,,Sahiplenme"-3 bölüm

1065 Kelimeler
Lena, odanın içinde düşünceli bir şekilde dolaşır, Leo’nun söyledikleri aklında yankılanır. Artık, aralarındaki ilişki daha da karmaşık bir hal almıştır. Lena, odanın ortasında durmuş, derin ve düzensiz nefesler alarak olanları düşünmeye çalışıyordu. Leo'nun bakışları, ona söyledikleri ve sert tutumu zihninde yankılanıyordu. Onun hakkında ne hissettiğini bile anlamaya çalışmak başını ağrıtıyordu. Bir yandan Leo'nun söylediklerinin doğruluğunu sorgularken, diğer yandan ona duyduğu öfke ve karışık hisler içinde boğuluyordu. Kendi kendine odada bir ileri bir geri yürümeye başladı, düşüncelerini toparlamaya çalışırken elleri istemsizce titriyordu. Leo'nun boğazını sıkan eli, gözlerindeki o keskin öfke hala aklında canlıydı. Sanki nefesi hala kesiliyormuş gibi hissediyordu. Ama aynı zamanda, Leo'nun o öfkenin ardında sakladığı şeyi de seziyordu. Onun sinirlenmesine sebep olan şey sadece Lena'nın suçlaması mıydı, yoksa başka bir şey mi vardı? "Nasıl böyle davranabilir? Beni duvara yaslayıp tehdit etmek mi? Ama ya doğru söylüyorsa... Eğer o gece gerçekten hiçbir şey olmadıysa... Ona nasıl bu kadar güvenebilirim? Ama ya babam öğrenirse... Her şey daha da kötüleşir. Ne yapacağım?" Lena, başını avuçlarının arasına alarak derin bir nefes aldı. O geceyi hatırlamaya çalıştıkça, zihinindeki boşluklar büyüyordu. Leo'nun anlattıkları ile kendi hatırladıkları arasında bir fark var gibiydi, ama bu fark onu daha da büyük bir ikileme sürüklüyordu. Eğer Leo gerçekten doğru söylüyorsa ve hiçbir şey yaşanmadıysa, Lena ona haksız yere suçlamalarda bulunmuştu. Ama eğer Leo yalan söylüyorsa, o zaman Lena büyük bir tehlike altındaydı. Her iki durumda da, ikisinin arasındaki bu gizemli gerilim giderek büyüyordu. Bir an durdu, aynaya doğru yürüdü. Kendine uzun uzun baktı. Gözleri yorgun, yüzü solgundu. Leo’nun ona "ufaklık" demesi kulaklarında yankılanıyordu. Sanki onu küçümserken bir yandan da onun sınırlarını zorlamak ister gibi bir hali vardı. Bu düşünce Lena'yı rahatsız etti. Kendisini Leo'nun karşısında savunmasız hissetmek istemiyordu. Ama gerçek şu ki, Leo'nun varlığı, sadece fiziksel gücü değil, ona hissettirdiği karmaşık duygularla da Lena'nın zayıf noktalarına dokunuyordu. Lena, gözlerindeki kararlılığı yeniden bulmaya çalışarak derin bir nefes aldı. Aynanın karşısında kendine fısıldadı: "Tamam, Lena. Kendine gel. O sadece bir çalışan. Onun görevi seni korumak, daha fazlası değil. Sen kontrolü kaybedemezsin. Her şeyi yoluna koymak zorundasın." Bu sözler ona geçici bir rahatlama sağladı. Hızla odadan çıkıp koridorda ilerlerken, derin nefesler almaya devam ediyordu. Babasıyla yapacağı toplantıya odaklanması gerekiyordu, ama Leo’nun varlığı, yaşanan o anı ve gözlerindeki sertlik zihninden bir türlü silinmiyordu. Leo ile çalışmak zorundaydı, bu kesin. Ama ona nasıl güvenecekti? Daha da önemlisi, ona nasıl hakim olacaktı? Kendi zayıflıklarını Leo'nun anlamasına izin veremezdi. Leo'yu tekrar gördüğünde ona karşı ne hissedeceğini bilemiyordu. Ama artık iş ciddiydi. Hem kişisel hem de profesyonel hayatı iç içe geçmişti ve bu düğümü çözmek hiç kolay olmayacaktı. Leo, Murat'ın ona verdiği arabada oturmuş, patronunu beklemektedir. Öfkesi hala dinmemiştir; Lena ile yaşadığı tartışma aklından çıkmamaktadır. Ancak profesyonel kalması gerektiğini bilir. Gözleri dikiz aynasına kayar, ardından arka koltuktan gelen bir hareketle Lena'nın arabaya bindiğini fark eder. Lena, arka koltuğa oturur, yüzünde soğuk bir ifade vardır. Leo, dikiz aynasından onu gözlemler. Aralarındaki sessizlik, gerilimi daha da artırır. "Eee, nereye gitmek istersin ufaklık?" -dedi Leo, sakin ama hafif alaycı bir tonda. Lena, Leo'nun sözleriyle anında irkilir ve sinirlenir. Ancak tepki vermek yerine derin bir nefes alır, kendini sakinleştirmeye çalışır. İç sesinde, Leo'ya olan öfkesini dışa vurur. "Ufaklık mı? Aramızda sadece 7 yaş var! Bu adam gerçekten sinirlerimi bozuyor. Ama şimdi ona bulaşmak istemiyorum..." -diye düşündü Lena, kızgın bir şekilde. "Lütfen eve gidelim. Dinlenmem gerek. Gece dışarı çıkacağım, arkadaşlarım bekliyor. Ve lütfen... üzerine daha düzgün bir şeyler giy. Resmi kıyafetlerle yanımda dolaşamazsın." -dedi Lena, soğuk ve mesafeli bir tonla. Leo, Lena’nın direktiflerini dinlerken, onun pervasız tavrına sinirlenir. İşin kuralları gereği Lena’yı koruması gerektiğini bilse de, bu tür kişisel talepler karşısında kendini aşağılanmış hisseder. Ancak öfkesini bastırır ve profesyonelce cevap verir. "İş kuralları gereği bu kıyafetleri giymem gerekiyor, Lena." -dedi Leo, resmi bir tonda. Lena, Leo'nun bu savunmasına aldırış etmeden konuşmaya devam eder, onun sınırlarını zorladığını bilerek. "İşi sana veren babam olabilir, ama patronun benim. Ben ne dersem o olur. Bunu aklında tut." -diye sert bir şekilde karşılık verdi Lena. Leo, Lena'nın bu sözleriyle daha da sinirlenir, ama sabırlı olmaya çalışır. Lena’nın ona böyle tepeden bakmasına rağmen, görevini yerine getirmek için kendini zorlar. "Peki efendim... Ne derseniz o olur." -dedi Leo, zoraki bir sakinlikle. Arabada kısa bir sessizlik olur. Leo, arabayı çalıştırır ve sessizce Lena’yı evine götürmek için yola koyulur. Yol boyunca Lena, başını pencereden dışarı çevirir, Leo ile göz teması kurmaktan kaçınır. Leo ise dikiz aynasından ara sıra onu gözlemler, ama konuşmaz. İkisinin de aklında, birbirlerine olan öfkeleri dolaşmaktadır. Arabaları Lena’nın evine ulaştığında, Leo arabayı durdurur ve sessizce iner. Arabadan önce inip, kapısını açarak Lena’ya beklediği saygıyı gösterir. Lena, arabadan inerken bir an için Leo’ya bakar, ama tek kelime etmeden evine doğru yürür. Leo, arkasından bakarken derin bir nefes alır. "Sabırlı ol, Leo... Bu sadece iş. Ne kadar zor olursa olsun." -diye düşündü Leo, sakinleşmeye çalışarak. Lena kapıyı açıp içeri girer, Leo ise arabada kalır, gece için hazırlanmak üzere planlarını yapar. İçinde Lena’ya olan öfkesi hala yanıp tutuşsa da, görevini yerine getirmek için profesyonel kalmaya kararlıdır. "Bu adam... Gerçekten kim olduğunu bilmiyorum. Ama ona karşı dikkatli olmalıyım. Ne kadar çekici ve güçlü olsa da, ona güvenemem..." -diye düşündü Lena, karışık duygularla. Lena, gece dışarı çıkmak için hazırlıklarını yaparken, Leo da arabasında sessizce beklemeye devam eder. İkisi de, birbirlerine olan duygularını kontrol etmeye çalışırken, bu gerilimli ilişki nereye varacak? Lena evden çıkmak için hazırlanmıştı. Üzerinde kırmızı, vücudunu saran, son derece seksi ve çekici bir elbise vardı. Aynada son bir kez kendine baktı, gülümsedi ve odasından çıktı. Merdivenlerden aşağı inerken topuk sesleri tüm evi doldurdu. Leo, evin dışında arabanın yanında beklerken Lena’nın kapıdan çıktığını gördü. Lena’nın güzelliği karşısında bir an için nutku tutuldu, gözleri ona kilitlendi. Ancak hemen kendine geldi, profesyonel bir şekilde kapıyı açtı. Hazır mısınız? –dedi Leo, derin bir nefes alarak, gözlerini kaçırmadan. Lena, Leo’nun bu haliyle biraz eğlenmiş gibi, ama onu görmezden gelerek arabaya bindi. Leo, kapıyı kapattı ve direksiyona geçti. Lena ve Leo, şehrin en popüler gece kulüplerinden birine geldiler. Leo, Lena’yı arabadan indirdi ve kulübün kapısına kadar eşlik etti. Lena, içeri girerken Leo'ya soğuk bir şekilde selam verdi. Leo ise Lena'nın arkasından kulübe girdi, ama onun peşinden gitmeyip, gözetimini sağlamak için yan masada yerini aldı. Kulüpte Lena’nın arkadaşları çoktan gelmişti. Kız arkadaşları Aleyna ve Melisa, erkek arkadaşları Onur, Mert ve Cenk hemen Lena’nın yanına geldiler. Leo, yan masadan onları izlerken Lena’nın çevresindekileri dikkatlice gözlemledi. Yeni korumayı görüyor musun? Resmen tanrı gibi! –dedi Aleyna, Melisa’ya fısıldayarak. Evet, Lena’nın başına gelen en güzel şey olabilir bu adam! –dedi Melisa, büyülenmiş gibi bakarak.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE