Gökyüzü her zaman Elara’ya huzur vermişti; ama o gece, Raphien’in sesiyle birlikte göğün büyüklüğü ona bir mahkeme salonu gibi görünüyordu. Karanlık gölgeler etraflarını sarmışken, Raphien adımlarını ağırlaştırdı ve anlatmaya başladı. “Benim adım göklerde yankılandığında, bana ‘Işığın Kalkanı’ derlerdi.” dedi. “Göklerin ordusunda, en ön safta duranlardan biriydim. Emir almazdım, emir verirdim. Kanatlarım saf ışıkla dokunmuştu; her darbesi karanlığı yakardı. Fakat işte tam da o ışık, bana gururu getirdi. Gurur ise çürümeye giden ilk adımdı.” Elara, gözlerini ondan ayıramıyordu. Raphien’in sesi, sanki hatıraları göğün kubbesinden süzülüp geliyormuş gibiydi. “Görevim, avcı soyunu gözetmekti.” diye devam etti. “Çünkü sizin soyunuz, göklerin en eski anlaşmasının parçasıdır. İnsan ve melek ar

