2.BÖLÜM

1265 Kelimeler
İskoçya...Brodgar köyü Genç kadın sırtını yaslandığı tahtadan yapılmış duvarın yıkılacağını düşünmeye başladı. Tahtaların çıkardığı ses her ne kadar sinir bozucu olsa da, şuan kimin umurundaydı ki? Ah Tanrım... Eteğinin altından bacaklarına dokunan güçlü eller ve bedenini bir mengene gibi sıkıştıran kaslı vücut kesinlikle mükemmeldi. Daha önce ayakta sevişmemişlerdi. Genç adam bu gece kesinlikle aç bir kurt gibi kendisine saldırıyor, ağzı ve dili boynunda ve dudaklarında leziz bir yiyeceği yiyormuş gibi nefes almadan geziniyordu. İskoç erkeklerinin, söz konusu bacaklarının arası olunca nasıl şehvetli bir canavara dönüştüğünü bilmeyen yoktu. "Mımm..." İçinden gelen bu mırıltı genç adamın gülümsemesine neden oldu. "Ye beni aç kurdum... Ah lütfen ye..." Gecenin yarısında, ortalık inanılmaz sessizken çığlık atması aptalca olurdu. Çünkü sesini duyarlarsa, onları izlemeye gelecek birileri mutlaka olurdu. Aptal Brodgar köylüleri elbette... Hayatının burada tükenip gitmesinden nefret etse de, mutlu olmasını ve zevk almasını sağlayacak birşeyler buluyordu işte. Genç ve sağlıklı bir erkekle ıssız köşelerde oynaşmak mesela... "Neden bu kadar acelecisin?"diyerek genç adama doğru baktı. "Bugün gerçekten çok tuhaf davranıyorsun Ryan..." Ryan bedenini rahatlatmak için ihtiyaç duyduğu bu kadına, sert bir bakış atarak "Daha sonra konuşalım." dedi."Şimdi sırası değil. Lanet olsun! Kaldır şu eteği." "Daha önce ayakta..." Dudaklarını kapatan dudaklar konuşmasını tamamlamasına izin vermedi. Tamam onunla aylardır, hatta yaklaşık bir yıldır sadece sevişmek için buluşuyorlar, istediklerini elde edince kendi hayatlarına geri dönüyorlardı. Söz yoktu... Vaat yoktu... Beklenti yoktu... En önemlisi aşk yoktu. Sadece bedensel bir ihtiyaç vardı. O yüzden ilişkileri bu kadar uzun sürmüştü. Dul bir kadınla, dul bir adamın birlikte olmasında ne sakınca olabilirdi ki? Herkesin canı cehenneme! Kimsenin ne düşündüğünü önemseyerek yaşamamıştı genç kadın. Beş yıl önce ölen kocasının arkasından yas tutacak, dünyanın zevklerinden mahrum kalacak değildi ya... Ryan... Bu adam aklını başından alıyordu işte. Onun kolları arasında olmak ne muhteşem bir histi. Tanrım... Duygu olmayacaktı! Beklenti olmayacaktı! Ryan hayatında asla bir kadına yer olmadığını söylemişti. Eğer ciddi bir beklenti içine girecekse, görüşmeyeceğini ifade etmişti. Aslında haklıydı. Daha önce de hayatından bir iki adam geçmişti. Geçici ilişkiler yaşamak acı vermiyordu. Ama bu kez... Kahretsin bu kez onun hayatında olmadığını düşününce bile acı çekiyordu. Ryan öyle hızlı ve sert bir şekilde bedenine sahip oldu ki, daha ne olduğunu anlamadan rahatlayarak kendisini geri çekti. Her ne kadar hiç hamile kalmasa da, dikkat ediyordu. Zaten hamile kalabilseydi, ölen kocasından, ondan sonrakilerden kalırdı. Kurak bir toprak gibi verimsiz bedeni, kendisine annelik hissini yaşatmamıştı. Ryan isterse... Evet isterse onun küçük kızına annelik yapabilirdi. Ama genç adam bugüne kadar bir kez bile böyle bir istekte bulunmamıştı. Yıllar önce ölen karısının anısına hala saygı duyuyordu. Yirmi sekiz yaşında birinin hayatının sonuna kadar evlenmeyeceğini söylemesi dünyanın en aptalca şeyiydi elbette. Çok yakışıklıydı... Çok güçlüydü... Kömür kara saçlarına inat, mavi gözleri inanılmazdı. Köydeki bir çok dul ve bekar kadının ilgisini çekiyordu. Kiltinin altından görünen kaslı bacakları, her zaman yarı açık yakası ile dolaştığı gömleği ile bedeninin muhteşemliğini acımasızca gözler önüne seriyordu. İki yıl önce koca bir kalesi ve toprakları olan, Andersson klanının lideri iken, tüm bunları kaybetmişti. Şimdi bu köyde bir zamanlar sahip olduğu evinin aksine taştan yapılmış eski bir evde annesi ve kızı ile birlikte yaşıyordu. Asalet para demek olsa da, Rayn Andersson asil bir adamdı. Kaybettiği geçmişini yeniden kazanmak için uygun bir zamanı bekliyordu. Genç adam eteğini indirip, bir saman balyesinin üzerine oturdu. Yüzünden sicim sicim süzülen terini gömleğinin koluna silerek, nefes nefese kalmış bir halde genç kadına baktı. Jaina gerçekten güzel bir kadındı. Güzel ve inanılmaz şehvetli... Onunla birlikte olmak keyif vericiydi. Paylaşımları bedensel zevkten ileri gitmese de, ona saygı duyuyordu. Karısı öldükten sonra uzun süren tek ilişkisi, Jaina ile olan ilişkisiydi. Genç bir erkeğin kadınsız yaşaması elbette ki mümkün değildi. Doğası gereği cinsellik karşı konulamaz bir ihtiyaçtı. İhtiyacını kendisinden çok fazla beklentisi olmayan dul bir kadınla gidermek, en güzeliydi. Jaina elbisesini düzelterek, genç adamın yanındaki boşluğa oturdu. Bu geceki birliktelikleri tatmin edici olmamıştı. Yani kendisi için. Bu adamı biraz olsun tanıyorsa, kafasından onu rahatsız eden bir şeylerin geçtiğini anlamamak imkansızdı. "Neler oluyor?"diyerek yanında oturan adamın yüzüne baktı. " Kesinlikle bir sorununun var Rayn ve sakın inkar etme. İnan bana beni kandıramazsın." Rayn az önceki yorgunluğunu biraz olsun atarak, derin bir nefes aldı. Jaina ya yalan söylemek ve ondan gerçeği gizlemek istemiyordu. Kahretsin! Keşke ona aşık olabilseydi. Ama olmamıştı. Karısından sonra kalbini bütün kadınlara kapatmıştı. Onunla birlikte olmaya başladıkları ilk gün kendisinden cok fazla beklenti içine girmemesini açıkça söylemişti. Jaina da kabul etmişti. İki tarafı da memnun eden bir anlaşma yapmışlardı aslında. "Seni bugüne kadar hiç kandırmadım Jaina."diyerek kadının gözlerinin içine baktı. " Şimdiden sonrada kandırmaya niyetim yok." "Sana inanıyorum Rayn. Sen dürüst bir adamsın." "Sen de öyle..." "Sorun ne?" Ryan iki gün önce eski dostu ile yaptığı anlaşmayı düşünüyordu. O günden beri inanılmaz huzursuz ve öfkeliydi. "Evleniyorum Jaina." Genç kadın duyduğu şeyin etkisi ile donup kaldı. Yüzünde saniyeler içinde şaşkınlık ve öfke dolu bir ifade oluştu. "Ne?"derken sesinin tonu zayıftı. "Evleniyorum." "Ne dediğini gayet iyi duydum." Ağlamak ve genç adamı yumruklamak istiyordu şuan. Ona küfürler savurmak... "Bunu sana açıklamak isterdim ama yapamam." "Kim?"lanet olsun kimdi? "Sen... Sen asla evlenmek istemiyordun." Yine de ses tonu yumuşaktı. Rayn kendisine evlilik ve sonsuz birliktelik sözü vermemişti. Ona kızamıyordu. Ancak kendine kızıyordu şimdi. Ona aşık olan kalbine kızıyordu. "Kim olduğu önemli değil. Sadece bunu bilmeni istedim." Jaina derin bir boşluğun içine düşmüş gibi hissetti. Başını yere devirerek buğulu bakışlarını genç adamdan kaçırdı. "Aşık mı oldun Rayn?" diyerek yutkundu. Aslında bu sorunun cevabını duymak istediğinden emin değildi. "Hayır " Rayn ciddiyetle cevap verince derin bir nefes aldı genç kadın. "Peki neden?" "Aşkın benim hayatımda yeri yok. Sana daha önce söylemiştim. Yapmam gereken daha önemli işlerim var." "Ya biz..." İşte en çok duymak istediği cevap. Adamın yüzüne baktı. "Biz... İlişkimiz ne olacak?" Rayn formalite bir evlilik için, bedensel zevklerinden nasıl vazgeçeceğini kesinlikle bilmiyordu. İngiliz bir kadınla sadece altı ay evli kalacak, sonra onu bir şekilde hayatından çıkaracaktı. Yani gerçek bir evlilik ve yatak ilişkisi olmayacaktı. Böyle bir durumda altı ay boyunca hiç bir kadına dokunmadan, zevk almadan nasıl yaşayabilirdi? " Evli bir adam olmam seni rahatsız edebilir Jaina. Bu yüzden sana saygı duyuyorum. İstersen görüşmeyebiliriz." Ah Tanrım... Onun evli olmasını umursamazdı. "Sen beni istediğin sürece yanında olacağım Rayn."dedi gülümseyerek. " Ama karın... O bu işe ne der?" Karım... Henüz tanımadığı, yüzünü görmediği gizemli kadın. Aslında kendini beğenmiş, burnu havada, ukala ve kaprisli bir İngiliz leydisi ile evlenmek yaptığı en büyük hataydı. Aşağılık Jordan bir zamanlar hayatını kurtarmasa teklifine asla evet demezdi. Birde kaybettiği toprakları vardı tabii... "Ne diyeceğini düşünme Jaina. Benim için senin ne düşüneceğin önemli." "Evet Rayn... Evet. Ne zaman evleneceksin?" "İki gün sonra... " İngiliz leydi iki gün sonra İngiltere- İskoçya güney sınırında olacaktı. Jordan herşeyi ayarlamıştı. Sınırdaki ilk köyde, hemen nikah yapılacak, genç kız hiç bir şeyi anlamadan onu buraya getirecek ve bir süre bu oyuna devam edecekti. Bunları düşününce dişlerini sıktı. Henüz bu evlilikten ne annesinin ne de kızının haberi vardı. Üstelik evine gelecek kadın bir İngilizdi. Zavallı leydi hayatı boyunca bolluk içinde yaşamıştı kesin. Onlarca hizmetçileri, mücevherleri, elbiseleri varken düşeceği sefaletten habersizdi. Gerçi bu durumda onunla uğraşacağı için zavallı durumda olan kişi kendisi olacaktı. Lanet olsun! Kahretsin! Başına sardığı belanın aptal ve saf bir kadın olduğunu umut etmekten başka çaresi yoktu şuan. Ve çirkin... Güzel bir kadının peşinden koşacak erkekleri düşünemiyordu bile. Aslında güzel olursa, beğendiği ilk erkekle kaçabilir, böylece ondan kurtulurdu. Hatta onu bu konuda teşfik bile edebilirdi. Birden onursuz bir adam olduğunu düşünmeye başladı. Ne olursa olsun soyadını taşıyan bir kadını o kadar özgür bırakamazdı. Bu işin sonunda zararlı çıkarsa Jordan ı öldürecekti önce. Ve sonra o kızı sürükleyerek ülkesine götürecekti. Rayn Andersson kolay bir adam değildi. Ve etek giyen bir kadına asla boyun eğmezdi. İsterse bu kadın kralın kızı olsun. İngilizdi işte... Süslü, kaprisli ve şımarık bir İngiliz. Bundan fazlasını kesinlikle beklemiyordu....
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE