5.BÖLÜM

981 Kelimeler
   O gün Allah'tan Eliz'le, Karan'ın anne ve babası bundan sonra ne yapacaklarını tartışmak için büyük ahırda tekrar toplanmış ve uzunca bir süre bu yüzdende eve gelememişlerdi. Almira ise durmak bilmeyen hıçkırıkları arasında zorlukla banyoya girmiş ve kaynar suyu açarak  Karan'ın ona zorla sahip olurken bedenine dokunduğu her yerini nefretle derisini yüzercesine keselemiş ve ağlamaktan takati iyice azalınca da, banyodan zorlukla çıkıp erkenden yatıp yorgunluktan uyuya kalmıştı.       Sabah olduğunda da Almira camdan sızan güneş ışığının yüzüne vurmasıyla yerinde memnuniyetsizce kıpırdanmaya başlamıştı.  Fakat o yataktan hiç kalkmak istemiyor , hiç kimseyi özelliklede Karan'ın yüzünü görmek istemiyordu, tabi birde üzerine gece boyu ağladığı için başında dayanılmaz bir ağrı vardı.      Fakat kapısı tıklanıp açılması ve Eliz'in her zamankinin aksine asık ve üzgün yüzüyle kapı önünde durarak onu kahvaltıda beklediklerini söylemesiyle mecburen yataktan kalkmak zorunda kalmıştı. Akşamdan beri süren kasıklarındaki dayanılmaz ağılarla da istemeye istemeye banyoya girerek elini yüzünü yıkandıktan sonra üzerini değiştirdi.     Odasından çıktığında da bu sabah kahvaltı masasının mutfakta değil de oturma odasında kurulu olduğunu gördü. Kendisi hariç herkesin hatta Karan'ın bile erkenden kalkmış masada yerini aldığını gördü.     Odaya girer girmez Karan'ın ona dikkatlice bakan gözlerinden fazlasıyla rahatsız olup kafasını hızla yere eğdi. Kahvaltı masasına geldiğinde Karan hariç herkese bakarak günaydın dedikten sonra sandalyesini çekerek oturdu. Ama kasıklarında aniden hissettiği sızıyla yüzü birden acıyla gerilmeye başladı. Onun bu durumunu fark eden Eliz ,Almira'ya bakarak iyi olup olmadığını sordu.    Almira bu soru karşısında birden tüm kanının yüzüne hücum ettiğini ve yanaklarının yanıp kızarmaya başladığını hissetti. Birde yetmezmiş gibi ona bakmasa da Karan'ın gözlerinin sürekli üzerinde oluşunu hissetmesi kendini daha da kötü hissetmesine neden oldu. Yine de Eliz'e bakıp zorlukla gülümsemeye çalışarak iyi olduğunu söyledi ve hızla kafasını önüne eğerek tabağıyla ilgilenmeye başladı.       Zaten herkesin kafasının içi o kadar doluydu ki Almira'nın üzerine gidip iyi olup olmadığını sorgulayacak halleri yoktu. Karan hariç ,o tüm gece odasında deli gibi Almira'nın iyi olup olmadığını düşünmüş ve af dilemek için yanına gidip gitmemek arasında defalarca kalmıştı.  Ama buna cesaret edemeyince kendisine sürekli lanetler edip tekrar uyuyamadığı yatağına geri dönmüştü . Uykusuz geçen gecesine rağmen de erkenden kalkarak kahvaltı masasında ilk kez ilk yerini alan o olmuş ve Almira'nın gelişini beklemeye başlamıştı. Tabi Almira'dan önce gelen anne ve babasının sitem dolu sözlerini de fazlasıyla dinlemek zorunda kalmıştı.     Kahvaltı boyunca kimsenin ağzını bıçak açmadı. Çünkü Karan ve Almira hariç diğerleri korku içindelerdi. Eğer o cadı bulunmazsa çok yakında kendileri de dahil bir çok kişi katledilerek ölecekti. Ve bu düşüncelerle değil konuşmak yemek yiyecek halleri dahi yoktu. Zaten o yüzden konuşmadan herkes sadece önündeki yemeklere bakıp onlara işkence eder gibi çatallarıyla iteleyip durdular.      Bu uzun süren ölüm sessizliğini bozan tek şeyse televizyondan gelen kısık seslerdi. Eliz bir ara başını kaldırıp televizyona baktı ve tekrar üzgünce kafasını yere eğdi. Fakat eğmeden önce televizyonda gördüğü yüzle birden tabağına bakan gözleri irice açılıp kafasını tekrar hızla yukarı kaldırdı.     "Bu ...b...bu oooo!"dedi şaşkınlığı aniden hat safhaya ulaşan Eliz. Daha sonra gözleri hızla etrafı taradı "Kumanda ! Kumanda nerede? Televizyonun sesini açın bu o!" diyerek bağırdı. Eliz’in bağırışıyla masadaki herkes şaşkınca Eliz'e bakarken eniştesi Rıfat bey " Ne oldu kızım? Kim o televizyonda ki?"  diyerek sordu.         Eliz zorlukla yutkunup eniştesine dönerek " Televizyondaki o kız dün kaçan cadı ,yani Karan’la beraber olan Buse!" dedi ve masadaki herkesin gözleri hayretle bir anda televizyonu bulurken Rıfat bey hızla önündeki kumandayı alarak  hızla televizyonun sesini açtı.         Televizyonda o an sabah haberleri vardı . Ekrandaki spiker konuşuyorken ekranın sağ üst köşesinde Buse'nin oldukça hoş bir resmini koymuşlardı. Kadın spiker üzgün yüz ifadesiyle ,   " Gecenin geç saatlerinde ormanlık alanda cesedi bulunan genç kadın, polisin yaptığı araştırmalar tarafından kimliği teşhis edilmiş ve evli olduğu anlaşılmıştır. Evli olduğu öğrenilen kadının ilk şüphelisi olarak da kocası göz altına alınmıştır. Fakat yapılan parmak izi ve kamera kayıtlarına göre katilin kocası olmadığı anlaşılarak , sabahın erken saatlerinde suçsuz olan koca serbest bırakılmıştır. Şimdi polis her yerde genç kadını canice katleden katil yada katilleri arıyor. Yapılacak detaylı tetkikler ve gelecek adli tıp raporu genç kadının asıl ölüm nedeni ve kim olabileceğini daha net ortaya koyacak. Yine de polislerin tahminleri, cinayet sebebinin her hangi bir dinsel örgüt tarafından ayine kurban edilmiş olma olasılığının yüksek olduğu yönünde. Çünkü genç kadının cesedi ilk bulunduğunda bedeni üzerinde ucu sivri bir aletle kazılarak yapıldığı tahmin edilen,  onlarca bilinmeyen şekiller ve yazılar bulundu."     Kadın spiker tüm bu sözleri bir solukta söylerken Almira için Buse'nin ölüm haberinden ziyade masadakilerin yüz ifadelerinden dehşete kapılmıştı. Çünkü kaç dakikadır masada karşısında somurtarak oturan bu kişiler şimdi neşeli bir haber almış gibi sevinip, birbirlerine bakarak gülümsüyorlardı. Karan hariç, Karan da tıpkı Almira gibi hem Buse'nin ölümüne hem de , anne, babasının ve de Eliz'in bu sevincine inanamayarak bakıyordu.      Almira tüm bunlara inanamayarak üzgünce izin isteyerek masadan kalktı ve odasına doğru ilerledi. Fakat Karan'ın anne ve babası hatta Eliz duydukları haber ile o kadar mutlu olmuşlardı ki  Almira'nın bu üzgün halini fark etmediler bile, Almira odasına girip kapıyı kapatacakken bir el kapatmasına mani oldu.    Geriye doğru çekilip baktığında Karan hızlı hareketlerle iri cüssesini odaya sokarak kapıyı da aynı hızla kapattı. Karan’ın yaptığına şaşkınca bakan Almira'nın dibine kadar girip onu kollarında tutarken" Seni tekrar uyarmaya geldim. Az önce içerideki manzarayı sende gördün. Emin ol o resimdeki kız Buse değil sen olsaydın bile verecekleri tepki aynı olurdu. O yüzden sakın ağzını açıp bir şey diyeyim deme!" dedi.       Almira ise akacak göz yaşlarına zorlukla mani olarak ,kaşlarını çatarak Karan'a baktıktan sonra "Bunu biliyorum, senin beni uyarmana ihtiyacım yok. Defol git odamdan!" diyerek karşılık verdi nefretle, çünkü  Karan'ın yüzünü de ,onun için endişe eden sahte tavırlarını da görmeye dayanamıyordu.      Almira nefretle Karan'a bakarken odaya sabahkinin aksine cıvıltılı ses tonuyla Eliz girdi. Fakat Eliz neşeli haliyle "Alll...mi!” derken Karan'ın Almira'nın odasında ve de ellerinin Almira'nın kolunda oluşu olduğu yer de şaşkınca  kala kalmasına neden oldu. Yüzünde saniyesinde şaşkınlık ifadesi oluşan Eliz, Karan'a hayretle bakarken " Sen ..... senin burada ne işin var Karan? Hem siz niye böyle" diyerek duraksayıp onlara bakmaya devam etti.  Almira’nın bedenini ise o anda büyük bir korku kaplamaya başlamıştı.  
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE