Bölüm 6

1454 Kelimeler
"Oha Yaşar! Koluna ne oldu senin!?" Sinan bağırarak söylemişti. Hem de Yaşar'ın koluna yavaş yavaş dokunuyordu. Olur ya ilginç bir hayvan gördüğünde saldırma ihtimaline karşı yavaşça temas edersiniz, aynı o. "Çok havalı gözüküyor." Ahmet'in bu dediğine etraftaki herkes olmamış bu der gibi baktı. "Bir defolun gidin! Başımı ağrıttınız sabah sabah!" Bunu derken göz ucumla arkama bakmıştım. Kahve beni inceliyor gibi bakıyordu. Dün ona ağlarken yakalanmıştım. Bu yüzden biraz tuhaf hissediyordum. Sanırım o tuhaf his utanma hissiydi. Ama hiç bir şekilde utanma olduğunu kabul etmek istemiyordum. Utanma duygusu acayip sinir ediyordu çünkü. "Ayyyyy! Yaşar ne oldu sana!?" Buse bağırarak yanımıza yaklaştı. Buse'nin yerinde Yaşar oturuyor, onun yanında da ben oturuyordum. Buse Yaşar'ın yanına geldi ve incelemek için kolunu tuttu. Buse değer değmez Yaşar sanki ateş değmiş gibi geri çekti. "Yok bir şey." Sesi yine fısıltı gibi çıkmıştı. Derin bir nefes verdim. "Buse bugün Yaşar ile oturacağız. Sen Sinan'ın yanına geç." Yoğun emir içeren cümle sayesinde Buse kaşlarını çattı ama bir şey demedi. Sadece kafasıyla onayladı. Tekrar Yaşar'a baktı ama Yaşar pencereden dışarı bakıyordu. Buse sırasına oturdu ve önündeki kitabıyla ilgilenmeye başladı. Yaşar ise kafasını sıraya koydu ve uyku moduna geçiş yaptı. Önümdeki üç meraklıya baktım. Ben bunlara dünden tripliydim. Hepsine dil çıkardım ve bende kafamı sıraya koydum. "Ohaaa!" Yakınımdan ses gelince kafamı kaldırdım. Aynı şekilde Yaşar'da merakla kaldırmıştı. "Sizin grup ilk defa sessiz, adam gibi duruyor. Gözlerim yaşardı." Gel de şimdi dövme! Sınıfın aylak takımı karşımda dikiliyordu. Ve sınıfta nedense birbirimizi hiç sevmezdik. "Hadi bak işine! Bulaştırma bizi! Günümüzde değiliz bugün. Seni çekemeyiz!" O pis suratında gülümseme meydana geldi. Bu gülümsemeyi tanıyorum! Dayak istiyorum gülümsemesi bu! "Çekemeyiz mi? Kaşarlar bildiğime göre sünüyor." Sınıftan "Oooo!" sesleri yükselince derin bir nefes aldım. Aklı sıra beni kışkırtmaya çalışıyordu. "Ben en azından kaşarım. Tadım var ama sen o bile değilsin. Hiçlik nasıl bir duygu? Biraz açıklasana. " Sakin ol Sinem. Laf dalaşına girme. Sakin... Sakin... "Senin gibi bir sürtü-" Lafını tamamlayamadan boğazına yapıştım. "Bana bak! Seninle takılan kızlarla karıştırma beni! İtlik yapıp duruyorsun bir şey demiyoruz ama benimde bir sınırım var! Bak eğer o sınırı aşarsan seni dövmekten hiç pişman olmam bilesin!" Boğazındaki tek elimi indirdim. Güçlerimiz karşılaştırılamazdı evet. Herhangi bir dövüş eğitimim de yoktu. Filmlerde izlediğim kadarıyla işte. Ama en azından elim sertti. "Şimdi defol git!" Elini yumruk yaptı ve havaya kaldırdı. Hadi bir vur da üstüne atlayayım. Bir güzel döveyim. O elini bana doğru indirecek iken Kahve elini tuttu. Polat ise önüme geçti. Çocuğun arkasına da Doğukan geçti. Oğuzhan ise Polat'ın yanında yerini aldı. Resmen badigartlarım gibi gözüküyorlardı. "O elini alır, bir yere montelerim. Defol git!" Kahve eli atarmışcasına bıraktı konuştuktan sonra. Aylak tayfanın çoğu tahtanın orada duruyordu. Hepsi sanki kavga etmekten korkmuyormuş gibi bize bakınıyordu. Ama hepsi saniye başı yutkunuyordu. Tamam onlar sokak çocuğu olabilir ve bir sürü kavgaya giriyor olabilirlerdi ama bizimkiler de sütten çıkmış ak kaşık değillerdi. Onlar sınıftan çıkınca bende yerime oturdum. Yine okuldan kaçacaklardı muhtemelen. Benim de işime gelir gerçi. "Badigartlarım oldunuz lan! Sağolun!" Hepsi umursamaz şekilde yerine geçti. Bir tepki verin ya! Sıkılıyorum yoksa ben! Övsek susuyorlar, sövsek susuyorlar. Bir kaç dakika sonra ders başladı. Ben bir Yaşar'a bir Polat'a bakıyordum. Yaşar'a bakma nedenim endişelendiğim içindi. Polat'a bakma nedenim ise şuanda yaptığı şey için dikkatimi çekmişti. Bizim sınıfın en çalışkanı ve asosyali olan Gül ile aynı kitaba eğilmiş konuşuyorlardı. Tabii bu bence normal ama Polat'ın sürekli muzur bir ifadeyle bir şey söylemesi ve bunun üzerine Gül'ün utanması bence hiç normal değil. Gül asosyal olduğu için normalde konuşurken de utanıyor ama Polat herkesle muzur bir ifadeyle konuşmuyordu. Hadi sizde evlenin! Hiç uğraşmayın sevgiliymiş filan. Ben sizde olur gördüm evlenin siz. Bizi de uğraştırmayın. Bütün dersler birisiyle birisini shiplerken geçti. Ama hala Sinan'a birini bulmuş değilim. Ahmet'te sap. Bende sapım. Bizim grup full sap. Teneffüs zili çalınca Yaşar'ı dürttüm. Bilmem kaç saattir oturuyordum ve sıkılmıştım. "Kanka hadi gel kantine gidelim." Buse'nin sorusuna olabildiğince soğuk bir ifadeyle karşılık verdim. "Ben Yaşar'la kalacağım. Sen git." Yüzü hemen düştü. Yaşar benim en değer verdiğim kişiler arasında yıldız listedeydi ve onu Yaşar'dan daha önemli bulmuyordum. Sinan, Ahmet, Buse beraber giderken ben Yaşar'la kaldım. Kollarımı sıraya kafamı da kollarımın üstüne koydum ve Yaşar'a bakmaya başladım. Sınıf biraz daha boşalınca Yaşar da bana yüzünü döndü. "Benim yüzümden ona böyle davranma. Onun bir hatası yok. Söylemeyen benim." Omuz silktim. "Anlamayan da o. Ayrıca bilmem kaç gündür tanıdığı bir çocuğa aşık olduğuna inanan da o." Yaşar tebessümle derin bir nefes verdi. "Aşk bu. Kime, ne zaman geleceği belli olmaz. Ayrıca kalp bu. Beyin değil. Kime atarsa atar. Bunun kaç günü yok. Ben söylemediğime pişmanım." Arkama yaslandım. "Yaşar sen temiz kalpli birisin ama yinede kendini suçlaman çok yanlış. Bundan önce söyleyemedin, bundan sonra söyle. Dünkü gibi saçma şeyler yapacağına savaş daha mantıklı. Ama yinede Buse görmek istediğini görür. Sen ona sokak lambası yakarsın o uçakla geçer görmez, görmek istediği kişi ona bir merhaba der o onunda onu sevdiğini sanır. Çünkü biz kızlar malız. Sonuç bu." Bu sonuç nasıl vardım bilmiyorum ama pişman değilim. Arkamdan kıkırtı sesi geldiğinde arkamı döndüm. Hay... Kahve sen de mi buradaydın? Sende beni hep tuhaf zamanlarda yakalıyorsun. Bile bile mi denk getiriyorsun anlamadım ki!? "Kıkırdanacak ne var?" Yüzünü düzeltti. Aman biz bıyık altı güldüğünü bilmiyoruz zaten. "Vardığın sonuç komik geldi. Kendi cinsiyetine böyle demen daha da komik geldi." Ben komik bir şey görmüyorum. "Doğru konuşuyorum. Mesela siz de ayısınız." Kaşlarını çattı. "Neremiz ayı bizim!?" Tek kaşımı kaldırmaya çalıştım. Sadece çalıştım. Çünkü ikiside birlikte kalkıyor. Vücudunu süzdüm. "Nereniz ayı değil acaba? Lise ikiye gidiyorsun sen! Gerçi bi sene de hazırlık var lise 3 diyelim ama yine höh. Bu bedeni nasıl yapmayı başardın." Yüzü muzur bir şekle büründü. Aferin Sinem! Bravo sana! Egosunu okşadın. Ve her seferinde rezil olmayı başarıyorsun. Büyük yetenek. "Her neyse. Sanırım öğle yemeği arasıymış. Ben bir gideyim de tıkınayım.." Hızla yerimden kalktım ve sınıftan çıktım. Kurt gibi acıkmıştım. Kantinde sıraya girdim. Sıra bana gelince 2 tost 1 ayran aldım. Umarım doyarım. Doğukan'ın gösterdiği ağaca gittim. Güzel yerdi. Bak ağaç diyince aklıma Sezgin geldi. O bugün gelmedi sanırım. Oh! Umarım bir daha gelmez. Ağacın içine girip gövdesine yaslandım. Yol boyu tostu kemirmiştim ve bir tanesi şimdiden bitmişti. Kesin aç kalacağım ben. Diğerini de yerken arkamda titreşim hissettim. Telefonuma bildirim gelmişti. Telefonumu cebimden çıkarmaya çalıştım ama yapışmış mübarek. Biraz uğraştıktan sonra telefonu çıkarabildim. Telefon çıkarmam bile uzun sürüyor be. 0534*******: Bak artık engelleyip durma. Evdekiler perişan. Hepsi hatlarını kullanacağım diye yanıma yaklaşmıyor. Okuduğum mesajla kahkaha attım. Bugünün sanırım en eğlenceli cümlesiydi. Tamam bugün tamamen sıkıcıydı ve her boka gülebilecek durumdaydım. 0534*******: Sesin bizim sınıfa kadar geldi. Seni güldürdüğüme sevindim. Sinem: O kadar yüksek sesle mi güldüm? 0534*******: Yani güldün dhskhcmshxns 0534*******: Sesini duymamıştım... Engelleme ama. Sinem: Tamam. Engellemiyorum. 0534*******: Sen beni ne diye kaydedeceksin? Sinem: Bilmem. 0534*******: Yani kaydedeceksin xhskhxlsjxks Sinem: Bir daha aynı şeyi yaparsan engelleyeceğim. Sinem: Buldum ne diye kaydedeceğimi. 0534*******: Ne diye? 0534*******: Merak ettim. Söylesene. Hayvan: Orada mısın? Sinem: Kaydettim. Hayvan: Ne diye? Sinem: Hayvan Hayvan: Efendim Sinem: Xdjslxhskhcms Hayvan: Lannnnn! Hayvan: Beni mi hayvan diye kaydettin!? Hayvan: Benim nerem hayvan!? Sinem: Bilmem. Sana hayvan diyesim geldi. Sinem: Bak aklıma ne geldi? Senin cüssen yapılı mı? Yoksa cılız mı? Hayvan: Niye sordun ki? Hayvan: Seni niye ilgilendirir? Hayvan: Ben fesat anlamaya yönelik bir erkeğim. Şu anda çok yanlış şeyler anlayabilirim. Sinem: Hissettim. Sinem: Sormadım bir şey. Hayvan: Ay sen beni mi merak ettin!? Hayvan: Ay sen beni mi hissettin!? Hayvan: Ay sen utandın mı!? Sinem: Ay sen engel yemek mi istiyorsun!? Hayvan: Tamam. Bir şey demedim. Sinem: Ben gidiyorum. Hayvan: Nereye gidiyorsun? Daha çok var zile. Sinem: Sosyal medyada takılacağım. Hayvan: Öyle olsun. Hıhhh... (Son görülme 1.13) Sinem: Şaka yaptım. Onu evde yaparım ben. Sinem: Benim canım sıkkın ve konuşacak bir tek sen varsın. Hayvan: Kızım kalbime indireceksin heyecandan. Hayvan: Ne oldu? Niye sıkkın canın? Sinem: Yaşar Busey'i seviyor. Buse Doğukan'ı seviyormuş. Sinem: Yaşar bunu öğrendi ve koluna jilet attı. Sinem: Dün kolu kan içinde ben buldum. Sinem: Bu yüzden Buse'ye karşı tutumum değişti. Yaşar onun suçu yok desede ben nedense Buse'yi suçluyorum. Sinem: Şimdi ben kime nasıl davranacağımı karıştırmış durumdayım. Sinem: Bir de şu kahve var. Sinem: Beni ağlarken gördü. Ben genellikle ağlamam. Sinem: Bir tuhaf hissediyorum bundan dolayı. Sinem: Şimdi ben kime nasıl davranayım? Kafam çok karıştı. Sinem: Sana anlatmam ne kadar uygun bilmiyorum ama canım sıkıldı. Hayvan: Sakin ol ilk başta Hayvan: Yaşar'ı seviyorsun. O da Buse'yi seviyor. Yaşar senin için kardeş gibi anladığım kadarıyla. Hayvan: Bu senin meselen değil. Kafaya takma. Hayvan: Buse bilmiyormuş. Bilse böyle olmazdı belki. Yani onu suçlaman buradaki en saçma şey. Hayvan: O ikisi konusunda rahat ol. Kahve konusuna gelirsek... Hayvan: Her insan ağlar değil mi? Kahvede o kadar önemsememiştir. Onu da boşver. Hayvan: Onun yerine beni düşün. Sinem: Emin misin? Hayvan: Beni düşünme konusunda mı? Sinem: Hayır diğer konular hakkında. Hayvan: Eminim. Bence öyle yapmalısın. Sinem: Sağol, o zaman. Görüşürüz. Hayvan: Umarım. (Son görülme 1.30)
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE