Sabah evdeki gürültüye uyandım. Düğün telaşesi erken saatlerde başlamış anlaşılan. Telefonumu elime alıp bakınca saatin 10.30 olduğunu gördüm. Tamam çokta erken değilmiş.
Odadaki banyoya girip işlerimi hallettim ve kapıyı açıp çıkınca çok sert bir şeye çarptım. İçeri girdiğimde bu duvar burada değildi!
Sinirle kafamı kaldırınca Acar olduğunu gördüm.
"Hayırdır sabah sabah?" Diyerek yanından geçtim ve valizden kıyafet çıkarmaya başladım. Evdekilere özellikle eşyalarıma dokunmamaları gerektiğini söylemiştim.
"Pardon odana daldım ama senin burada olduğunu bilmiyordum. Evdeki işlerden kaçmak için hepimiz bir yerlere dağıldık' deyip elini ensesine götürdü. Ona gülüp önemli değil şeklinde elimi salladım ve banyoya geçip üstümü değiştim. Lacivert belden oturmalı elbisem sarı saçlarıma güzel uyum sağlamıştı.
Banyodan çıkıp ayakkabılarımı almaya giderken Acarın koltukta oturup telefonla oynadığını gördüm. 'Senin işin yok mu cidden ?' derken lacivert topuklularımı ayağıma geçirmiştim. Düğün olmasa giymem de neyse artık.
'Aslında var ama bekliyorum işte ' diyerek gözleriyle beni gösterdi. Anlamsızca ona bakarken 'Sizi mekana ben götüreceğim işte seni bekliyorum bak 'deyip güldü. Yav yakışıklısın maşallah da bende gizli kalp var gülme.
Kafamı sallayıp eşyalarımı çantama koyunca kapıya doğru ilerledim. Acarda peşimden geliyordu.
Merdivenlerden hızlıca inerken aşağıda Görkem ve Uzay bizi bekliyordu. O sırada kapıdan hızlıca giren Ayda direk Acar'a yönelmiş ve dudaklarına yapışmıştı. Karşımda ki çocuğu zorla öpmeye çalışan kızın görüntüsü midemi bulandırmaya başlayınca kafamı çevirip Görkem'in uğraştığı hediyelik şekerlere baktım.
'Kız çok acayip değil mi ay valla böyle nişanlım olacak kendimi keserim ' deyip gülen Görkem'e kıkırdadım. Bizim gülüşmemizle gözleri bize dönen Uzay 'Bayanlar' diyerek önümüzde eğilmiş ve sözlerine devam etmişti.
"Bu yakışıklı ve yalnız adamı böyle önemli bir günde kahkahalarınız ve kendinizden esirgemeyin, olur mu?' Diyerek bizi iki koluna takıp kapıya yürütmüştü.
Gülerek ona ayak uydururken arabalara gelmiştik bile . Ayda ve Acar arkamızda yürürken Ayda sesini özellikle mi böyle çıkarıyor diye merak ediyordum. Kulağımı tıkamama ramak kalmıştı.
Uzayın arabasına binip Acarın yüzüne bir daha bakmadım. Tamam hoş adam ama nişanlısı olan insana bakmak bana yakışmaz bir kere, o yüzden gereksiz heyecana gerek yoktu.
Düğün mekanı olarak Kız Kulesi seçilmiş her tarafa özel silahlı korumalar yerleştirilmişti. İki tarafta ünlü olunca böyle oluyordu demek ki. Neyse hiç ünlü olmayacağım için beni ilgilendiren bir konu değildi.
Tekneye binip Kız Kulesine ayak basınca manzaranın buradan daha hoş olduğuna karar verdim. İlk kez buraya geliyordum ve insanı büyüleyen bi havası vardı. Güneş'e atmak için birkaç fotoğraf çektim.
Tolga oradan oraya giderken ben ve Görkem de Nazlının yanına çıktık. Heyecanı titreyen ellerinden belli olan Nazlı saçının son şeklini veren kuaförü bekliyordu. Düğün erken saatte başlayıp akşam geç saatlere kadar devam edecekti. Tek farkı gelin ve damadı erkenden balayına gönderecektik. Bende bir gün burada kalıp daha sonra kendi ülkeme dönecektim.
Nazlıya sakin olması gerektiğini söylerken içeri giren Ayda ve Gökçen'e dikkatlice baktım. Bu kadar zayıflık normal değildi. Tabiri caizse kürdan gibilerdi.
'Ayyy Nazlı sen de evleniyorsun artık sıra bizde ayakkabının altına yaz beni olur mu ama silinecek bir yere 'diyerek göz kırptı Ayda.
Şimdi çiçeği de bana at derse hiç şaşırmam bu nedir ya zaten olacağı varsa olur hayır bu neyin sıkıntısı hemen evlenip ne yapacaksın kızım ?
Düğünün başladığını haber veren görevli çıkınca odaya eniştem girdi. Nazlının uzun soluklu bir konuşma yapıp aile yadigarı mücevher setini hediye edecekti.
Hepimiz aşağı inmiş nikah memurunun soruyu sormasını bekliyorduk. Sonunda o önemli sorular soruldu ve hayatlarını birleştirici 'EVET' cevaplarını verdiler..
İlk dansları ederken ikisinin de aşırı heyecanı yarım kilometre öteden fark edilecek boyuttaydı. Nazlı heyecanını konuşarak atmaya çalışırken Tolga da ona gülümseyip bir şeyler diyordu işte ben o dans esnasında yapılan konuşmaya olan merakımdan evlenebilirim. Hayır kimse de sormuyor ki ne konuştunuz diye..
Uzay arkamdan yaklaşıp 'Valla en çokta şu dans esnasında ne konuşuyorlar onu merak ediyorum' deyince aynı şeyi düşündüğümüzü söyleyip kahkaha attım. Ondan sonra bütün akşam klasik müzik eşliğinde danslar ve eğlenceden ibaretti.
Tabi arada hızlıca tekneye bindirip gönderdiğimiz gelin ve damadın vedası da vardı ama oraları atlıyorum neden mi teyzem çok ağladı o ağlayınca Nazlı'da ağladı ikisi birden başlayınca bende ağladım. Az kalsın Uzay'da ağlayacaktı ki Acar olaya müdahale etti. Sağ olsun..
Şimdi otele gelmiş odamda bugün olan şeyleri düşünüp günlüğüme yazıyorum. Yarın akşama doğru evime dönecektim. Eee yolcu yolunda gerekti sonuçta.