Şeytanın Dokunuşu(+18)🔥
Bölüm:1
Şeytanın Dokunuşu
Güçlü ellerinin sıkı kavrayışı altında kendimi bırakmamak için tanrı biliyor insan üstü bir çaba harcıyordum. Kendimi bırakmak çok cazip geliyordu ama bunun sonucunda elde edeceğim tek şeyin ucuz, basit, kolay kazanılmış seks ve kazanıldığı kadar hızlı kaybedilmiş hazdan öteye gitmeyeceğini biliyordum bu yüzden kendinden emin bir ifadeyle:
"Sınırları koruyalım Levin."
dedim ama sanki bedenim benim kadar kendinden emin değildi.
Dokunuşunun daha fazlası için adeta yalvarıyor, tenimde parmaklarının dokunuşuyla alev almak için patlamaya her an hazır bir saatli bomba gibi tetikte bekliyordu. Bedenimin tüm insanı zaafiyetlerine direnmek için kendime tekrar ve tekrar yineledim:
"Onun kim olduğunu unutma, unuttuğun an ölürsün."
Kendime gelmemi sağlayan ufak yeminim askerlerin soğukla mücadeleleri esnasında tekrarladıkları bir sözden geliyordu, "Uyuma, uyursan ölürsün." Kendilerini soğuğun acımasız kucağına teslimiyetle bırakmamak için tekrarladıkları bu sözlerin içinde bulunduğum durumla benzerliği dudaklarımda ufak bir kıkırdama yarattı ve şeytanın çocuğunun keskin bakışlarından bu kaçmadı.:
"Neye gülüyorsun? Akdenizde hiç gerçek bir erkekle karşılaşmadın mı küçük tatlı Vivienne, kü..."
Alaycı sözleri beni gerçekliğe döndürdü ve bacaklarının arasına 11 santimlik louboutinlerimle sıkı bir tekme atarak onu üzerimden çekilmeye zorladım. Lanet adam taştan yapılmaydı sanki, çoğu erkeğin gözlerine yaş dolduracak bu acıya karşın gözünü dahi kırpmamış üstelik bana odakladığı bakışları sanki daha derin ve içimi görür gibi bakmaya başlamıştı. Bu bakıştan aşırı rahatsız oluyordum sanki bakışları ile beni çırılçıplak bırakıyordu ve bu gözlerde itaate zorlamaktan uzak bir teslimiyet çağrısı vardı, bu çağrıya kulaklarımı tıkadım."Unutursan..."
Zihnimde tekrarlamak üzere olduğum yemini havada asılı kalmış yarım cümlesini tamamlayarak böldü:
"Küçük fahişelerini ellerinde nasıl tutacaklarını galiba bilmiyorlar oys..." İkinci bir tekme denemesine girişmiştim ki bacaklarımı sertçe kavrayarak iki yana açılmaya zorladı:
"Lanet olsun sürtük sana hiç saygı öğretmediler mi?"
Dudaklarından dökülürken en müstehcen sözler bile kıvılcımlar halinde kasıklarımda alev alev yanıyordu, şeytanın oğlunun bedenimde ilginç ve beklenmedik bir yan etkisi olduğunu ne kadar uğraşsam da inkar edemezdim...
Hem inkar etmek isteyen kimdi ki?.. Aurasının yakıcı alevinde eriyebili... Yüce tanrım neler geçiyor aklından?! Kendine gel Viv! Kendimi azarlayışımı kasıklarıma inen parmakları böldü, doğru noktayı bulmak ister gibi aranan parmakların her temasıyla alev alev yanarken kendime verdiğim sözler gerçekliğini yitirdi ve kendimi onun itaate zorlayan dokunuşlarına bıraktım...