8

592 Kelimeler
Aşkın matematiği farklıdır Lavinia. 2'den 1 çıkınca 0 kalır. Özdemir Asaf Ertesi gün "Semiiiih." dedim gözlerimi kedi yavrusu gibi açarken. "Hayır. " "N’olur, n’oluur..." dediğimdeyse öldürücü bakışlarından birini daha fırlatırken "Ulan sen git kavgada on kişiye kafa tut ama izin isterken kedi yavrusu gibi yalvar." deyip başını iki yana sallarken güldü. "Nasıl bir şeysin sen?" Gözlerimi devirirken tatlı görüntümden sıyrılıp çirkef halime döndüm. "Aman be, ne yapsaydım? Yiyeceklerdi kızlar seni sahip çıkmasam. Bıraksa mıydım öylece?" Ne vardı yani, sevgilimi yellozlardan korumak da mı yasaktı? Beni kolunun altına çekerken saçımdan öptü. "Orada elli kız da olsa bir tanesine bile bakmayacağımı çok iyi biliyorsun." Ha bir de baksaydı elin çirkinlerine! Kantine doğru yürürken hafiften gülümsesemde ciddi görüntümü bozmayıp kollarımı göğsümde birleştirdim. "Kahve alayım mı?" dediğinde gözlerine birkaç saniye boş boş bakıp göz devirerek havalı bir şekilde masaya oturdum. Ben o konsere gidecektim arkadaş! Ne vardı ki solistine hayran hayran bakıyorsam? Güzele bakmak sevaptı bir kere. Ah! Tabi ki bunu Semih’e asla söylemeyecektim. Kahveyi önüme koyduğunda suratına bakmadım. "Hadi ama cidden surat mı asacaksın böyle?" "Evet." Yanımıza gelen sürü halindeki kızlara bakarken dikkatim dağılsa da kaşlarım hâlâ çatıktı. İçlerinden keko olanı omuzlarını dikleştirerek "Kübra hanginiz?" diye sorduğunda Can "Benim!" diyerek öne atıldı. Fuat’la Ozan gülerken, kızlar sürü hâlinde gözlerini devirdi. Elimi masaya vurup ağır adımlarla masadan doğruldum. "Benim, hayırdır?" Tuğçe de kavga kokusu almış ve koşarak bizim masaya gelmişti bu arada. "Sen bizim kıza nasıl dalarsın lan!" dediğinde Tuğçe'yle bakışıp gülüştük. "Sevdiğim beye asıldı kendileri. Hem kaşınanı kaşımak gerek." İşaret parmağını omzuma bastırıp "Seni çiğnerim burada.” dediğinde bizimkilerde ayaklanmıştı. İstifimi bozmadan masadaki kahveyi alıp üzerindeki dumanlara üfledim. "Acil servisin numarasını bilecek kadar ilkokul bilgin var mı?" dediğimde bir an afalladı. "Ne diyorsun sen be?" Semih elini ağzına kapatarak gülerken sorumu yineledim. "Acil servis diyorum. Biliyor musun numarasını?" "112." dediğinde tedirginleşti. "Yanık acilde genelde 1. Dereceden olduğu sürece ilk katta oluyor. İhtiyacın olacak." Elimdeki sıcak kahveyi yüzüne fırlatırken geriye doğru kaçamamıştı bile. Attığı çığlıkla etrafındakiler kaçsa da gözünü tutarak "Güzel yüzüm!" diye bağrındı. "Önemi yok güzelim. Bir beş kat daha fazla fondöten sürersin. Alışıksındır sen." diyen Can'a bakıp gülerken Tuğçe kıza dil çıkardı. "Ödeteceğim kızım bunu sana!" Elimle telefonu işaret ederken "112" demeyi de ihmal etmedim. Kızlar sırayla masadan uzaklaşırken Semih'e dönerek bardağın dibindeki kahveyi içtim. "Hâlâ izin vermiyor musun sen?" dediğimde başını salladı. "Tabii ki gidebilirsin aşkım. Bende eşlik ederim hatta istersen. Ha? Ne dersin?" Hah! Tabi ki de gidecektim... *** "Yağğğğğğğğğ" Semih yüzünü buruşturup kulaklarını kapadığında hâlâ çığlık atarken ona doğru döndüm. "Siktiğimin pezevengi sanki dünyayı kurtarıyor anasını satayım." O seste duymak imkansız olsa da dudak hareketlerinden anlamak mümkündü. Tekrar gözlerimi devirip takmamayı tercih ederken Majeste görüş açıma girdiğinde tekrar çığlık attım. İlk şarkısına başlayınca o, zaman durdu sanki. Yüzümde asılı duran gülümsemeyle hareketsiz kalıp onları izledim. O şarkılarla büyülendim. "Ben biliyorum böyle olacağını. " diyen Semih beni kendine doğru çevirdiğinde "Ne öyle pezevenge bakar gibi bakıyorsun?" dedi. Güldüm. "Kıskandın mı sen?" Tip tip baktı "Şarkılar için geldik biz buraya. Bence bana bakarak da şarkıları dinleyebilirsin." Şaka yaptığını zannedip sahneye doğru dönmeye kalktığımda tekrar kendine doğru çevirdi. "Sahneye bakmak yasak." "E oha ama!" diye bağırırken birden sahneye bakıp sırıttı. Sırıttığı şeyi görebilmek için döndüğümde bir sürü kızın sahnede dans edip şarkıya eşlik ettiğini gördüm. Semih'in gözlerini kapatıp "Ne bakıyorsun be!" diye bağırdığımda ellerimi gözlerinden çekti. "E Oha ama!" Beni taklit ederken tekrar sahneye döndüğünde çaresizce bir sahneye bir de Semih’in gözlerine baktım. "Hadi! Gidelim. Ben söylerim eve gidince sana şarkı." Semih zafer sevinciyle sırıtıp "Dans da eder misin?" dediğinde kafasına vurup “Pisleşme!" dedim. Ve ikimizde katil olmadan kalabalıktan çıkmayı başardık çok şükür.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE