Zaman hızla akıp gitmişti. O ateşli geceden sonra neredeyse bir yıl geçmişti. Ayrılırken birbirlerine göstermelik olarak mektup adreslerini vermişlerdi. Bu konu ikisi arasında hep bir şaka gibi kalmış, aslında hiçbirinin yazmaya niyeti olmadığını düşünmüşlerdi. Ama kader, ağlarını örmeye başlamıştı. İlk mektubu yazan Lale oldu. Alaycı bir dille şöyle seslendi: “Merhaba Ajan Bey, Nasılsınız? Görevleriniz yoğun mu? Eğer şu anda bir helikopterden atlıyor ya da yanan bir binadan kaçıyorsanız, sizi fazla tutmak istemem. Benim merak ettiğim tek şey, bu mektubun size ulaşıp ulaşmayacağı. Çünkü açıkçası, o adresi bana uydurup verdiğinizi düşünüyorum. Sevgilerle, Parisli...” Mektup Turan’a ulaştığında yüzünde çılgın bir gülümseme belirdi. Haklıydı; Lale’yle tanıştığından beri iki kez Ortadoğu

