eylül

" hayatında fırtınalar koparken sakin kalabilmeli insan " ünlü düşünür Eylül Ayaz " ay güneş bune ışıktır beni uyandırdın " bugün hayatımın en mutlu günü çünkü ömrümü bitiren 6 yıllık tıp fakültesinden mezun oluyorum huhuhu ama arkadaşlarıma göre daha heyecanlı ve daha küçüğüm çünkü okula bir tık erken başlamışım yani 23 yaşındayım " bundan sonra gelecek talipleri bekliyorum de bide eylül" bir anda kapımın açılmasıyla yüreğim ağzıma geldi ama gelen benim salak Fırat abimmiş " ya niye kapımı çalmadan açıyorsun " " uyandırmaya geldim" " hmm kesin öyledir pislik olsun diye değildir " " pisliği misliği boşver bugün mezuniyetin var kalk kız kalk" " ay evet doğru daha hazırlanıcam sen çıkda ben hazırlanayım hadi git " " tamam güzellik hadi görüşürüz " hızlıca yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım duş aldım saçlarımı da kurutup üstümü giyindim ama şuan hızlıca mesajlarıma bakmam lazım pınar çoktan uyanmıştır ömrümün diğer yarısı: uyandinmi lan ? ömrümün diğer yarısı : uyandiysan yazsana lan ömrümün diğer yarısı : kanka ben çok gerginim ya siz : uyandım canım ,sen sakin ol ömrümün diğer yarısı: hee iyi kanka arayimmi siz : ara : Allahim çok mutluyum ya yarabbi şükür Allahim bismillah şuanda pınarla mezuniyetin olacağı mekanda kokteyllerimizi içiyorduk her şey o kadar güzeldiki çok mutluydum bugün hayatımın en güzel günü " ben bi lavaboya gidim canım geliyormusun " " yok sağol ben dışarı çıkayım " üzerimdeki elbise fil kadar ağır olduğu için ve ben yüzümde bir kilo makyajla nefes alamadığım için dışarı çıkıyordum ama tabiki eylülden bu topuklularla düşmesini beklersiniz dimi bende beklerdim ama öyle olmadı düşmedim slinda dusuyordum ama beni bir çift el kucağına aldı kim olduğuna bakmak için yüzümü çevirdiğimde karşımda daha önce hiç görmediğim ama tanıyormuş hep benimlesin hissi veren biri vardı ama şuanda kucağından inmem gerekiyordu hareketlenip kucağından indim " teşekkür ederim beni tuttuğunuz için " " rica ederim " ben bu konuşmanın yeterli olabileceğini düşünüp gidiyordum ki o kolumu acıtmadan tutup beni kendine çevirdi " söylemezsem icimde kalirdi hanımefendi güzelliğiniz beni yakıp kavurdu suanda" bunu söylerken yüzünde olan gülüşün a********* it oğlu it herif " ne diyorsun sen be şerefsiz " " Eylül hanım beni yanlış anladınız " ne yanlışı lan ne yanlışı salak ya ayrıca bu benim adımı nerden biliyordu ya en iyisi buna bir tane yapistirim kendine gelsin salağa bak ya " Eylül" gelen pinardi inşallah burda olan hicbiseyi görmemiştir " ne oluyor niye vurdun adama " görmüş o zaman söyleyeyim icimde kalmasin bir yandan burnunu bir yandan yanağını tutan adamla göz göze geldim " yok bise canım ya bazı cibiliyetsizler sokakta sahipsiz kalmış onlar konuşuyorduk beyefendiyle" kimsenin bise demesine izin vermeden. pınarın koluna girip mekana doğru ilerledik geçecek güzel gecti ama ayaklarım bitti eve gelip direk duşa girdim duştan sonra öyle bur rahatladimki hemen uyumak istiyorum üstüme lacivert şortlu pijama takımımı giydim ve deminden beri herkesin uyuduğu evden bir ağıt sesi yükseldi hızla aşağı inip salona koştum annem ağlıyor babam birileriyle konuşuyordu abim neredeydi " anne ne oldu" " abin derinlerin kızını kaçırmış " " ne " ağzımdan sadece ne nidasi çıkmısti bi anda bütün bedenimi saran korkuyla birlikte üşümeye başladım Mardin de kız kaçırmanın cezası ya ölümdür yada berdel ama ikisi de olamaz ayrıca derinler kim be artık saat gece 3 e geliyordu ve ben korkudan gözümü kıramıyorum salak çünkü benim Fırat abim salak deliricem ya " aaaaaaaağ" annemin silah sesi ardından bağırışiyla kalbimin daha hızlı almaya başladım ses avluda geldiği için hepimiz avluya doğru koşmaya başladık kapının önünde babamın adamlarından olan Orhan abi vardı bizi korumak için bekliyordu " çekilebilirsin Orhan " dedi babam ama keşke cekilmeseydi bugun gördüğüm tacizci karşımızda duruyordu Allahim inşallah hatırlamaz ada. ilk önce benim gözlerime bakıp yanağına dokundu resmen aklına kazimis seni eylul " evet bora oğlum yapmış bir hata ama. konuşarak halledebilecegimizi düşünüyorum " " bilirsin boran Ayaz buralarda konusmayla hiç bise hallolmaz" "sevdi diye ölecek mi yani " Allahim beyin fonksiyonlarim yok,oluyor herhalde niye dışımdan söyledim ben onu ya Bu sefer boranin tam arkasında duran babası olduğunu düşündüğüm adam " hayır evleneceksiniz ven kızımın ölmesini istemiyorum " dedi Allahim deliricem salak benim abim ya salak yemin ederim gerizekalı " ben evlenmek istemiyorum " herkes bir anda bana bakmaya başladı artık o kadar korkuyordum ki vücudum titremeye başladı " bende kardeşimin ölmesini istemiyorum " diyip beni beni sırtına aldı adam resmen beni kaciriyordu sırtına vurdum kafasını isirdim ama nafile babamlara baktım ama onlar da biranın adamlarının önüne gecemiyordu benim yan koltuguna oturtup kemerimi bağlamak için eğildi kafasını tekrar ısırdım ama adam sanırım taş kafalı hissetmiyor bile kemerimi başladıktan sonra silahını önümdeki yere koydu kapıyı kilitledi ve kendisi yam koltuğa gelene kadar o silahın olduğu yeri acmaya çalıştım açmayı öğrendikten sonra bora gormeden geri kapattım yanıma bindi ve hicbisey söylemeden sürmeye başladı " beni nereye götürüyorsun " cevap vermedi "sana bir soru sordum dimi soruma cevap ver beni nereye göturuyorsun " artık sinirden ve korkudan aglamay başlamıştım sesim titriyordu ağladığımı farkedince arabayı sağa çekti yüzü birden asıldı ağladığım için yüzü asıldı herhalde sanırım yani " ağlama" dedi aşırı kısık sesle " ağlama ben o gözyaşlarına kıyamam " deyip gözyaşlarımı sildi One minute ne f**k you bicht ne diyorsun sen " tamam aglamicam ama sende nereye gideceğimizi söyleyeceksin " sesim içime kaçmıştı " tamam güzelim soylicem sen ağlama yeterki" " benim evime gidiyoruz tamam'ı orada daha güvendesin " " tamam" yaklaşık olarak 10 dakikalık bir yolculuğun ardından bizim konaktan daha büyük bi konağa gelmiştik arabadan indiğimde burada indi " Eylül bana güven tamammı sana burda hiç bise olmicak sana kimse karismiyacak ama eğer abinin ölmesini istemiyorsan ,benimle evlendiğin sürece sana burda hicbise olmaz tamammi " "seninle evlenmek istemiyorum bora " gözlerindeki hayal kırıklığını görebiliyordum " bende kardeşimin ölmesini istemiyorum " " bende istemiyorum " gözlerime baktı uzun uzun sanki gözlerimde bise arıyordu sonra telefonu çaldı benden uzağa gitti amaben duyabiliyorum abimleri yakalamışlar Di ve sanırım onlarında dini nikahı kiyilacak dabah olduğunda " ne olmüs" " bise yok güzelim hadi gel " elimi tutup içeri gecirdi ama benim artık yürüyecek dermanım kalmamisti gözlerim kapaniyordu beni kucağına aldı onların evindede ağıtlar yakiliyordu kafamı boynuna gömdüm etrafımda fırtınalar kopuyordu ama ben sakin olmaya çalışıyordum