Yiğit “Ben cevabını biliyorum ama sen yine de söyle, Setenay’a âşık mısın? Bunu karşında onun abisi değil, senin arkadaşın oturuyor diye düşünerek cevapla” deyince: “Özür dilerim ama evet” dedim. “Tamam” dedi yine sakin. Sanki bütün cevapları dinleyecek, sonra da beni ıssız bir yerlerde kesecek gibi bir hali vardı. O kadar sakin ve soğukkanlıydı ki şaşırıyordum. “Tamam derken abi” “İlk sorunun cevabı tamam. Gelelim ikinci soruya. Sence o sana karşı bir şey hissediyor mu?” “Bilmiyorum” dedim ama dürüstlük kuralını hatırlayıp “Hissediyor ama kurtulmak istiyor sanırım” diye değiştirdim. “O zaman ben cevap vereyim, öyle bir şey yok” dediği an donup kaldım. Hangisi için demişti ki? “Tam olarak nasıl bir şey yok?” deyince: “Kurtulmak falan istemiyor” dedi. O sırada kahvaltımızın servisi

