Tanıtım
Ağlayarak ayaklarına kapandığım babama yalvardım.
"Baba yalvarırım verme beni!"
Babam sanki hıçkırıklara bogulmamışım gibi merhametsizce baktı bana.
"Senin yüzünden oğlum canından mı olsun!Kalk şuradan gelecekler birazdan!"
O oğluydu da ben onun evladı değil miydim?
Gözyaşları yanaklarımı sırılsıklam ederken vicdanına dokunmak için konuşmaya devam ettim.
"Baba..o...o adamı tanımıyorum bile...ne olursun yapma.."
Ama babam kalbi taşlaşmış bir adamdı.Abim Demirkanların kızını kaçırmıştı ve ben de sırf abimi öldürmesinler diye öne sürülen değersiz bir candım.
Tanımadığım bir adama sırf abim ölmesin diye göz göre göre mahkûm ediliyordum.
Hayatım boyunca hiç bir zaman sevilmemiştim ve şimdi de gözden çıkarılan ilk kişiydim.Abim sevdiğine kavuşsun ama ben o acımasız adamla evleneyim.
***
"Defol!Bu odaya adımını bile atmayacaksın!Çık git nerede kalıyorsan kal!"
Yutkunarak geriledim.Sesi büyük bir öfke ve nefret ile doluydu.
Evlendiğimiz ilk gece beni odadan kovuyordu Rohat Demirkan.
Nereye gidecektim?Ne söyleyecektim bilmiyorum?
Yapabildiğim tek şey kapıyı yavaşça açıp korkuyla odadan çıkmak oldu.Çok uzağa gidemedim.Kapının yanında ki duvarın dibine oturarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Kaderime.
Beni hiç sevmeyen aileme.
Doğup büyüdüğüm bu şehre lanet ettim.
O gece içim dışıma çıkana kadar ağladım.Sesimi hiçbir zaman duymayacak merhametsiz bir adama değersiz bir eşya gibi verilmiştim.
Umut yoktu ışığı sönen gözlerimde...
Benim gökyüzüm hiçbir zaman güneş görmeyecekti.Hep karanlıkta kalan o önemsiz kişi olacaktım herkes için...