir bozucu Tunç bey." "Evet, haklısın. Ama ben hastayken tüm holdingi nefes almadan o yönetti neredeyse. Levent hep benim yanımdaydı o zamanlar. Sonuçta işine çok düşkün ve bu yüzden iş yerinde de sinir bozucu olması gayet normal bence." diyerek Sahra'nın tepkisini ölçtüm. "Ne yani sadece is yerinde mi öyle?" "Normalde tanımış olsaydın iş yerindeki Tunç'la, normal hayattaki Tunç'un ikiz olduğunu ama huylarının hiç benzemediğini düşünürdün. Şahsen ben öyle düşünüyorum çünkü." "Peki. Bunu bana neden anlatıyorsun?" "Hiçç. Sadece o benim de arkadaşım ve her dakika kavga etmeniz hoşuma gitmiyor." Başka ne olabilir ki canım? Aa. Ne fesat insanlarsınız siz de öyle. Sahra gülümseyip 'anladım' der gibi kafasını sallayınca bu günkü diğer planlarımı hayata geçirmek üzere sinsice gülümsedim. Bana kalırsa Tunç kendi işini kendi de hallederdi ama oğlumu tehlikeye atamazdım ben. Benim oğlumla uğraşmak yerine evlenip kendi çocuklarıyla uğraşsa çok daha iyi olurdu. Küçük küçük Tunçlar ve onları kovalayan bir Efe. Ay hayali bile aşırı komikti ha. Gerçeği nasıl eğlenceli olurdu kim bilir? Denemeden bilemez ve bilmeden de eğlenemezdik sonuçta. O yüzden bir an önce mükemmel anlaşıp evlenip çocuk yapıp bunu denemeleri gerekiyordu. Dört gözle bekliyordum ben de bir köşede bunu. Hem de büyük bir zevkle.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE