2

969 Kelimeler
Beni bırakan Acar'a selam verip içeri geçtim. Sevgili kuzenimin bir kenarda oturduğunu ve sürekli fotoğraf atıp en sonunda beğendiğim elbiseyi aldığını fark edince keyfim yerine geldi.  Üzerimde elbise olmamasının rahatlığıyla  yanına koşup arkasından sarıldım ona. Nasıl da özlemiştim. Hemen geri çekilip bana baktı ve yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Aynı gülümsemeden bende de olduğunu biliyordum. Ayağa kalkıp o kabarık elbisesine rağmen bana sıkıca sarıldı. Sonra da burada arkadaşımız olan Görkem ve Ece de bize katılınca gülerek onlardan ayrıldım. Ece evlenmiş hatta hamileydi Görkem ise aynı benim gibi  devam ediyordu. Elimizden her iş gelir ama evliliğe şuan pek hazır hissetmiyorduk. Nazlı beni diğer arkadaşlarıyla tanıştırırken kiminin kıskanç kiminin meraklı bakışlarını gördüm ama bunları umursamam gerektiğini gayet iyi biliyordum. Ayda ve Gökçen isimli iki  kızın yanına gelince ben kibarca gülümseyip hoş geldiniz demekle yetinirken Nazlı hemen gitmenin derdindeydi. "Ee neyse biz gidelim daha annem Duruyu görmedi" diyerek beni çekiştirdi teyzemin yanına "Kuzum" bana sarılan teyzemin sesini sadece yakınlarındaki insanlar duymuştu malum yüksek ses müzik. 'Teyzeciğim beni boğuyorsun' diye zar zor aldığım nefeslerle ona sesimi duyurmaya çalıştım aksi takdirde burada canımı verecektim. Beni hemen bırakıp yanaklarımdan öptü ve biraz daha geri çekilip süzdü. 'Kocaman olmuşsun bebeğim sen.. Ne zamandır görüşemiyorduk iyi ki gelebildin annen göndermez sanıyordum ben" deyip kaşlarını hınzırca yukarı kaldırdı. Annemle hala çocuk gibi atışırlar birbirlerine demediklerini bırakmazlardı ama birine bir şey olsa öteki dünyanın öbür ucu dahi olsa koşar giderdi. Ona gülüp biraz daha konuştuktan sonra çalan klasik müzikten sıkıldığımdan Ece ve Görkem'in yanına gidip homurdanmaya başladım.  Tamam elit insansınız ama bu da kına gecesi be kardeşim. Geleneklere hep uyan teyzem sırf Nazlı yüzünden sesini çıkarmamıştır kesin. Ama ben susmam ayda yılda bir geliyorum Türkiye'ye hem de kuzenimin düğünü var diye bir zahmet bunu dinletmesinler bize. Görkemle konuşup onu müzisyenlerin olduğu yere gönderdim ve şarkıyı ayarlamasını söyledim. Çalınan şarkıyı duyunca teyzemin gözleri parladı. İşte ben bunu tahmin etmiştim. Müzisyenleri gönderip bilgisayardan açtığımız şarkıyla oynamaya başlamıştık yani ben ve görkem hem oynayıp hem gülüyorduk.  Nazlının da burada olmak istediğini ama çevresi kalabalık olduğu için oynamadığını biliyordum. Ama eğer çevresindeki o süs bebekleri oynarsa eminim o da oynardı. Kaynanası Neriman hanım gülerek bizimle oynamaya başlayınca Nazlı derin bir nefes aldı. Ben oyundan çok onu izliyordum sonuçta bugün onun için çok önemliydi. Böyle soğuk bir kutlama istemediğini biliyordum, hep hayali buydu. Günlerce telefonda bu konu hakkında konuşmuştuk çok ağlamıştı eğer o bu kadar üzülmese ben buraya gelmezdim zaten. Teyzeler ve birçok genç kız çıkıp oynamaya başlayınca aradan Görkemle sıvışıp yukarı erkeklerin oturduğu kısma çıktık. Tolga enişteyi görünce hemen onu çağırdım bir de ayağına gidecek değildim. "Bu nasıl kına enişte? Klasik müzikle kına yapıldığı nerde görülmüş? Elitlikmiş magazinmiş bu ne ya o kızın en mutlu günü sonuçta hem ayrıca artık böyle eğlenceli kınalar moda değil mi? ' diye nefes almadan konuşunca yanımıza bugün beni alan Acar ve Uzay adında çok sempatik gözüken bir çocuk da geldi. "Duru ne oldu ben anlamadım ki Nazlı ve annem beraber seçti her şeyi? '" 'Yahu desem ki annen zorla istettirdi o da şu an aşağıda göbek atıyor ama Nazlı da bu şarkı olayına takmıştı bana bak başlatmayın ününüze gazetecilerinize her şey geleneklere uygun olacak.' Diye elimi sallayarak onları tehdit edercesine konuştum ve Uzayın bir adım gerilemesiyle bunu başardığıma inandım bir nebze. "Tamam bizden ne istiyorsun gidip halledelim" deyip çocukların onayını bekledi. Onlarda kafalarını sallayınca sakince konuştum. "Kına malzemeleri vardır herhalde teyzem o kadarına da karıştırmaz. Sen Nazlı'nın üzülmesine izin verme yeter." merdivenlere yönelip onları orada bıraktığımızda rahatladım. Nazlı'yı cidden sevdiğini biliyordum ama kötü bir durumda kimin yanında olacağını merak etmiştim. Nazlı gülerek oynuyordu ama yine de onu yalnız bırakmak istemiyordum. Teyzeme öpücük atıp biz de oyuna girdik.  4 kız İstanbul'da bana gezdirmedikleri yer kalmamıştı. Bu sayede Ece ve Görkem'le çok yakın olmuş İstanbul'a her geldiğimde görüşüp normal zamanda da telefonla görüşür olmuştuk . Şimdi hepimiz gülerek oynarken Nazlının kayınvalidesi yanındaki kadınla mutlulukla konuşup memnuniyetle de bizi izliyordu.  Oyun bitince önceden üzerimden çıkardığım deri ceketi tekrar giyip üst kata çıktım ve alınan şeyleri hazırlayıp aşağı indirdim. Bu sırada Nazlı da üzerine bindallısını giyiyordu. Özellikle görüşüp yalvar yakar  terziye diktirdiğim kan kırmızısı bindallısını Fransa'da annem sayesinde bulduğum bir moda evinde yaptırmıştım. O hazırlanırken biz de şarkıyı açmış, meşaleleri yakarak kafamızdaki taçlarla nazlıyı bekliyorduk. Tolga ve diğer erkekler bir de birkaç izin alan gazeteci balkondan bizi izliyorlardı. Nazlı bindallısının içinde kafasında kırmızı duvağıyla gelirken ayarlanan 'Kınayı getir aney! ' türküsü çalmaya başlamıştı. Onu, önceden hazırlanmış ama Nazlının kullanmadığı beyaz sandalyeye oturttuk ve etrafında dönmeye başladık.  Teyzem hüngür hüngür ağlarken Neriman teyze 2 tam altını Nazlının açmamakta ısrar ettiği elinin içine koydu. Tolgayı çağırırken şaşkın şaşkın bana bakmaya başlayınca Uzay ve Acar onu aşağı gülerek göndermiş gazetecilere de çekmelerini tembih etmişlerdi. Tolganın da parmağının ucuna sürülen kınayla Nazlının duvağı açılmış bu güne özel fotoğrafı çekmek için bu işlerden en iyi anlayan kişi olarak Görkem,  yukardan çocukları da çağırıp güzel bir fotoğraf çekmişti.  Kına bitince hepimiz yorgunlukla arabaya doluştuk. Hepimiz yorgunduk ama Nazlının enerjisi hala bitmiyordu. Onun enerjisi bana da geçince arabada sürekli konuştuk ve gülüşüp durduk. Bu gece teyzemin evinde kalıp daha sonra otele geçecektim. Hatta kalacağım otel düğününde yapılacağı mekana çok yakındı. Hemen oraya geçecektim sanırım.  Acar ve Tolga bizi bırakıp giderken ben kapanan gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum. Eve girince teyzemin bizden önce gelip üstüne pijamalarını giyip uzandığını fark ettik. Yorulmuştu o da bizim gibi. İyi geceler dileyip benim için hazırlanan odaya geçtim. Gözümün önüne arabada da sohbet etmeye devam ettiğimiz bugün beni alan çocuk gelince gülümsedim. Gerçi  Acar, Ayda denen kızla nişanlıymış. Tolganın en yakın arkadaşıymış da aynı zamanda. Bir de aynı takımda oynuyorlarmış yani bu benim tahminim. Üniversite bitene kadar birçok sporcu tanıdığım olmuştu. Okulun maçları için bizimle ortak çalışırlardı çünkü sakatlanan futbolculara sahada ilk müdahaleyi biz yapardık. Telefonuma gelen mesajla hemen elime alıp açtım. Görkem çekindiğimiz fotoğrafları atmıştı. Hepsinde çok mutlu olduğumuz belliydi ama yarın düğün vardı ve benim dinlenmem şarttı artık. Uykuya yenik düşüp gözlerimi kapadım.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE