bc

BOUNDARY✓TAEKOOK +18

book_age18+
84
TAKİP ET
1K
OKU
alpha
dark
badboy
powerful
bxb
mystery
loser
mercenary
campus
enimies to lovers
war
sassy
seductive
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

w*****d: [Chivasso] BOUNDARY

Tanıtım amaçlıdır, bu uygulamayı pek bilmiyorum. Okumak istiyorsanız w*****d arama kısmına kullanıcı adımı ve hikâye başlığını yazarak okuyabilirsiniz. Keyifli okumalar!

2000 yıldır yaşayan Vampir Kim Taehyung'un işlettiği kumarhaneye, paraya ihtiyacı olan Jungkook gitmek zorunda kalır. Jungkook'u lüks kumarhaneye habersizce götüren arkadaşı ise para için onu kumar oynatmaya zorlar; Ama Jungkook, kumar nasıl oynanılıyordu bilmiyordu bile.

"Turu kazanırsa borçlar silinecek." Jungkook gerildi.

"Kazanamazsam?" Jungkook aniden lafa girdiğinde pot kırdığını hissetmişti fakat umrunda değildi, sonucunu merak ediyordu.

Namjoon tepkisisizce Jungkook'a baktı.

"Patronla, iyi eğlenceler."

|Argo, küfür, kötü alışkanlıklar ve cinsellik barındıracaktır!|

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
BOUNDARY√ PROLOGUE + BY: "SINIR PART1"
"Ocak'ın başı, Şubat'ın azı Benim cehennem azabım; sensiz geçen yıllarım." "Belki," dedi yapılı cüssesiyle bedenini boş bar tezgâhına yaslayarak başını geriye attı. Kafasındaki düşünceler onu çok yoruyordu. "Bizim güzel bir sonumuz yoktur Namjoon." Ses tonundaki ciddi ifade, karşısındaki adamı ürkütse de adam zoraki bir şekilde güldü. "Evet, ne de olsa sonsuz bir yaşam içerisindeyiz." Namjoon konuştuğunda, alaylı söylenen sözler karşısında elinde yuvarladığı viski bardağını, dilini şıklatarak dudaklarına yerleştirdi Taehyung. "Mutsuz son." Namjoon'un söylediklerini kulak ardı etti ve aklındaki düşüncelerini ortaya döktü. "Bırak mutsuz sonu, belki bizim bir sonumuz bile yoktur." *** Dışarıdan estetik gözüken dış cephe, geçmiş yıllardan bir anıt gibi duruyordu karşılarında; yıllarca yaşanmışlığın var olduğu, tıpkı eski bir roma krallığından kalmış esintinin enerjisini içlerinde hissetmişlerdi. Son model arabaların koca yapıtın etrafına dizilmesine karşın gözlerini kıstı Jungkook. Hem göz alıcı ışıklandırmalar, hem şık insanlar, hem de spor arabalar nerede olduğunu sorgular bir şekilde bakıyordu arkadaşı Baekhyun'a. "Bakma öyle köpek yavrusu gibi," üzerindeki pamuklu ceketini bedenine daha sıkı sardı Baekhyun. "Paraya ihtiyacın yok muydu senin? Al sana para." Baekhyun, Jungkook'un kolundan çekiştirerek merdivenleri adımladı. "Baekhyun, paradan kastım böyle bir mekân değil. Ne yapacağız burada? Bir etrafına baksana sen." Baekhyun gözlerini Jungkook'dan ayırmadı, burayı zaten gözü kapalı biliyordu. Sevgilisi Chanyeol'la burada tanışmıştı zaten. "Çok ağlama Jungkook ve beni takip et." Jungkook sinirlense de kapıya kadar gelmişlerdi ve içeriyi merak etmiyor değildi. Dışı bu kadar şahaneyken içini düşünemiyordu bile. Şaşaalı giriş kapısında, kendilerinin iki katı bodyguardlar o kadar insan içerisinde doğrudan Baekhyun ve Jungkook ikilisine bakıyordu. Baekhyun, lacivert takım elbisesinin üzerine beyaz pamuklu ceket giyerek tam olarak bu mekana uygun giyinmişti fakat, bu durum Jungkook için geçerli değildi. Üzerinde siyah bir tişört, dar bir siyah pantolon ve siyah bir deri ceket vardı. Ayağından hiç çıkarmadığı siyah deri botlarıyla da baştan aşağı simsiyahtı. İçini dışına yansıtmayı seviyordu Jungkook. Siyahı seviyordu, karanlığı seviyordu. Siyah arasında kaybolmayı seviyordu. "Referansınız kim sizin?" Diğerlerine göre daha iri yarı olan güvenliğin tereddüt etmeden konuşmasıyla, Baekhyun görevlilere şirince gülümsedi. "Park Chanyeol." Diğer bodyguard imalı bir bakış atarak, "Kimlikleriniz." Diye sorduğunda, Baekhyun hızlıca, Jungkook ise tereddüt eder bir şekilde kimliğini çıkartıp görevliye gösterdi. "Geçin." Çoğu kişi kimliğini göstermeden, hatta bodyguard'la tek kelime etmeden bile içeri girdiğinde Jungkook öfkeyle Baekhyun'a homurdandı. "Biz piç miyiz ulan?" Baekhyun sinirle konuşan arkadaşının omzunu sıvazladı. "Çöpçü gibi giyinmişsin oğlum, giren insanları görmüyor musun? Sana özellikle güzel giyin dedim." Jungkook, Baekhyun konuşunca gözlerini devirerek arkadaşından uzaklaştı. "Kıyafetimi mi sikecekler ne bu güzel giyinme merakları? Ayrıca gayet güzel üzerimdekiler." Jungkook alınganlıkla konuştuğunda, Baekhyun kahkaha atarak Jungkook'un omzuna vurdu. "Ah orada," Bir tarafa odaklandı. "Bekle beni." Baekhyun koşarak holün diğer ucuna gittiğinde Jungkook gözlerini kısarak holü inceledi. Uzun geniş bir koridor vardı, dışarıya göre daha sessizdi ve az insan vardı. Bembeyaz fayanslar üzerine kırmızı bir halı serilmiş, kaliteli ışıklandırmalarla içeriye gün doğmuş gibi duruyordu. Duvarlarda pahalı oldukları belli olan eski tablolar ve duvarda tarihi kazıtmalar vardı. Jungkook derin bir iç çekerek gördüğü büyük heykele doğru ilerledi. "Jungkook nereye gidiyorsun? Beni bekle demiştim." Baekhyun hafif kızgın bir tavırla arkadaşına doğru döndüğünde, yanında sevgilisi vardı ve elini sıkı sıkıya tutuyordu. Jungkook ifadesiz bir şekilde ikisine baktı. "Bu sevgilim Chanyeol." Baekhyun sırıttı, Chanyeol ise kaşlarını kaldırarak birkaç dakika Jungkook'u süzdü ve elini Jungkook'a doğru uzattı. Jungkook Chanyeol'la karşılık verdiğinde, elinin buz gibi olması Jungkook'un içini titretmişti. "Sevgilim, bu da en yakın arkadaşım Jungkook." Chanyeol'un dudağı kıvrıldı. "Tanıştığıma memnun oldum Jungkook." Jungkook bir şey demeyerek hafifçe Chanyeol'a gülümsedi ve 'Ben de' anlamında başını sallayarak elini geri çekti. Baekhyun, sevgilisinden sık sık bahsederdi. Sevgilisi Baekhyun'un dediği gibi uzun boylu ve yakışıklı birisiydi. Chanyeol, Baekhyun'u ve Jungkook'u arkasında bırakarak önden yürüdüğünde her adım başı kocaman kapılar gören Jungkook gerilmişti. "Buraya neden geldik Baek, yoksa eskortluk mu yapacağım?" Diye kendisini rahatlatmak için alayla konuştuğunda, Baekhyun kendini tutamayarak güldü. "Oğlum ben öyle bir insan mıyım? Ayıp ediyorsun bak." Jungkook omuz silkerek, Baekhyun'a gözlerini devirdiğinde gerçekten sorusunun cevabını merak ediyordu. "Ee neden geldik o zaman?" Baekhyun sırıtarak durdu. "Kumar oynayacaksın." Jungkook aniden durdu, olayı idrak etmeye çalıştı. Dediği çok mantıksızdı, arkadaşının alaylı yüzünü büyük bir ciddiyetle izledi. "Ne dedin sen?" "Ne dediğimi duydun bence, kıt değilsindir herhalde Jeon." Baekhyun konuştuktan sonra Jungkook'u beklemedi, koşarak sevgilisinin yanına gidip elini tuttu ve başını koluna yaslayarak onunla ilerledi. 'Hay sana uyan aklımı sikeyim.' Diye düşündü Jungkook, etrafta büyük bir sınıf farkı vardı ve bu durum kendisini rahatsız ediyordu. En sonunda büyük bir odaya açılan kapıdan girdiklerinde, mahallelerinden daha büyük kumarhane odası Jungkook'un dudaklarını bastırarak odaya bakmasını sağlamıştı. Bir tarafı bar bölümüne ayrılıyordu; ama dizi filmlerde anlatıldığı gibi bar bölümünde her yerde sevişen, öpüşen çiftlerden ziyade gerçekten gruplaşarak ciddi ciddi bir şeyler tartışan tipler oturmuştu. Diğer tarafı ise masalara bölünmüştü. Gündüz gibi aydınlık holün aksine burası karanlık sayılırdı. Ufak ışıklandırmalar ve tavandan sarkan mum ışıklarıyla kaliteli bir ortam oluşmuş, çalışanlar düzenli bir şekilde ellerinde kadehlerle sürekli müşterilere hizmet yaptıklarında, Jungkook'un gözleri kumar bölümüne odaklandı. Her masada bir görevli, kumarları kontrol ediyor direktörlük yapıyordu. "Hey buradan." Baekhyun Jungkook'u çekiştirdiğinde, Jungkook sertçe elini arkadaşından çekti. "Delirdin mi sen? Oynamayı bilmiyorum bile." Baekhyun omuz silkti. "Oğlum öğretirler sana, akıllı ol biraz." Duraksadı ve Jungkook'a yanaştı. "Tefeciler böbreğini sökmeden bir şeyler yapmalısın Jungkook. Elimden gelen tek şey bu, ne olur denesen?" Baekhyun, Chanyeol'la beraber duraksadı. "Ah, bu o değil mi?" Chanyeol, gülerek Baekhyun'u dudağından öptü. "Evet," Chanyeol Baekhyun'a doğru konuşarak odaklandıkları adama doğru döndüğünde, odaklandıkları adam doğrudan Jungkook'a bakıyordu. "Bir masa daha açılacak Namjoon." Chanyeol konuşurken, Namjoon dikkatini hâlâ Jungkook'tan çekmemişti. Jungkook ters bir ifadeyle adının Namjoon olduğu öğrendiği adama baktı ve derin bir nefes verdi. "Her şey anlaştığımız gibi değil mi?" Diye sordu Chanyeol Namjoon masayı kurarken, Baekhyun ise arkadaşına destek olmaya çalışır bir şekilde elini tuttu. "Evet." Namjoon katı bir ifadeyle Jungkook'a ithafen konuştu. "Turu kazanırsa borçlar silinecek." Jungkook gerildi. "Kazanamazsam?" Jungkook aniden lafa girdiğinde pot kırdığını hissetmişti fakat umrunda değildi, içinde bulunduğu durumun sonucunu merak ediyordu. Namjoon tepkisisizce Jungkook'a baktı. "Patronla, iyi eğlenceler."

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

İNFAZ

read
4.8K
bc

Sessiz Çığlık

read
10.0K
bc

Askerin Gelincik Çiçeği

read
33.2K
bc

AŞKIN KÜLLERİ [ YENİDEN DOĞMAK ]

read
7.4K
bc

Kod adı :Buz

read
6.1K
bc

Geyna-Layon'un Fısıltısı

read
1.3K
bc

Kader Çıkmazı

read
4.6K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook