
Uyarı! 🔞 Hikaye yetişkin okuyucular için uygundur! Cinsellik içerir aynı zamanda yaş farkı vardır. Erotizm çoktur! Lütfen bu uyarımı göze alarak başlayın. Saygılar!
#
"Ben seni ne hale soktum ki?" diye biraz şaşırarak sormuştu Hatice. Bu adamı bazen hiç anlamıyordu.
"Anlamıyorsun değil mi?" dedi Ömer. Sesi gizemliydi. Genç kızdan bir cevap beklemiyordu. Dudakları usulca avucunda tuttuğu tepeciklere uzandı. Hatice hâlâ bir şey anlamamıştı ama o anda bunu derince düşünecek durumda da değildi. Göğüs uçları adamın ağzında birer bire kaybolurken, elinde olmadan gözlerini yumdu. Ömer bunu görmüştü. "Aç gözlerini..." diye yine hafifçe emretti ona. "Açta sana ne yaptığımı gör! Bana ne yaptığını gör Mavişim!"
Hatice yine araladı gözlerini... Çaresizce onun yaptıklarını izledi. Genç adamın dudaklarının baskısıyla o kadar büyük bir haz bedenine yayılıyordu ki, gözlerini açık tutmak gerçekten zor oluyordu. Bu bir tür işkenceydi sanki. Ama çok zevkli bir işkenceydi... İştahlı dudakları göbeğine doğru kayarken bir an için kasıldı. Genç adamın eli önce aşağılara inmişti ve kolayca bacaklarını aralamıştı.
"Ah! Hayır! Ömer! Olmaz... Bir daha dayanamam!" diye fısıldadı Hatice. Şimdiden tahrik olmuştu. Bacaklarının arasında anlam veremediği bir ıslaklık vardı zaten! Birde adamın sert dudakları şimdi yine en mahrem noktasına ilerliyordu. "Ah! L-lütfen!!" diye tekrar çaresizce yakardı ancak bu yakarışları klitorisinin üzerinde dil darbesini hissetmesiyle büyük bir inlemeye dönüşmüştü. Kıvrılmaya başlamıştı. Ömer'in saçlarından tutarak arkasını yay gibi germişti. Bu adam doymak nedir bilmiyor muydu hiç!
Ömer'in maharetli elleri bacak aralarını okşarken iki bacağını tutarak omzunun üzerine atmıştı. Bu sayede daha da rahat bir şekilde dil darbeleriyle onun tadının zevkini alabiliyordu.
"Ah! Ömer... Ah! Lütfen!" dedi genç kız adamın başını bacak arasınından çekmeye çalışarak. Daha fazla dayanabileceğini sanmıyordu. Birazdan... Sanki patlayacaktı.
"Ah bebeğim çok ıslaksın!" diye kocasının hırıltılı sesini duymuştu son olarak Hatice. Vajinasında hissettiği sıcak dil darbesi çığlık atmasına neden olmuştu.
Genç kız gözlerini sımsıkı yumdu. Artık bu aşamadan sonra, tabancayla vursalar gözlerini açamazdı. Tamamıyla genç adama teslim olmuştu. Bacaklarını iyice araladı ve kendisini ona bıraktı. Bu adam onu yiyip bitirmeden durmazdı. Artık buna alışması gerektiğini söylüyordu içinden bir ses. Dakikalar sonra Ömer yeniden üzerine tırmandı. Bu sefer iri gövdesi genç kızın açık bacakları arasına kaymıştı. Ağırlığını ise güçlü kolları tutuyor ve onu ezmiyordu. Dikkatle Hatice'nin yüzünü süzerken "Tadın beni çıldırtıyor!" dedi. Ondan gözlerini yine açmasını istemesine gerek kalmamıştı çünkü Hatice biraz utanmış bir halde ama tamamen teslim olmuş bir ifadeyle gözlerini aralamış ve kocasına bakmıştı mavi gözleriyle. Artık tek beden olacaklarını anlamış gibiydi. Kıpırdamadan bekliyordu.
"Söyle!" diye fısıldadı boğuk bir sesle Ömer Ali. Kasıklarını ona iyice yaklaştırmıştı. Hatta hafif bir baskı ile genç kızı uyarmıştı.
"Ne..Neyi?" diye sordu Hatice yutkunarak. Delice heyecanının içinde artık o korku yoktu. Artık endişe yoktu. O kadar tahrik olmuştu ki, en az genç adam kadar hazırdı. Artık bu iri adamı içinde hissetmeye mecburdu! "Neyi söylememi istiyorsun?"
"Senin de beni istediğini duymak istiyorum Maviş!"
"Ne-Neden?" diye kekeledi genç kız.
Ömer dürüstçe gözlerinin içine baktı. Genç kızın bir elini avuçlayarak utanmazca taş gibi sertleşmiş olan erkekliğine değdirdi. Genç kız o an hiç korkmamıştı. Aslında tam tersi çok şaşırmıştı! Bu kadar sert... ve sıcak olmasını beklemiyordu! Gözleri irileşmişti. Kocasına maviş gözlerini dikerek bakarken "Çünkü... bunu duymaya ihtiyacım var! Senin yüzünden kendimi çok kötü hissediyorum!" dedi.
"Ömer..?" diye fısıldadı genç kız hayretle.
"Söyle hadi!" dedi genç adam arzulu sesiyle. Genç kız elini çektiğinde hafif baskısı artmıştı. "Seni bu kadar isterken... Her şey bu kadar aşikarken seninde beni istediğini bilmeye mecburum!"
Hatice gerilmişti. Elleri genç adamın kalçalarına kaymıştı. Sonra teşvik edercesine dokundu. Hafifçe çekiştirdi. Ömer'e eziyet etmeyi hiç istememişti. Ama şu anda kendi bedenindeki doyurulmamış arzunun sızısını gerçekten acıtıcı bir şekilde hissediyordu. Onun böyle bir arzuyla gezmiş olması mümkün müydü? Eğer öyleyse, gerçekten de onun biraz teşviğe, ilgiye ihtiyacı vardı ve o bunu zevkle gösterebilirdi. "Evet!.." diye fısıldadı. "Evet... Ben de seni istiyorum. Bunu görmüyor musun Ömer? Seni çok fazla istiyorum!" Sesi gayet dürüstçeydi. Hatta ona ihtiyaç duyduğunu gösterircesine boyun eğiş doluydu.
"Çok güzelsin..." Genç adamın gözleri muzaffer bir ışıkla parlamıştı. Bunun etkisiyle hafifçe gülümsedi. Dudakları genç karısının dudaklarına kapanırken ağırlığını usul usul narin vücuduna bıraktı. "Ve artık benimsin!"

