Bölüm 4

1747 Kelimeler
Telefonumun sesine uyandığımda kafamı yastığın altına koyup sesi duymamaya çalıştım. Uyumak istiyordum. Daha saatlerce uyumak istiyordum. Neil Diamond’un 1966 yılına ait parçası Cherry, Cherry telefonumun hoparlöründen tekrar yükselmeye başladığında kafamı yastığın altından çıkartıp akşam şifonyerin üstüne bıraktığım telefonunu eline aldım. Biliyordum ki babamdan başka türlü kurtulamayacaktım. Telefonu açar açmaz “neredesin Cherry” diyen babama “uyuyordum baba” diye homurdanarak cevap verdim. “Bu saatte mi bebeğim. Saat iki olmuş. Yoksa akşam partiye mi gittin sen. Cherry ne konuşmuştuk seninle üniversite partilerine gitmek yoktu. Çelimsiz erkeklerin arasına gidip dans mı ettin Cherry. Hem de benim güvenliğim olmadan. Sana bir şey yapan oldu mu? Asılan?...” “Baba, baba, lütfen biraz susar mısın?” diyerek araya girdim. Sonunda babamın bitmek bilmeyen sorularını susturabilmiştim. Hattın diğer ucundan babamın derin bir nefes aldığını duyarken “ben iyiyim merak etme. Evet akşam bir partiye gittim ama içmedim. Dans etmedim ve kimse bana asılmadı” dedim. “Oh Tanrım. Teşekkürler” diyen babam Tanrıya dua ederken kıkırdadım. “Gülme Cherry, senin yüzünden kalp krizi geçireceğim. Ne zaman geliyorsun” “Baba daha buraya geleli bir hafta oldu. Ara tatilinde geleceğimi biliyorsun” “Hafta sonu için gelebilirsin. Hemen uçak biletlerini alabilirim. Hem gelmişken bir gösteri de yaparsın. Yokluğun fark edilmeye başladı. Herkes seni soruyor bebeğim” Babam konuyu yine aynı noktaya getirdiğinde sinirle dişlerimi sıktım. Sessizliğimin sebebini anlayan babam “Bebeğim seni yanımda istiyorum. Diğerleri sadece bahane” diyerek açıklarken babamın sesinden ne kadar üzgün olduğunun farkındaydım. İlk defa birbirimizden ayrılıyorduk. Benim için de zordu ama artık kendi yaşıtlarım gibi üniversiteye gitmek istiyordum. “Seni seviyorum baba ama hayatımın her anında yanımda olamazsın. Tecrübe kazanmaya ihtiyacım var. Yirmi bir yaşındayım ve yeni üniversiteye gelebildim. Yaşamam için bana izin vermelisin” “Üzgünüm Cherry. Bir daha seni buraya dönmen için sıkıştırmayacağım bebeğim. Seni seviyorum.” “Bende seni seviyorum baba. Sage’e iyi olduğumu ilet. Hoşça kal.” Telefonu kapatıp şifonyerin üstüne bıraktıktan sonra yatağa kalkıp ellerimi yukarı kaldırarak tüm kaslarımı gerdim. Geçmişten kalan alışkanlıkla kaslarımı açmak için bir iki hareket yaptıktan sonra Addy’in hala uyuduğunu düşünerek ona kahvaltı hazırlamak istedim. Odadan çıktığımda düşündüğüm gibi Addy salondaki koltukta uyuyordu. Üstündeki nice örtüye sıkıca sarılmış ellerini çenesinin altında birleştirmişti. onun yanına gidip Addy’in yakışıklı yüzünü bir süre izledim. Yüzünde huzurlu bir ifade vardı. Küçük bir çocuğa benzer haline gülümsedikten sonra arkamı dönerek mutfak olduğunu düşündüğüm yere gittim. Tahmin ettiğim gibi salonun sağ tarafındaki koridor mutfağa gidiyordu. Dolabı açtığımda burasının öğrenci evi olduğunu unutmuştum. Neredeyse boş olan dolapta kahvaltı gevreği ve biradan başka bir şey yoktu. Hızlı adımlarla odaya gidip kendi kıyafetlerimi giydim. Cüzdanımı aldıktan sonra salonda Addy’in anahtarlarını aramaya başladım. onları koltuğun önündeki sehpada buldum. Evden çıkıp apartmanın karşısındaki markete gitmem ve tüm sepetimi kahvaltılıklarla doldurup geri gelmem sadece on beş dakikamı almıştı. Nefes nefese eve girip aldıklarımı mutfak tezgahına koyduktan sonra önce bir bardak su içip sonra kahvaltılık hazırlamaya başladım. Hazır aldığım kaymak, bal, çikolata ve reçeli masaya açıktan sonra jambonu açarak kızartmaya başladım. Tüm evi kaplayan koku Addy’i de uyandırmıştı. Kafamı çevirip kapıya baktığımda Addy gözlerini ovuşturarak içeri bakıyordu. Sanki gerçekliğinden emin olmak istiyordu. “Sen bir meleksin” diyerek bana doğru koşup beni kollarının arasına alarak havaya kaldırmıştı. gülerek “Addy bırak beni jambonlar yandı” diye bağırdığımda Addy beni yere bırakırken yanaklarımı sulu öpücüklerle istila etmişti. Kıkırdayarak jambonları tabağa alırken Addy gibi kokuyu alan bir diğer kişi mutfağın kapısında görünmüştü. kapıda duran çıplak çocuğu gördüğümde şok oldum. Her şeyi ortadaydı. Çocuk henüz beni fark etmemişti. “Ad sen harikasın bebeğim” diyerek mutfaktan içeri girdiğinde Addy arkasını döndü. Addy’in çocuğa dönmesi beni harekete geçirmişti. Çığlık atarak arkamı döndüm.  Gözlerimi elimle kapatırken “Lanet olsun bu da kim?” diye bağırdım. Addy önünde gözlerinin kapatmasını eğlenceli bulmuş gibiydi. Gülerken “Ti adamım git üstüne bir şey giy” dediğinde yine de onu gönderdiğini düşünerek rahatladım. Arkamda çıplak bir beden hissettiğimde tekrar bağırırken o “bebeğim böyle bir parçayı ilk defa görüyorsundur tabi çığlık atman normal” dedi. Ellerimi gözlerime daha sıkı bastırırken “Addy gönder şunu” dediğimde çocuk tüm vücudunu sırtıma yaslamıştı. Sıçrayarak “Lanet olsun, lanet olsun” diye küfrederken arkamdaki çocuk kahkahalarla gülüyordu. Elini uzatıp benim kızarmış yanağımı parmağının arasına sıkıştırarak “amanda aman burada utangaç bir bakiremiz varmış” dediğinde Addy onu koluyla uzaklaştırıp “yeter bu kadar Tyler” dedi. “Aman be biraz eğlendirmiyorsun” diyen Tyler sonunda uzaklaşmıştı. Arkamdaki bedeni uzaklaştığnda rahatladım. Göz ucuyla arkama baktığımda onun çıplak poposunu sallayarak mutfağın çıkışına ilerlediğini gördüm.  Kapıdan çıkmadan önce “bundan sonra senin adın Cherry bebeğim, yanakların kiraz gibi” dedi. Sözleriyle vücudum kasıldı. Sabah çalan müziği duymuş olacağını düşünürken o parçayı biran önce değiştirmem gerekiyordu. Tyler mutfaktan çıktıktan sonra Addy gülerek “gitti gözünü açabilirsin” dediğinde parmaklarımın arasından zaten gidişini izlediğini sakladım. ellerimi indirip öfkeli gözlerle Addy’e baktım. “Resmen beni taciz etmesine izin verdin” dediğimde Addy gülerek “saçmalama Lena sadece dalga geçiyordu. Merak etme Tyler istemediğin sürece sana dokunmaz. Onunla birlikte olabilmek için kendini paralayan yeterince kız var” diyerek göz kırptı. Kaşlarımı çatarken “aman ne güzel” diye homurdanarak tavaya jambon koydum. Geri kalanlarını da kızarttım mı işim bitiyordu. “Hey kızma. Çok tatlıydın ne yapabilirim” diyen Addy eğilip yanağımı öptüğünde gülümsedim. Üstünü değiştirip mutfağa gelen Tyler ise bizi görünce “Adamım bilmesem tercihlerini tekrar değiştirdiğini düşünürdüm” dediğinde donmuştum. Addy de tepkisizce öyle yüzüme bakıyordu. Ne tepki vereceğimi bekler gibi. Tyler bizim halimizi fark etmeden masaya çöküp kahvaltılıklara saldırırken ağzındaki lokmasını yutmadan “eğer bize her gün böyle kahvaltı hazırlayacaksa bence değiştirmelisin” dedi. Addy’in gözlerindeki ifadeden gerçeği anlamıştım. Addy başından beri benim hislerimden haberdardı ama hiçbir şey söylememişti. Tuttuğum tavayı bırakırken Addy “Lena açıklayacaktım” dediğinde ondan uzaklaşmak için hızla arkamı dönüp yürümeye başladım. Addy de arkamdan koşarken Tyler “hey Cherry jambonları tavada unuttun” diye bağırdı. Koşarak evden çıkıp merdivenleri inmeye başladığımda öfkeli gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Salak yerine konulmuştum. İlk defa böyle duygulara kapılmış ve salak yerine konulmuştum. Apartmandan çıktığımda pikabıma doğru koşarken yetişti bana Addy. “Lena dur” derken onun kolumu tuttu ve beni kendine çevirdi. Hızla ona döndüğümde Addy ona doğru gelen diğer elimi fark ederek havada yakaladı.  İki elimi de kavramış halde beni tutup kendine çekerken “lütfen açıklamama izin ver” dedi. “Beni salak yerine koydun” diye bağırdığımda yüzüm kızarmış, gözlerim daha da sulanmıştı. Addy acı çekiyormuş gibi yüzünü buruşturup “üzgünüm, ilk başta bilmediğini tahmin edemedim çünkü okuldaki herkes biliyor” dedi. Okuldaki herkes biliyor sözleri kulaklarımda yankı yaparken Daizy diye düşündüm. O da biliyordu. “Sonra sana açıklamak istedim ama o an senin davranışlarını fark ettim ve kırmak istemedim Lena. Yemin ederim bugün açıklayacaktım” Onun her kelimesi beni daha da öfkelendiriyordu. Senin davranışlarını fark ettim. Yani ondan hoşlandığımı biliyordu. Şuan duyguları en yoğun şekilde yaşıyordum çünkü ilk defa bu kadar utandırılmıştım.. Kollarımı çekip Addy’den uzaklaşırken “bir daha sakın benimle konuşma” diyerek pikabıma doğru ilerlemeye başladım. İnsanlardan nefret ediyordum. Yurda geldiğimde gözyaşları kurumuştu ama öfkem hala yerli yerindeydi. Odaya girdiğimde Daizy her zamanki gibi son ses müzik dinliyordu. Benim geldiğimi görünce müziğin sesini kısıp “hey parti kızı gece nerede kaldın” diyerek güldüğünde yatağıma giderken durarak ona döndüm. Daizy benim yüz ifademi görünce yattığı yerden doğrularak “ne oldu sana” derken gerçekten endişelenmiş gibi görünüyordu. “Ne mi oldu? Gerçekten bunu soruyor musun Daizy? Addy’in homoseksüel olduğunu bildiğin halde bana söylemedin” Ben ökeyle bağırırken Daizy’in yüzünde ufakta olsa mahcubiyet ifadesi geçmişti. Yatağında bağdaş kurmuş halde otururken ellerini önüne alıp “partiden sonra söyleyecektim. Eğer önce söyleseydim partiye gitmezdin” dedi. “Dün benim arkadaşım olduğunu söylüyordun. Arkadaşlar bunu yapmaz Daizy. Arkadaşlar kendi çıkarları için arkadaşını kullanmazlar. Eğer sen benden seni partiye bırakmanı rica etseydin ben seni yine bırakırdım. Keşke gerçeği söyleyebilecek kadar dürüst olsaydın.” Daizy “özür dilerim Lena” dediğinde onunla daha fazla bir arada kalmaya dayanamayarak odadan çıktım. pikabıma binerek sakinleşebilmek için durmadan yol aldım. Kasabanın sonundaki benzinliğe geldiğimde depoyu doldurduktan sonra marketten içecek bir şey alarak ola çıktım. Biraz daha gittikten sonra pikabı yol kenarına çektim. Araçtan inip pikabın kasasına otururken elimdeki meyve suyunu yudumlamaya başladım. Gözlerimi kapatıp Addy’i ve düştüğüm durumu gözden geçirirken utançtan ölmek üzereydim. Hayatımda ilk defa bir erkeğe karşı bu kadar ince duygular beslemiştim ve o da gay çıkmıştı. Addy’den gerçekten hoşlanmıştım. Aslında geldiğim gün karşıma çıkan ilk ultra yakışıklı erkek olduğu için ve onu sevimli yapan cana yakınlığı olduğu için belki de bu kadar çabuk kapılmıştım. Cebimden Cherry, Cherry melodisi yükseldiğinde derin bir nefes alarak telefonu cevapladım. “Cherry içimde bir sıkıntı var. İyi misin?” diyen babamın sesiyle içimden taşan duygulara teslim olarak hıçkırdım. Geldiğim ilk haftadan rezil olmanın etkisiyle ağlarken babam biricik kızının hıçkırığını duymasıyla çıldırmıştı. “Cherry neyin var” diye bağırırken “baba seni çok seviyorum” dedikten sonra tekrar hıçkırdım. “Bebeğim geliyorum. Hemen oraya geliyorum ve gözyaşlarının akmasına sebep olan lanet olası pisliği öldürüyorum” diyen babamın ardından “sakin ol Marco, otur yerine tüm barı birbirine kattın” diyen Sage’in sesi geldi. “Ağlıyor Sage. Hemen valizini topla bebeğimin yanına gidiyoruz. Ah sizi hiç dinlememeliydim” diyen babam ağlarken gülümsememe sebep olmuştu. babam gülüşümü duyunca “şimdi de gülüyor, kızımın psikolojisini bozmuşlar Sage” derken Sage “ver şu telefonu bana” dedikten sonra “Lena tatlım” dedi. “İyiyim Sage” dediğimde Sage sakince “neler oldu tatlım?” diye sormasıyla olanları bir bir anlattım. Sage her şeyi dinledikten sonra “ha yani bunca yıl durdun durdun, bakireliğini vermek için bir gay mi seçtin kızım” dediğinde babamın geriden gelen kükremesi duyulurken ben kahkaha attım. “Sage babama kalp krizi geçirteceksin” derken Sage arkasından konuşmaya devam eden babama “kapa çeneni Marco bunların suçlusu sensin. Bu yaşına kadar kızı kafese kapatırsan olacağı buydu” dedi. “Sende kendine gel kızım. Henüz vazgeçmiş değiliz. Bu sene o bekaret gidecek” diyen Sage’in sözlerinin arasında babamın “Cherry bebeğim dinleme şu azgın kadını” dediğini duydum. Sage “Tatlım, şakayı bırakırsak, önünde uzun bir yol var ve daha birçok tecrübe kazanacaksın. Biliyorum bu yaşlı adam yüzünden korunmaya alıştın. Şimdi karşına çıkan ilk zorlukta yılma. Bunlar sana hep yol gösterecek. Etrafındaki insanları daha iyi tanımana yardımcı olacak. Bence Addy’e bir şans daha ver. Anlattığına göre iyi bir çocuk. Daizy’e gelirsek, o kız hakkında emin değilim. Ondan bir süre uzak dursan iyi olacak” dediğinde bende onun gibi düşünüyordum. Rahatlayarak gözlerimi kapatırken “teşekkür ederim Sage seni seviyorum, sizi seviyorum” dedim. Babam ile Sage’in sesi aynı anda “bizde seni seviyoruz tatlım” dediğinde gülümsedim. Hiç kimseye ihtiyacım yoktu. Ailem yanımda olsun yeterdi.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE