Masaya gelirken ikimizi el ele gören Çiğdem’in yüzü asılır gibi oldu. Ali muhtemelen onun yanındayken aramıştı beni ve o da kavga edeceğimizi düşünüp içten içe sevinmişti. Ya da ben çok fesattım. Hayır, değildim, tam da düşündüğüm gibiydi her şey. Masada Ali’yle göz göze konuşup yemeğimizi yerken Çiğdem’e de bakıyordum arada. Bu tür oyunlar hiç bana göre olmasa da sevgilimi ona kaptırmaya hiç niyetim yoktu. İlk raundu da başlattım “Çiğdem, yemeğini sevmedin mi? Hiçbir şey yememişsin” dedim çok az yenmiş tabağına bakarak. O da bana sahte bir gülümseme gönderip “Çok acıkmadım canım ya, bugün kahvaltı o kadar şahaneydi ki hala acıkmadım” dedi ve Ali’ye bakıp “Ne kadar güzeldi değil mi Ali? Sinemis kesinlikle seninle de gidelim, orası şahane bir yer” deyince Ali’ye dönüp “Biz zaten gittik

