Nisanın annesi, akşam yemeği için onları çağırıyordu...
Nisa : Kalk.
Emir anında kalkarak kapıyı açtı ve önce Nisanın geçmesi için çekildi.
Nisa : Sağ ol.
Yemek masasına oturdular. Nisa ile Emir yan yana oturdu. Nisanın annesi mantı yapmıştı. Birlikte oturup yemeğe başladılar. Tam yemek sırasında Emir, yere ekmek parçası düşürdü.
Nisanın Annesi : Boş ver çocuğum alırız sonra.
Emir : Yok yok, aliyim.
Emir masanın altına girerek düşen ekmek parçasını aldı. Bu sırada burnuna gelen o yoğun ve pis koku şiddetlendi. Gerçekten de Nisa'nın çorapları kötü kokuyordu...
Nisa'nın Annesi : Nisacım, bu gecelik Emir ile annesi burda kalacak. Senin odaya açarız bi yer yatağı.
Nisa, annesiyle pis pis bakıştı ve yemeğini bitirip odasına gitti, kapıyı kapattı. Bu sırada annesi, Emir'in annesine Nisa'nın kusruna bakmamalarını, Nisanın ergen olduğunu hatırlattı. Emir yemeğini bitirdi, Nisanın annesine teşekkür ederek Nisanın odasına doğru yürüdü. Korkarak kapıyı çaldı...
Nisa : Ne var?
Emir : Gelebilir miyim abla?
Nisa : Gel.
Emir yavaşça kapıyı açtı ve içeri girdi. Nisa üstünü değiştirmişti ve kıyafetlerini sandalyesine atmıştı. Emir, az önce oturduğu yere geri oturması gerektiğini düşündü. Nisanın ayak ucuna geçti ve oraya oturarak bağdaş kurdu. Çorapları hala aynıydı ve kokusu Emirin burnuna geliyordu. Emir biraz sıkılmıştı...
Emir : Abla napıyoonn?
Nisa : t****k izliyom. Sıkıldın mı?
Emir : E-evet biraz.
Nisa : Yapcak bi şey yok, yorgunum.
Emir : T-tamam abla.
Emir biraz kırılmıştı başını öne eğdi ve parmaklarıyla oynamaya başladı. Bunu gören Nisa acımış olmalıydı. Telefonu bıraktı ve ayak ucundaki Emiri, ayağıyla dürttü.
Nisa : Şş ağlıyon mu?
Emir : Ha-hayır.
Nisa : Bana bak.
Emir, başını kaldırmadı. Hala ellerinin parmaklarıyla oynuyordu. Nisa ayağını biraz daha kaldırarak Emirin suratını dürtmeye başladı.
Emir : Ah, yapma.
Nisa : Şş küstün mü kaldır kafanı.
Emir : Hayır.
Nisa iki ayağıyla da dürtmeye başladı.
Nisa : Kaldır lan kafanı aaaa.
Emir : Çek ayağını abla çok kötü kokuyo zaten!
Nisa bi anda dondu, ayağının birini Emirin sıska ensesine attı.
Nisa : Ne dedin lan sen?
Emir : Bi- bi şey demedim.
Nisa : Yüzüme bak, ne dedin sen?
Emir : Abla ağzımdan çıktı özü-
Nisa : Ne dedin lan ne?
Emir : Ayağın, ya-yani çorabın kokuyo dedi-
Nisa : Benim ayağıma kurban ol lan sen, dünkü çocuk gelmiş ayağımı beğenmiyo!
Emir : Abla özür dilerim g-
Nisa : Kes çeneni. Kokmaz benim ayağım.
Emir : E-evet abla çok güzel ko-
Nisa : Kokla.
Emir : A-abla i-
Nisa : KOKLA!
Emir, çaresizce suratının tam karşısındaki altı hala biraz ıslak, kokan çoraplı ayağa yaklaştı. Başta sadece yaklaşmakla kalsa da Nisa, Emirin ensesindeki ayağıyla ayağına yapıştırdı. Emir çaresizce Nisanın, kafasına göre oldukça büyük ayağının bileğinden itiyordu.
Emir : ABLA BIRAKIR MISIN ÖHHÖ!
Nisa : Kapa çeneni ya hadsiz çocuğa bak. Sana zehir edicem hayatı.
Emir çaresizce kokluyordu. Kokladıkça rahatsız olsa da başka çaresi yoktu. Odada sadece zorlanma ve nefes sesleri geliyordu. Nisa ayaklarını çekti...
Nisa : Nasılmış?
Emir : B-berbat.
Nisa : Anlayamadım?
Emir : Ş-şey çok güzel ablacım.
Nisa : Aferin. Devam et.
Emir : Abla!
Nisa : Şş.
Emir neredeyse ağlayacaktı. Çok korkuyordu ve itaat etmekten başka bi şansı yoktu. Nisa ise ergenliğinin derinlerinden gelen arzularını gerçekleştirdikçe haz alıyordu. Birisine kötü davranmayı ve emretmeye bayılıyordu. Yüz üstü yattı ve t****k izlemeye devam etti. Emir ise çaresizce ayaklarına yaklaştı ve eğilerek koklamaya devam etti. Kokusu çok yoğundu. Aroması ekşiydi. Emir kokladıkça suratı ekşiyor, yapmak istemediği her halinden belli oluyordu.
Nisa : Yeter.
Emir : T-teşekkür ederim abla!
Nisa : Öyle değil salak, çoraplarımı çıkart.
Emir : Abla hayır ha-
Nisa : Çıkart dedim sana!
Emir : P-peki.
Emir, sızlanarak Nisa'nın ona göre devasa bileğinden tutarak çorabını yavaşça çıkarttı. Diğer ayağına da aynısını uyguladı. Çorabı çıkarır çıkarmaz minik yatağa yayılan kokuyla Emir yüzünü ekşitmişti. İki küçük elinde, ona göre büyük terli ve kirli çorabı elinde tutuyordu Emir.
Emir : Na-napiyim bunları ab-
Nisa : G*tüne sok.
Emir : N-ney?
Nisa : Kokla lan gerizekalı.
Emir : A-abla nolur istemiyorum n-nolur.
Nisa : Başında bana o hakareti etmeyecektin çocuk.
Nisa, bunları söylerken sırt üstü uzanmıştı. Sinirden neredeyse duman üfleyecekti. Saçları dağılmış, terli ve kokan ayaklarını iki yana açmıştı.
Emir : Ö-özür dilerim ab-abla.
Nisa : Kapa çeneni.
Emir, çaresizce elindeki ıslak ve kokan çoraplara baktı, homurdanarak burnuna götürdü ve yalvaran gözlerle Nisa'ya bakarak koklamaya başladı. Kokladıkça ince bir sesle homurdanıyor, bırakmak için izin istiyordu. Nisa ise duymuyordu bile. Karanlık ve ter kokan odada yalnızca Emir'in nefes sesleri geliyordu. Birkaç dakika sonra Emir, yoğun kokudan nerdeyse uyuklayacakken Nisa onu ayağıyla dürttü.
Nisa : Şş!
Emir : E-efendim a-abla?
Nisa gözleriyle ayaklarını işaret etti ve birleştirerek Emir'e yaklaştırdı. Emir ise çaresizce ağlamaya başladı ve Nisa'nın ayaklarına yaklaştı. Küçük burnunu Nisa'nın terli tabanlarına koydu ve derince solumaya başladı. Emir ayaklarında nefes aldıkça Nisa'nın içi hoş oluyordu. Gözlerini kapattı, ellerini başının altına koydu.
Nisa : Aferin devam et ödül vericem sana.
Emir : *ağlayarak* n-nolur bırak yalva-
Nisa : Bi daha konuşursan ağz-
Emir : Tamam tamam özür dilerim özür dilerim..
Emir iki eliyle Nisa'nın tek ayağını kavradı ve parmaklarını koklamaya devam etti. Emir, ekşi ve peynirin yoğun olduğu parmaklarda ağlamaktan hıçkırıyordu.
Yaklaşık 15 dakika geçmişti. Nisa, yoğun geçen günün ardından gözleri kapanıyordu. Aynı zamanda ayaklarındaki sıcak nefes uykusunu artırıyordu. Emir ise berbat kokudan bitkin halde, Nisa'nın ayağına doğru uyuyakalmıştı. Nisa bunu fark etti ve zevkten güldü. Ayağını, Emir'in tam burnuna yapıştırdı ve gözlerini kapatarak uyumaya başladı. Birkaç dakika sonra Emir'in dudağı Nisa'nın dudağına değmişti.
2 saat geçmişti. Saat akşam 9 olmuştu. Nisa'nın annesi odaya tıklatıyordu.
Nisa'nın annesi : Her şey yolunda mı çocuklar? Bayadır ses gelmiyor.
Nisa bu sese aniden irkildi, Ayağının nerdeyse içindeki Emir'e bakıp güldü. Kapıya yönelip kilitli kısmı açtı.
Nisa : Ne var anne?
Nisa'nın annesi : Ah, Emir uyuya mı kalmış?
Nisa : Evet, galiba.
Nisa'nın annesi : Yer yatağını kurayım hemen çocuğun, biraz odanı havalandır kötü kokuyo.
Nisa : Tamam anneeee..
Nisa, annesini duymazdan geldi. Annesi, odaya nerdeyse bir yatak boyunda bir sünger yatak, yorgan ve yastık getirdi.
Nisa'nın annesi : Kızım şunları kuruver ben Emir'in annesinin yerini hazırlayacağım.
Nisa : Of tamam anne ya.
Nisa, Emir'in yatağını kurdu, kılıf ve mevresimi yerleştirdi.
Nisa : Emir.. Emir!
Emir : h-hı?
Nisa : Hadi yatak açtım sana oraya yat.
Emir : T-tamam abla.