~~~~•~~~~•bir hafta sonra ~~~~•~~~~•
D: Mert! Abim nerede?"
M: "Hangisi hala?"
D: "Cem!"
C: "Buradayım ne var?"
D: "Abi koş Cemre bayıldı, annem seni çağırıyor."
... Değişen sesimle birlikte kan şekerim de düşünce çimento torbası gibi devrilmiştim odanın ortasına.
Kendime geldiğimde meraklı gözlerle birlikte anne oğulun konuşmasını duydum.
C: "Anne ne yapalım doktora götürelim mi?"
"Oğlum bi dur panik olma hele, biraz dinlensin... Altı çocuk büyüttüm ben, her ateşe doktora gitseydim benim ömrüm hastanede geçerdi."
Annesi gidince yerine oturan Cem, alnımdaki beze minik parmaklarıyla baskı yaparken, "Ne oldu Cemre hanım, ya ben onu ya o beni diyordun? İki günde pert oldun?" dedi.
Bos boğuk sesimle, "Ne bileyim, buranın sadece adamları değil havası da çarpıyormuş!" dediğimde, bana anlayışı kıt diyen adam bön bön bakıp, "Anlamadım!" dedi.
"Algı da eşitleniyoruz, hadi bakalım başka bir şeyde de eşitlenecek miyiz?" dediğimde bu sefer anladığını belli edecek şekilde yutkundu...
•••••••••••••••••••••••••••••
Babaanne üst katta bulunan Cem'in odasına seslendi...
"Mert! Ne olmuş oğlum, bu ses ne?"
M: "Önemli bir şey yok babaanne, bu yıl ki ilk Cemre amcamın odasına düşmüş."