bc

LANETLİ EVLİLİKLER

book_age18+
275
TAKİP ET
1K
OKU
dark
curse
playboy
sensitive
bxg
mystery
vampire
lies
victim
sacrifice
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Vampirler yaşıyorlar. Binlerce yıldır aramızdalar. Ancak söylentilerin aksine ne güneşten etkileniyorlar ne sarımsaktan korkuyorlar. Gerçi Kalplerine kazık saplarsanız kesin ölürler. Kim ölmez ki?

Peki, nereden geldiler? Gerçekten nasıl var oldular?

Kathleen Kourakin, Kourakin klanının güzel Rahibe Prensesi. İlişkilerinde ketum asla dedikodularda ya da skandallarda yer almayan güzelliği dillere destan prenses.

Alexander Kuran ise tam tersine her skandalda yer alan hovarda. Metresleri ve tek gecelik ilişkileri ile meşhur hiçbir şeyi umursamayan bir genç.

Kurul kararı bu birbirine benzemeyen iki genci evlendirme emri verince her ikisi de sorumluluk bilinci ile bu evliliklere boyun eğerler ancak her ikisi de kan takası yaparak lanetlenmekten uzak durmaya kararlıdır.

Ancak Alexander ve Kathleen birbiriyle yakınlaştıkça, kurul baskısıyla birlikte olmaya zorlandıkça vampir ırkının geçmişinden bir canavar bu iki genci rahatsız etmeye başlar. Vampirlerin gerçek tarihi nelerdir? Kathleen ve Alexander neden evlendirilmeye zorlandılar? Daha da önemlisi bu canavar gerçekten de ilk vampir mi?

Vampirler arasındaki kast sistemi, cadılar, gerçek kötüler, haksızlıklarla dolu bir hikâyenin içinde kaybolmaya hazır mısınız? Gerçek kötülüğün asla ölmeyeceğini sadece zamanını bekleyeceğini unutmayın.

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
Giriş
Şöminenin içindeki alevler gümbürdüyordu. Odada son derece gergin bir ortam vardı. Şöminenin önündeki koltuklarda iki adam oturmuş dalgın şekilde hiç konuşmadan içkilerini yudumluyorlardı. Üzerlerindeki havadan son derece önemli insanlar oldukları belliydi. “Son derece önemsiz meselelerle canımızı sıkıyoruz” dedi erkeklerden bir tanesi. Sesi oldukça kalın ve neşesiz bir tondaydı. Kapkara gözlerinin içinde kızıl alevler parlıyordu. “Yine de belirttiğin şey fazlasıyla ciddi bir mevzu. Emin misin böyle bir şey yapmak istediğine?” “Sen ve ben çok uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz, Alestar” dedi karşısındaki adam. Rusya’nın soğuğu ile özdeşmiş renkte ki gözleri aksine sımsıcak ve neşeli bakıyordu. “Bunun sadece benim kararım olmadığını biliyorsun. Bu asillerin verdiği bir karar. Eğer gerektiği emrimizi yerine getiremezsek soyumuz tükenecek” Alestar Kourakin, bunun üzerine homurdandı. Bir elini siyah saçlarının içinden geçirdi ve saçlarını karıştırdı. Böyle bir karar vermek zorunda olmaktan hoşnut değildi. Nedenlerini çok iyi anlıyordu. Ancak kabul etmesi çok zordu. “Bu konuda çocuklarla konuştun mu, Kade?” diye sordu en sonunda. Kade, herhangi bir cevap vermedi bir süre. Oğlu Alexander son derece zor bir çocuktu. Yakışıklılığını en iyi şekilde kullanmayı biliyordu. Yüksek sosyetenin çoğu kadınını elinden geçirmişti çoktan. Oğlu olarak pek çok skandalda imzası vardı. Çoğu başına gerçekten büyük dertler açmış ve Kade bile onu kurtarmakta zorlanmıştı. Hovardalığı ile bu kadar ünlü bir çocuğa hiç tanımadığı bir kadınla evlenmesi gerektiğini söylemek biraz zor bir işti. Alexander inatçı bir çocuktu. Bu evliliği reddederse asla onu ikna edemezdi. “Onların sorumluluk duygularına yükleneceğiz” dedi en sonunda Kade. “Bu evliliğe mecbur bırakacağız onları” Söylemesi kolay bir şeydi. Ancak söz konusu Kathleen Kourakin’di. Alestar kızını çok iyi tanıyordu. Kathleen, bugüne kadar hiçbir erkeğe dönüp bakmamıştı. Kendisine gelen pek çok evlenme teklifini babasının sözlerini dinlemeden elinin tersiyle itmişti. Herhangi kasti bir şeyi yoktu. Sadece Kathleen’in yapısı çok katiydi. Bu yüzden Kourakin Rahibesi olarak bilinirdi. Sorumluluk duygularına yüklenmek gerçekten çok iyi bir fikirdi. Başka türlü ne Kathleen ne de Alexander başka türlü bunu kabul etmezlerdi. Birbirlerinden çok farklı karakterleri olan iki insanlardı. Söz konusu böyle insanlarken nasıl bir evliliğin ortaya çıkacağını kimse bilemezdi. Ancak mecbur kaldıkları da bir gerçekti. Artık soylarından çok az kalmıştı. Vampir sınıfı olanlar kendi aralarında üçe ayrılıyordu. Her şeyin başında vampir ırkının başı olan safkanlar vardı. İkinci nesiller soylulardı. Safkanlar kadar güçlü olmayanlardı. Son ırk ise dönüşmüşlerdi. Başlarda sıradan insanlardı. Ancak bir safkanın ısırığı ile dönüşmüşlerdi. Genellikle asker ya da köle olarak kullanılıyorlardı. Soylu sınıfının yüksek nüfusuna karşılık safkanlar bir avuç kadardı. Güçleri ne kadar büyük olsa da yok olma tehlikesi sonsuz bir hayat yaşayan bu özel grup için bile mümkündü. En başında safkanların kurucuları artık yoklardı. Kimse onların nerede olduğunu ya da başlarına neler geldiğini bilmiyordu. Kurucuların yani ilklerin her biri çoktan ortadan yok olmuşlardı. Safkan kurulundan geriye kalan beş aile vardı sadece. Kuran ailesi başta olmak üzere Kourakin, Maitland, Alaken ve Hawkmore vardı. Bütün aileler dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bulundukları ülkeyi yönetiyorlardı. Rusya, Kuran ailesinin, Amerika, Kourakin ailesinin, Maceristan, Maitland ailesinin, İrlanda, Alaken ailesinin ve İngiltere’de Hawkmore ailesinin kontrolündeydi. Bununla beraber de bütün dünyaya sahiplerdi. Pek çok kollarıyla beraber dünyanın her yerine yayılmışlardı. Kurulda bulunan yaşlılar bir dönem bu ailelerin başında olan insanlardı. Onlar Kuran ve Kourakin ailelerinin ne kadar değerli olduğunu ve bu birleşmenin ne kadar önemli olduğunu bilenlerdi. Böyle bir birleşme bu zamana kadar yaşanmamıştı. Gerçi bu zamana kadar da sayılarında hiç bu kadar azalma olmamıştı. Böylesi bir evlilik daha önce hiç yaşanmamıştı. Kade, sıkıntılı bir şekilde iç çekti. Alexander ve Kathleen her şeyin önüne bu evliliği koymak zorundalardı. “İnsanlar” diye söze başladı Alestar sıkıntılı bir şekilde. “bizi öğrenen insanlar kendi aralarında toplanıyorlar. Kendilerine avcı diyorlar. Güçleri bize yetmez ama dönüşmüşleri katlediyorlar” Kade, başını iki yana salladı. “İnsanlar kendilerini bir şey sanıyor sadece” dedi dalgın bir şekilde. “Onlar o kadar önemli değil. Şimdilik sadece evliliğe odaklanalım. Amerika ve Rusya’nın bir birleşmesi olarak da düşünebiliriz bunu” Sanki çok komik bir şey söylemiş gibi her iki erkekte güldü bu duruma. Ortamdaki gerginlik solmuş görünüyordu böylelikle. Alestar, derin bir nefes alıp verdi ve öne doğru eğildi. Elindeki kadehi Kade’e doğru uzattı. “Bu arada uzun zamandır bir oyun oynamıyorduk senle” dedi sakince. “Benimle ufak bir turnuvaya var mısın, Kuran?” Kade Kuran, kadehini onunkiyle tokuşturdu. “Kaşınıyorsun, Kourakin” dedi neşeli bir sesle. “Beni yenmen tamamen bir rüyadan ibaret” dedi ve eliyle odadaki iki hizmetçiye işaret etti. Hizmetkârlar, anında büyük bir satranç tahtasını önlerindeki sehpaya koydu. Buzlu cam ve normal camdan oluşmuş büyük taşların olduğu bir satranç tahtasıydı. İki erkek öne doğru uzandı. Alestar Kourakin, kadehini sehpanın bir kenarına aldı. “Bana karşı bugüne kadar hiç kazanamadın, Kuran” dedi neşeli bir şekilde. Ancak gözlerinde rekabetin vermiş olduğu keyifli bir bakış vardı. “Zaman senin hafızanı yavaşlatmış” Bu sözlü dalaş devam ederken her iki tarafta hızlı bir şekilde taşlarını tahtanın üzerine yerleştirmeye devam ettiler. Uzun zaman sonra ilk defa bir araya gelmiş olan bu iki eski dost için de her şey yeni başlıyordu.

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

Kan Kırmızı (Türkçe)

read
4.1K
bc

ALFABETA (+18)

read
29.0K
bc

Ölüm Yıllıkları

read
1.2K
bc

evli kadın evli adama aşık oldu

read
10.1K
bc

Tutku'nun Esiri

read
23.3K
bc

ÇAPKIN +18 (365 Gün Serisi)

read
24.3K
bc

SENİ HİSSEDİYORUM ( 2 )

read
7.9K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook