bc

Gökyakut +18

book_age18+
466
TAKİP ET
2.2K
OKU
dark
sex
love after marriage
dominant
badboy
CEO
drama
comedy
bxg
first love
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

"Kızlar abilerinin altında inlemezler Nefes, hiçbir abi kardeşini okşayıp öpmez." dedi ve sonra devam etti. "Ben senin abin değilim, sen de benim kardeşim değilsin. Anladın mı?"

Yıllar sonra tekrardan bir araya geldiler. Aralarındaki aşk bitmiş miydi? Yoksa yeniden alevlenecek miydi?

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
1. Bölüm
"You, you love it how I move you. You love it how I touch you. My one, when all is said and done. You'll believe God is a womaaaaaan" bağıra bağıra şarkı söyleyen arkadaşıma bir yandan eşlik ediyor bir yandan da mutfağı toparlıyordum. İkimiz de Ariana Grande aşığıydık ve neredeyse tüm şarkılarını ezbere biliyorduk. Bu arada ben Nefes. Nefes Peri Gürsoy. Kısa olduğundan dolayı arkadaşlarım ve ailem genelde Peri diye seslenirlerdi her neyse... 25 yaşındayım ve stilistim. Elbiseler çizmek, dikmek ve onları giymek benim için mutluluk demek. Onun dışında resim çizmeyle kafayı bozmuş bir kızım galiba. Tuvaller, kara kalemler her türlü resmi yapıyorum ve bunu yapmak bana dünyanın en eğlenceli şeyi gibi geliyor. Ailemle birlikte İzmir'de çocukluğumun geçtiği doğup büyüdüğüm mahallede oturuyorum. Bir abim bir de erkek kardeşim var. Abim Barış olgun ve sert mizaçlı biriyken erkek kardeşim Anıl tam tersi umursuz, hayata şaka yapmak için gelmiş, cıvıl cıvıl bir kişilik. Tabii bazen şakaları sinir bozucu olsa da. Bir de çocukluktan beri arkadaşlarım olan Esma, Yağmur, Ecem ve Pamir. Esma güzel sevimli ama fazlasıyla saf bir kız. Ecem fazla cüretkâr ama altın bir kalbi olan biri. Yağmur ise kardeşim Anıl'ın kız versiyonu. Pamir'de grubumuzdaki tek erkek fakat genelde Anıl ile takılırlar. Pamir yardımseverliğiyle ön planda olan muhteşem biri fakat cinsel yönelimi yüzünden toplum tarafından dışlanıyor olması çok üzücü. Pamir eşcinsel birey olduğundan dolayı başına tonlarca kötü olay gelmiş olsa da pes etmeyen, aşk aşktır felsefesiyle yaşayan, sürekli yargılanan ama kimseyi yargılamayan çok iyi bir çocuktu. Ve ben... Ben kendimi kelimelerle nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama belli bir kişiliğim yok benim aslında. O an ne yaşanırsa o an içimden geldiği gibi davranırım. Bazen asabi, bazen sevimli, bazen sessiz. "Her Ariana Grande şarkısı duyduğumda Sweetener Tour' a gittiğimizde tanıştığımız o Amerikan çocuk geliyor. Kızım hatırlıyor musun taş gibiydi ah dur taş değil meteor!" Ecem'in hayran hayran çocuğu anlatmasıyla güldüm. Ariana Grande konserine gittiğimizde tanıştığımız çocuk yanlışlıkla Ecem'e çarpmış sonra konser boyunca bizimle eğlenmişti. Ecem'in telefonunun çalmasıyla Ecem sehpaya ilerleyip telefonunu eline aldı. "Abim arıyor! Ay sakın bu geçen gece yediğim haltı öğrenmiş olmasın?" telaşlı haline gülüp konuştum. "Öğrenmiş olsa İstanbul'dan ilk uçakla İzmir'e gelip senin cenaze törenini ayarlıyor olurdu. Sanmam." dediğimde göz devirip çalan telefonu açtı ve haporlöre aldı. "Alo, canım abim abilerin en yakışıklısı en cengaveri-" "Yine bir haltlar yedin değil mi Ecem? Telefonu bu şekilde açtığına göre?" Arslan abinin sözleriyle sırıtıp elimi boynuma getirip kesiyormuş gibi yaptım. "Abiciğim saçmalama ben ve bir haltlar yemek? Nerde görülmüş? Ben sadece sana olan sonsuz sevgimden ötürü öyle açtım telefonu." Pis yalancı, dün gece annesine bizde kalacağını söylemişti fakat sevgilisinde kalıp sabah erkenden bizim eve gelmişti. "Her neyse yarın ilk uçakla İzmir'e geliyorum. Bu sefer uzun kalacağım. Anneme de ulaşamadım nerede o? Ona da haber et." Duyduğum şey ile gülümsedim. Arslan abi ile çocukken iyi anlaşırdık. Benden büyük olsa bile benimle sürekli ilgilenir ve korurdu. Bu gidişat Arslan abinin liseyi bitirmesi ardından bozulmuştu çünkü Arslan abi artık değişmişti. Üniversiteyi de İstanbul'da okumuştu ve şuan İstanbul'da büyük bir holdingi vardı. Maddi durumları mahalleliye oranla çok daha fazla iyiyken Arslan abinin annesi buna rağmen bu mahallede kalmaya devam ediyordu. "Ben evde değilim abiciğim, Perilerdeyim. Annem de duymamıştır telefonu büyük ihtimal ben eve gidince söylerim." Arslan abi birkaç saniyeliğine konuşmadı. "Tamam, kapatıyorum." diyerek telefonu kapadı. "Offff Peri! Abim dönüyormuş! Bu demek oluyor ki tüm rahatım bozulacak." ona göz devirdim. "Bir şey olmaz Ecem. Sevgilini Arslan abiyle tanıştırırsın ve arkasından iş çevirmek yerine iznini alıp rahat rahat gezersin." dedim. "Ya kolay mı sanıyorsun abim bu, tepkisini tahmin edebilmek çok zor!" "Sen 25 yaşında olgun bir kadınsın. Tabiki sevgilin olacak. Bir şey diyemez." dediğimde ofladı. "Neyse Peri ben eve gideyim anneme haber vereyim." dediğinde onu kafamla onayladım. Ona kapıya kadar eşlik edip geçirdim ve mutfağa geri döndüm. Burayı toparlamak da yine bana kalmıştı... ??? "Hadi kızım hadiii! Giyiniyor musun atomu mu parçalıyorsun!" annemin isyan edercesine söylediği şeylerle gözlerimi devirip son kez aynaya bakıp uyuşuk halimle odamdan çıktım. Annemin yanına indiğimde babam da koltuktan kalkıp yanımıza geldi. "Abinle Anıl arabadalar hadi inelim." diyen anneme kafa sallayıp evden çıktık. Arslan abinin yıllar sonra İzmir'e dönme şerefine Arslan'ın annesi Zeliha teyze evlerinin bahçesinde büyük bir akşam yemeği veriyordu. Biz de davetli olduğumuz için gidiyorduk fakat ben pek de gitme taraftarı değildim. Belki de Arslan abiyle karşılaşmaktan gergindim kim bilir? flashback (geçmiş) Arada bu tür flashbackler koyacağım ve onların geçmişini de okuyacaksınız. 8 Sene Önce Üzerime geçirdiğim lise üniformamı düzeltip uzun karamel rengi saçlarımı düzeltip çantamı aldım ve odamdan çıktım. Annemler henüz uyuyor olduğundan uyandırmamak için sessizce evden çıkıp dışarıda elinde sigarasıyla bir arabaya yaslanmış beni bekleyen Arslan abinin yanına gittim. Sigara dumanını benden ters yöne üfleyip bana yaklaştı. Üstündeki lise forması olan pantolon ve gömleği uzun boyuyla bir manken gibi taşıyordu. Gömleği tamamen dışarıda, üniformanın bir parçası olan kravat özensizce üzerinde dururken gömleğinin önündeki iki düğme açıktı. Serseri bir tarzı olsa da onda çok çekici duruyordu. "Günaydın." dediğimde yanıma yaklaşıp üstümü süzdü. "Bu sikik eteğin daha kısası yok mu?" ironik cümlesiyle kaşlarım çatılırken konuştum. "Sanane benim eteğimden!" "Bana ne mi? Bacaklarını süzen tek erkek görürsem anlarsın o zaman bana ne olduğunu." dedi ve biten sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi. Daha sonra birlikte yan yana yürüyerek okula giderken "Ecem nerede?" diye sordum. "Üşütmüş, hasta biraz bugün okula gitmeyecek." dedi ve kolunu omzuma atıp beni kendine doğru çekti ve yürümeye devam etti. Beni kendine yapıştırdığı için düzgün yürüyemiyordum ama Arslan abinin kokusu burnuma iliştiğinden dolayı ses etmedim çünkü eşsiz bir kokusu vardı. Birlikte okula vardığımızda bahçede ilerlerken yakınlığımızdan dolayı olsa gerek bahçedekiler bize bakmaya başladı. "Arslan geldik artık kolunu çeksene." dediğimde cıkladı. "Seni sınıfına bırakacağım." Derin bir nefes verip kabullendim. Sınıfıma kadar kolu omzumda sarılı şekilde gittik ve sınıfa girdiğimizde beni bıraktı. Çantamı duvar kenarındaki masama bırakıp oturduğumda o da yanıma oturdu ve arkasına yaslandı. Arslan abi son sınıf iken ben 9. sınıftım dolayısıyla aynı sınıfta değildik. Okula erken geldiğimizden dolayı yanımda oturuyor ve soluklanıyordu. Sınıfta biz hariç kimse yoktu. Uykum olduğu için Arslan abiyi takmadan kafamı sıraya koydum ve gözlerimi kapadım. Arslan'dan; Nefes uyurken onu izliyordum. Köpekler gibi aşık olduğum o minik kızı. Soluklarından anladığım kadarıyla uykuya dalmıştı. Elimi uzun yumuşacık karamel saçlarına uzattım ve okşadım. Ardından kokusunu alabileceğim şekilde sarıldım ve onun gibi yattım. Bir beş dakikanın ardından kalktım ve çantayı sıradan alıp son kez Nefes'e bakıp sınıfıma gittim. Nefes Peri'den... Okul zilinin sesiyle uyuyakaldığım masadan başımı kaldırdım. Arslan abi gitmiş ve sınıf dolmuştu. ??? "Ben kantine gidiyorum geliyor musun Peri?" Yağmur'a bakıp kafamı salladım ve kalkıp yanına yetiştim. Merdivenlerden inerken Yağmur konuştu. "Arslan abiyle aranızda bir şey mi var kız?" sorduğu soruyla kaşlarımı çatıp ona baktım. "Ne alaka? Tabiki hayır." dediğimde sırıttı. "Ben sınıfa gelirken o da sınıftan çıkıyodu da ondan sordum." dedi. "Okula birlikte geldik beni sınıfa bıraktı sonra gitti. Aramızda bir şey yok ve olamaz saçmalama." dediğimde kafasını salladı. "Peki canım sen öyle diyorsan öyledir." Kantine indiğimizde gözlerim bana bakan Arslan abi ile kesişti. Ona mahallelinin yanında Arslan abi diyordum fakat o ona abi dediğimde kötü kötü bakıyor korkmama neden oluyordu. Onu kızdırmamak için yalnızken Arslan diyordum. Kantindeki bir masada arkadaşlarıyla oturuyor ve öylece bana bakıyordu. Daha doğrusu okul eteğime kötü bakışlarını atıyor da diyebilirdim. Gözlerimi ondan çekip Yağmur ile kantin sırasına girdim. Ardından arkamıza sıraya giren iki tane çocuk geldi. Sıraya girmişlerdi fakat resmen bana yapışmıştı çocuk. Rahatsız olup arkama doğru bakıp onu uyardım. "Biraz uzaklaşır mısın." Çocuk sırıtıp beni duymamış gibi arkadaşıyla sohbet ederken bir anda kolundan çekilip sert bir şekilde yere itildi Arslan abi tarafından. "Sana uzaklaş dedi değil mi orospu çocuğu?" Bütün kantindeki öğrenciler buraya bakarken bazıları gülüşüp "Yazık oldu çocuğa Arslan sikecek belasını." gibi şeyler konuşuyorlardı. O sırada çocuk yerden kalkıp bir hışımla Arslan abiye atıldığında Arslan abi çok rahat bir şekilde onun kolunu bir daha tutup sırtına kırdı ve bacağına sert bir tekme atarak onu yüz üstü düşürdü. "Arslan abi ne yapıyorsun?! Başın belaya girecek!" dediğimde bana kırmızı görmüş boğa gibi bakarak konuştu. "Sınıfına çık Nefes." "Hayır çıkmayacağım!" dediğimde beni umursamadan Yağmur'a baktığında Yağmur beni kolumdan tuttu. "Hadi biz sınıfa çıkalım." diyerek beni peşinden sürüklediğinde daha fazla uğraşmayıp onunla gittim. Sınıfa gittikten 5 dakika sonra elinde yiyeceklerle ve benim en bayıldığım şey olan Vişne suyuyla Arslan abinin arkadaş grubundan bir çocuk bizim yanımıza gelip yiyecekleri masaya bıraktı. "Arslan gönderdi." diyip sınıftan çıktığında Yağmur, "Arslan abiye bak ne kadar düşünceli, yemek yiyemedin diye kendi alıp göndermiş." dedi kinayeli bir sesle. "Tek bana özel değil sana da almış farkındaysan. Arslan abiyle aramda bir şey olamaz Yağmur biz abi kardeş gibiyiz." dediğimde "Hıhımm." diye bir ses çıkarıp masadaki sandviclerden birini alıp yemeye başladı. Benimse aklım Arslan abideydi. Benim yüzümden başı belaya girecekti. Daha önce de çok bu tür vukuatları olmuştu aslında. Hiçbirinde ceza almamıştı anlamadığım bir şekilde. Umarım bu sefer de almazdı. Flashback son... Zeliha teyzelerin bahçesine girdiğimizde gözüm ilk olarak ayakta arkası dönük şekilde Mustafa abiyle sohbet eden Arslan abiyi buldu. Sonra hemen gözlerimi Arslan abinin yapılı bedeninden çekip bize doğru gelen Zeliha teyzeye yönelttim. "Hoşgeldiniiiz. Geçin şöyle." diyerek bahçedeki uzun masadaki boş sandalyeyeleri gösterdi. "Peri kızım adın gibi peri gibisin yine, elbisen çok yakışmış maşallah." Zeliha teyzenin sevimli sevimli konuşmasına karşılık ona gülümseyip cevap verdim. " Teşekkür ederim Zeliha teyzeciğim." dediğimde gülümsedi ve arkamızdan gelen diğer komşuları selamlamaya gitti. O sırada gözlerim yeniden Arslan abiye gitti fakat bu sefer arkası dönük değildi. Bana bakıyordu. Yıllar geçtikçe boyu daha da uzamış ve yüzündeki hafif sakal onu daha da çekici yapmıştı. Kızılımsı kahverengi gözleri vücudumu süzerken ona doğru yaklaştım. "Hoşgeldin Arslan abi." dediğimde tepkisiz yüzü ile kafasını hafif sallamakla yetindi. Gerildiğimi hissettiğimde yanından geçip Ecemlerin yanında bir sandalyeye oturdum. ??? Yemekler yenmiş ve hatta bazı davetli mahalleliler evlerine dağılmıştı. Kalan kişiler sohbete dalmışken ben de Ecem ile Esma'nın arasındaki sohbeti dinliyordum. Arslan abi ve abim aralarında bir şeyler konuşurlarken gözlerimi Arslan abiye çevirdim. Ona baktığım an hissetmiş gibi bana bakan Arslan abiyle göz göze geldiğimde utanıp hemen bakışlarımı kaçırdım. O sırada Pamir kulağıma eğilip bir şey söyledi. "Kızz sen Arslan abiyi mi süzüyorsun?" dediğinde kolumla karnına hafifçe vurdum. "Tamam be tamam sustum." dediğinde ortamdan bunalıp ayağa kalktım. "Nereye kız?" diyen Pamir'e "Sıkıldım ben eve gideceğim." diyerek kalktım. Anneme gideceğimi haber edip Zeliha teyzeye ilerleyip "Ben eve gidiyorum Zeliha teyzeciğim teşekkürler bu akşam için yemeklerin yine muhteşemdi." dedim. "Önemli değil kuzum neden erkenden gidiyorsun otursaydın Ecemlerle?" "Kendimi biraz halsiz hissediyorum Zeliha teyzem eve gidip dinlensem iyi olur." "Tamam kuzum ama tek gitme bu saatte Arslan'ım bıraksın seni." dediğinde gerilip hemen reddettim. "Hiç gerek yok-" "Ben bırakırım evine sen geç mahallelinin yanına anne." Arslan abinin sesiyle birlikte arkamı dönüp onunla karşılaştım. "Tamam oğlum, görüşürüz Peri kızım." diyerek giden Zeliha teyzeye bakıp içimden kendime küfür ettim. Arslan abiden kaçarken şimdi daha beter şekilde yalnız kalmıştım onunla. Bir şey demeden ilerleyip bahçeden çıktığımızda Arslan abinin sesini işittim. "Arabayla gideceğiz." "Peki." dediğimde onunla birlikte siyah Range Rover'ına ilerledim. Ön kapıyı açıp koltuğa yerleştiğimde o da sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırdı. Arabayı sürerken bir elini bacağımda hissetmemle gözlerim eline kaydı. Zaten kısa olan ama otururken daha da kısalan eteğimi çıldırtıcı bir yavaşlıkla düzeltti fakat elini bacağımda çekmedi, hareket ettirmiyordu fakat çekmiyordu da. "Arslan abi elini-" diyecekken onun sert sesiyle bundan vazgeçtim. "Sadece sus, Nefes." Bir eli çıplak bacağımda diğer eli direksiyonu tutarken eve bir an önce gelmek için içimden dualar ettim. Ondan bu denli etkilenmem ve vücudumun ona verdiği tepkiler tıpkı geçmişteki gibiydi, değişmemişti. Hayatımda bu kadar gerildiğim an sayılıydı ve düşününce, o anların da baş kahramanı Arslan abiydi. Evin önüne vardığımızda hızlıca arabadan indim ve derin bir nefes aldım. Ardımdan Arslan abi de indiğinde ona teşekkür edecektim ki beni bir anda arabasıyla vücudu arasına alıp konuştu. "Sevgilin var mı?" Sorusuyla afallayıp kafamı olumsuzca salladım. "Hayır yok." dediğimde dudağı hafif kıvrıldı ve benden uzaklaştı. "Güzel." diyerek arabasına bindi ve çalıştırıp uzaklaştı. ??? Üstüme geceliklerimi geçirmiştim ve yatağımda yatıp instagramdan video izliyordum. Kardeşim Anıl kapıyı çalmadan odama daldığında ona bakıp ne yapıyorsun dercesine kafamı salladım. "Bu dansı bana lütfeder misiniz hanımefendi?" diyerek elini uzattığında "Anıl cidden şuan seni hiç çekemeyeceğim odamı terkeder misin?" dediğimde beni umursamayıp telefonundan Cardi B'nin WAP şarkısını açarak WAP dansı yapmaya başladığında onu köylü gören uzaylı gibi izliyordum. Onun dansını izlerken aklımdan geçen tek şey "bu kadar mutlu olduğun için dayağı hakettin." diyerek onu dövmekti. Dansı bitince bana "Ay of muşmula suratlı sen eskiden bu kadar sıkıcı değildin noldu sana." diyerek yatağıma doğru yaklaştı ve eliyle kafama iki kez vurup "Vurayım da düzelir belki." dediğinde ona saldırıya geçecekken telefonunu da alıp odamdan son hız kaçtı. Anıl böyleydi işte, hayatı gram ciddiye almayan komiklikler şakalar için yaşayan bi çocuktu. Telefonuma gelen bildirim sesiyle telefonumu elime alıp bildirime baktım. Güne Açan Çiçekler (w******p grubu) Pamir: AY BEN RESMEN AŞIĞIMMMM Anıl: ne diyon oc Pamir: Bi çocukla tanıştım instagramdan biseksüel olduğunu da söyledi of bu çocuk ya benimdir ya kara toprağın artık Ecem: fotosunu at bakiyim Pamir: *fotoğraf* Yağmur: lannn Ecem: Ben iptalim Anıl: Ben bundan daha yakışıklıyım bence Esma: Taş çocuk valla hayırlı olsun Pamir Nefes Peri: Pamir kanka bu çocuğu kaçırırsan hakkım helal değil sana Pamir: Ya kızım bende bu çocuğu başkasına yar edecek göz var mı? Nefes Peri: Var Pamir: al kirdin kirdin Anıl: götüme benziyo Ecem: Anıl Allah çarpar çocuğum Anıl: Zaten kalbi kırık bir çocuğum... Pamir: ÖSÇAMDŞAKDŞWKDŞWKŞDKWS Ecem: Anıl yine tribal enfeksiyonlarda Anıl: oeğsğcıcukları ıste gıdıywouö birswy demwdnwm arkami doneöden sikaywt etmednw Yağmur: aa salakladı bu yine Esma: ilgi göremeyince fabrika ayarları bozuluyo onun Anıl: ver bana ilgi (görüldü) Anıl: *çıkartma ağlayan kedi* Telefonu kapatıp yatağımın yanındaki komidine koyup yatağımda rahat bir pozisyon aldım ve o sırada yeniden telefonuma bildirim geldi. "Noluyo yine ya!" sinirle söylenip telefonu yeniden elime aldığımda gördüğüm bildirimle olduğum yerde kaldım. Arslan Abi'den bir mesaj. Evin kapısının önündeyim aşağı in konuşacaklarımız var.

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
523.4K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

AŞKLA BERDEL

read
79.1K
bc

HÜKÜM

read
224.3K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook