Ağanın Melezesi

"Güzel Mercan" derken gözlerinde ki öfke ve nefretini karşısında ki kıza temas etmeden bir darbe gibi indiriyordu. "Ne-ne istiyorsun?" diye sorarken sesi içine kaçmıştı Mercan'ın. Esmer teni Mayra'nın aksine daha açıktı. "Buna sen karar vereceksin güzel kız" dedi dudağının kenarında ölümcül bir gülüş sergilerken. "Benden ne istiyorsun Evan?" Mercan nedenini az çok tahmin ediyordu ama ne istediğini tam olarak anlaması mümkün değildi. "Kısasa kısas istiyorum" Mercan'ın gözleri büyüdü. Kısasa kısas? "Bunun anlamı ne?" "Mayra'nın intikamı için seni kullanacağım diyorum. Daha da açığı bedenini kullanıp seni perişan halde abine yollayacağım" Mercan'ın gözleri daha da büyürken "Abim seni öldürür" Evan'ın yüzünde hiç bir değişiklik olmadı. "Demek öldürür öyle mi?" derken alaycı bir tavır takındı. "İyi olan kazansın güzelim, benim için fark etmez" "Bu oyuna bir son ver Evan abi" dedi anlamasını umarak. Evan Mercan'ın üzerine yürürken "Ben olsam altına yatacağım erkeğe abi demem" dedi. Gözleri Mayra'nın ki gibi Kehribar rengi olsa da, Mayra'nın göz rengi onun aksine koyuydu. O bakışlarda ki tüm merhamet ölmüş, sanki yerinden çıkıp birilerini yakabilecek alev topuna dönmüşlerdi. "Kes şunu artık" diye bağırdı Mercan. Buna tahammül edemiyordu. "Evet kararını söyle bakalım. Bir yolunu bulup o ırz düşmanı abini mi öldüreyim? Yoksa seni abinin Mayra'yı mahvettiği gibi mahvedip abine mi postalayayım. Bu kararı sana bırakıyorum. 10 dan geriye sayacağım ve sende gitmek yada kalmak gibi kısa bir cevap vereceksin" Evan cebinden telefonunu çıkarıp "Ama dur önce bakalım sapık abin nerdeymiş? Yerini bilmem önemli. Severek okuduğum bilgisayar ve yazılım mühendisliğinin meyvelerini şimdi topluyorum" diyerek yan yan sırıttı. Kendini yazılım konusunda en üst seviyeye taşımış, iyi bir şirkette yazılımcı olarak çalışıyordu. Bir süre telefon ekranına bakıp "Neyse şirketteymiş ağamız." gittiği her yeri az çok biliyordu. Telefonu cebine koyup "10" dedi kararlı şekilde. "Bunu yapma Evan abi, Mayra seni affetmez" "9,8,7,6,5" derken gözleri yine alev topuna dönmüştü. "Bunu yapamam" diyen Mercan köşe dibine sinmişti. "4,3,2" "Söyle" dedi otoriter bir sesle. "10 saniyede nasıl karar verme mi bekliyorsun" diye sorarken sesi ağlamasının verdiği boğukluğu taşıyordu. "1" dedi. Ne yüzünde, ne bakışlarında o acıma ifadesinden eser yoktu. "Demek abini öldürmem gerekiyor" dedi. "Şimdi çıkabilirsin. Malum abini öldürmek kolay değil" derken sesi merhametten yoksundu. Köşenin dibine sinen kızı kolundan kavrayıp kapıya doğru sürüklerken Mercan çıkmamak için direniyordu. "Yapma ne olur. Sen iyi birisin" "İyi biriydim" dedi üstüne bastırarak. Mercan'ı dış kapıya doğru sürüklerken "Hapse atarlar seni" "O pislik bu dünyadan silindikten sonra seve seve yatarım" "Aşiret seni yaşatmaz" "O zaman mezarıma iki dua okursun" Mercan ciddi olduğunu anlamıştı ama belki ikna olur diye her seçeneği önüne sunuyordu. Evan elini dış kapının koluna koyunca. "Tamam kabul ediyorum" dedi ağlayarak. Evan elini kapıdan çekti. "Neyi kabul ediyorsun?" "Abime bir şey yapma" dedi Mercan çaresizce. "Yani altıma yatmaya gönüllüsün?" "Değilim" "O zaman defol git" "Değilim ama mecburum" dedi Mercan. "Aferin. Sapık abini korurken ben seninle güzel eğleneceğim" dedi. Mercan onunla bir kaç kez karşılaşmıştı iyi birine benzetmişti ama şimdi canavara dönmüştü adam. Şimdi ise onun tehditleriyle ne kadar kötü olduğunu öğreniyordu. Mercan cevap vermeyince onu sürükler vaziyette kendi odasına taşıdı. Mercan'ı kendi yatağına itip üzerinde ki tişörtü çıkarıp bir bacağını yatağa yaslayıp çıldırmış bir deli gibi Mercan'a bakıp "O zaman başlayalım" dedi. Kendini yatağın üzerine çekip Mercan'ın üzerine giderken Mercan kendini yatak başlığına çekti. Evan ayak bileklerini çekip onu aşağıya çekerken çığlık attı. Evan'a direnmeye başlayınca "Bu iş zevkli olacak" diyerek Mercan'ın el bileklerini tutup başının üstünde birleştirdi. Mercan'ın kalp atışını bile duyuyordu. Boşta kalan eliyle elbisenin üzerinden Mercan'ın bacaklarını okşadı. "Benimle evlen" dedi Mercan. Evan'ın tek kaşı havalandı. "Ne evlenmesi?" "Evlenmezsek beni konaktan çıkaramazsın. İntikam alamazsın" dedi Mercan. Evan bir süre düşündü. Evlenmeleri Mayra'nın daha fazla zarar görmesini sağlamaz mıydı? Bunu bilmiyordu ama Mercan'ın söylediği doğruydu. Evlenmeden onu görmesi, intikam alması imkansız gibi bir şeydi. "Nüfus cüzdanı çıkar. Bana oyun oynamaya kalkarsan bunun bedelini ağır ödetirim Mercan, şakam yok" Mercan şimdilik kurtulmanın verdiği rahatlıkla eliyle gözlerini silip yataktan indi. Çantasından nüfus cüzdanını çıkarıp Evan'a verdi ve koşarak evden çıktı. Bu işin nereye varacağını bilmese de abisinin ölümüne göz yumamazdı...