bc

Gökten Bir Çevikçi Düştü 🇹🇷

book_age16+
160
TAKİP ET
1.4K
OKU
family
HE
age gap
friends to lovers
soul-swap
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Bediz sevdiğinin gözünden akan yaşları görünce ağlayarak bankta yanına yanaştı.

-"Seni bırakmayacağım Gamzeli." Başını omzuna doğru yatırdı Tuğrul

-"O zaman işe ilk sarılmakla başla." Ve o anda sımsıkı sarıldı. Hayat orada durdu.

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
1.Bölüm-Şişe Değil Taş Düştü💜
Burnuna gelen kokular ile derin bir nefes çekti. Yavaşca gözlerini araladığında karşısında sırıtarak bakan ev arkadaşını ve elinde dumanı tüten sıcacık kahve kupasını görünce yüzünde inanılmaz bir gülümseme meydana geldi. Yerinden doğrulup dökülüp saçılacağını umursamadan kupayı alıp kafasına dikti. Aldığı bir yudumdan sonra gözleri kapandı. -"Immm." Beğendiğine dair çıkan sese Ayser gülerek yüzünü buruşturdu. -"Uyanır uyanmaz nasıl hemen kahve içiyorsun aklım almıyor. Mis gibi taptaze çayımız varken üstelik." Güldü. -"Çünkü kahve bulunmaz bir nimettir. Çünkü kahve sarhoşun bile kafasını ayıktırır. Ki bana en lazım olan şey. İş yerindeki koşturmaca da beni ayakta tutuyor. Çünkü hayattır. Çünkü aşktır." Ayser yataktan kalktı. Sonra elini arkadaşına uzattı. -"Hadi kalk artık. İki saat senin burada kahveyi sanki sevgiliden bahseder gibi aşkla anlatmanı bekleyemem. Geç kalacaksın işe." İş dediğinde yüzünü buruşturdu. -"Doğru. Bugün bir de sayım var. Muhtemelen sabahlayacağız." Ayser arkadaşının elinden tuttu. -"Bu yüzden biricik arkadaşın yani bu ben oluyorum." derken onun elini bıraktı ve kendini gösterdi. -"Senin için bugün temizlik yapacak ve seni bu dertten kurtaracak. O yüzden hemen kalk ve işe git." Arkasını dönüp odadan çıktığında göz ucu ile odaya tekrar baktı. Arkadaşının yeniden yattığını görünce koridordan tekrar bağırdı. -"Bediz kalk dedim sana." Ama Bediz hiç kalkmak istemiyordu. Dün gece arkadaşları ile buluşup önce kafede kahve içtiler ardından da sahil boyunca yürüdüler. O yürüyüş Bediz için kötü oldu. Alışkın olmadığı için şimdi yataktan kalkmaya dermanı yoktu. Zorlanarak yataktan kalktı. Önce banyoya gidip elini yüzünü yıkadı ardından da diğer işlerini halledip odasına geçti. Dolabın önüne geldiğinde askıda ki beyaz tişört ve siyah dar paça bilek boy pantolonu alıp hızlıca üzerine geçirdi. Saçları hep düz olduğu için yapma gereği duymuyordu. Bu yüzden hemen at kuyruğu yaptı. İş yerinde kullanımı daha rahat oluyordu. Odadan çıktığında Ayser dar koridorda önüne geçtiğinde gözlerini devirdi. Çünkü biliyordu elinde sandviç olduğunu ve asla onu almadan evden çıkarmayacağını. -"Canım arkadaşım. Sen niye böyle benim sapığım gibi hep işe gideceğim vakitler önüme dikiliyorsun." Sapık dediğinde Ayser'in yüzü sanki ekşi bir elma yemiş gibi bir hal aldı. -"Bana sapık deme hep aklıma o deli Murat geliyor." Deli Murat dediğinde Bediz kendini tutamayıp kahkaha attı. Ve sonra Murat'ın taklidini yaptı. -"Seni Seviyorum Aysel. Ne olur bir kere cama çık göreyim o gül yüzünü." Bediz'in gülmekten karnı ağrımaya başladığında aynı sıralarda Ayser'in yüzü sinirden kıpkırmızı kesilmişti. -"Bediz sus yoksa temizlik falan yapmayacağım yarın kendi sıranda yaparsın. Bu gece sayım var sabahlayacaksın iş yerinde. Unutma bunu bence." Ayser'in tehdidine karşılık hemen onun boynuna sarıldı. -"Benim canım arkadaşım." Sağ yanağından öptü. -"Düşünceli kankam." Sol yanağından öptü. -"Ponçik kalplim." Alnından öptüğünde diğer odadan Loren çıktı. -"Ne oluyor burada? Ne bu sevgi gösterisi?" Bediz'in Ayser'e sarılmış bir halde olduğunu görünce kollarını birbirine bağladı. Dudakları büzüldü. Çocuk gibi trip atma modu açılmıştı. -"Siz bensiz mi sarılıyorsunuz?" Sonra kollarını çözüp sağ elinin işaret parmağı ile kendini gösterdi. -"Bensiz öyle mi? Ben sizin için teeee İtalya'yı bırakıp buralara geleyim siz bensiz sarılın." Bediz ve Ayser birbirlerine baktılar ve sonra gözlerini devirdiler. Loren'in bu hallerine alışmışlardı çünkü. Hep trip attığında burada yalnız olduğunu söylerdi. Annesi ve babası İtalya'da yaşıyorlar o ise sırf kendileri için Türkiye'de kalmayı tercih etmişti. Annesi İtalyan ve oldukça güzel bir kadındı Loren'in. Erasmus programı ile Türkiye'ye geldiği sıralarda babası ile üniversitede tanışmış evlenmişlerdi. Tabi evlenmeleri sanıldığı gibi kolay olmadı. Babası ailesine anlattığında ilk başta kesin bir dille kabul etmemişlerdi. Fakat tanışmak için eve geldiğinde dedesi kızı gibi yanına oturtup tabiri caizse babasına damat gibi davranmıştı. Hala anlatırken kahkahalara boğulurdu Loren. Zira o gece annesi evde kalırken dedesi babasını evden kovup bir de üstüne 'nerede kalırsan kal ama bu gece bu evde kalmayacaksın.' diyerek kapı dışarı etmişti. Ve sonra tabi mutlu son ile biten bir hikaye çıktı ortaya. Evlendiler ve bir süre sonra Türkiye'de yaşadılar. Loren ise o süre zarfında babasının memleketinde dünyaya gözlerini açtı. O sıralarda Bediz ve Loren'in dedesi aynı sokakta karşı binalarda kaldığı için büyüdükçe birbirlerini tanıyıp arkadaş olmuşlardı. Ve annesine gelen bir iş teklifi ile İtalya'ya taşınma kararı aldıklarında Bediz ve Loren'in yolları ayrıldı. Fakat yaz tatillerinde Türkiye'ye geldiklerinde dostlukları devam etmiş ve bugüne kadar taşımayı başarmışlardı. -"Gel buraya." Loren sırıtarak koşmaya başladı. -"Ya bismillah." Diyerek iki kızı hazırlıksız bir şekilde yakalayıp üzerlerine atladı. Bir anda kendini yerde bulan üç kız kahkahalar atmaya başladı. İş saati geldiğinde çantasını da alarak evden çıktı. Giriş katta oturmanın en güzel yanlarından biri merdiven inip çıkma derdi yoktu. Hemen binaya girince evin kapısının önündeydi. Bu bile onun için sevinme nedeniydi. Zaten küçücük şeylerden mutlu oluyordu Bediz. Binadan çıktığında camda onun arkasından bakan arkadaşlarını görünce güldü. -"Kocalarını işe gönderen kadınlar gibisiniz şuan." Onların böyle kendisini uğurlayıp arkasından bakmaları hoşuna gidiyordu. Loren el salladı. -"Akşam eve hemen gel kocacığım. Bekletme beni." Diyip bir de üstüne göz kırpınca Bediz dayanamayıp kıkırdadı. -"Tamam hatunum sen istersin de ben yapmaz mıyım? Akşam oyalanmadan eve geleceğim." O da öpücük attı. Ve sonra hızlı adımlarla işe gitmek üzere yola çıktı. İşe geldiğinde hemen çantasını bir kenara bırakıp iş başı yaptı. Bir alışveriş merkezinin giyim mağazasında kasiyer olarak çalışıyordu. Bugün mağazada bariz bir yoğunluk vardı. İnsanlar deli gibi alışveriş yapıyor, sıralarda izdiham çıkıyordu. Saat 22.00'ı gösterirken mağaza kapandı. Sayım ekibi geldiğinde hemen işe başladılar. Ekip önce her yer lokasyonladı. (Bölüm bölüm ayırmak.). Ardından sayım işlemi başladığında Bediz ve diğer çalışanlar da onların peşinden saymaya başladı. Ellerindeki lokasyon kağıtlarına stokta ne kadar ürün varsa yazıp teslim ediyorlardı. Gece ikiye kadar süren sayım sonunda bittiğinde Bediz sevinçten ağlayabilirdi. Zira sayımlar bazen gece üç, dörde kadar sürebiliyordu. Fakat bugün başka mağazadan gelen ekip ve iş arkadaşlarının yoğun bir çalışma temposuyla çok geçe kalmamışlardı. Bütün ekip iş yerinden çıktığında kızların o saatte tek başına evlerine gitmesine razı olmayan erkekler onları eve bırakmıştı. Bediz'in yanında Mustafa ve Eda vardı. Beraber mahalleye kadar yürüdüler sohbet ederek. Karakolun orada üç genç evlerine gitmek üzere ayrıldılar. Bediz o saatlerde gelmeye alışkın olduğu için korkmuyordu. Zira herkes onu tanıyordu Murat sayesinde. Murat.. Ayser'in tabiriyle belalısı. Mahalleye geldikleri zamanlarda tanışmışlardı onunla. Mahallenin sözü geçen delikanlılarındandı. İlk geldikleri gün Ayser'i gördüğü andan beri aşıktı. Neredeyse üç yıldır... Ayser'i ne zaman görse aşkla bakardı. Ve Murat ilk andan itibaren herkese Ayser'i sevdiğini söyleyerek mahallede çıkacak kısmetlerinin açılmadan önlerini kapattı. Ayser'in ev arkadaşları olarak da Loren ve Bediz baldız konteyjanlığından kimse onlara bakamıyordu. Bu durum onların da kısmetlerini kapatmış olsa da Bediz şikayetçi değildi. Ya bir arkadaş çevresinde ya da çalıştığı yerlerde dikkat çeken bir kız olduğu için kısmeti çıkıyordu. Sokağa girdiğinde mahallede yine olay olduğunu anladı. Zira binalarının karşısında dört tane çevik kuvvet aracı ve onların hemen ardında kocaman bir TOMA vardı. Eve doğru yürürken kaşları istemsizce çatıldı. Evin önünde birileri vardı. Yaklaştıkça şaşkınlığı daha çok arttı. Zira evin önündeki kaldırımda Murat ve iki genç vardı. Muhtemelen onun arkadaşlarıydı. Elinde bir mikrofon vardı. Kırmızı şahin marka arabasının bütün kapıları ve bagajı açıktı. O bagajın içinde bas sistemleri bazı geceler bütün mahalleyi Müslüm Baba, Orhan baba şarkılarıyla inletiyordu. Bediz kaşlarını çatmış bir halde Murat'ın yanına yanaştı. O sırada araçların yanında diken beş altı polis ise bir ona bir de Murat'a bakıyordu. -"Murat." Arkasını döndü ve gülümseyerek kıza baktı. -"Baldız." Sonra kaşları çatıldı. -"Senin ne işin var bu saatte burada. Evde olman gerekmiyor mu?" Bediz sırıttı. -"Aynı soruyu bende sana soracaktım. Ne işin var senin bu saatte bizim kapımızda. Üstelik bir de elinde bu mikrofonla. Ek olarak neden arabanın kapıları açık." -"Gülüme serenat yapacağım baldız. Beni çeker misin?" Bediz başını salladı. -"Tabi ki. Bakalım buna ne diyecek bizimki." Bediz eline aldığı telefonu ile arabanın sol tarafına geçip yol ortasına kadar geldi. -"3, 2, 1. Çekiyorum Murat." Kayıt başladığında Murat bağırdı. -"Gülüm neredesin? Çık da bir gül yüzünü göster bana." O sırada camlarında bir hareket oldu. Kamerayı oraya çevirdiğinde Loren ve Ayser merakla camın önündeki demir korkuluklara tutunup başlarını dışarıya kadar sarkıtmışlardı. -"Ne oluyor be? Yine mi sen? Ne istiyorsun?" Ayser'in bu tepkisine Murat kaşlarını çattı. -"Özledim lan seni. Seviyorum kızım ben seni. Deli gibi seviyorum. Boşuna bana deli Murat demiyorlar. Sen mahalleye geldiğin günden beri Reis Murat bitti Deli Murat başladı. Herkes gördü bir sen görmedin." Ayser sabırlı sesli bir nefes çekti içine. O sesi Bediz bile duymuştu. -"Sevme beni. Sevme ya sevme. Kim dedi sana beni sev diye." -"Kalbim söz dinlemiyor gülüm." Ayser yüzünü buruşturdu. -"Ay bir de gülüm diyor ya. Valla ben dayanamayacağım." Arkasını dönüp içeri girecekken Murat yine bağırdı. -"Gitme Aysel." Ayser'in gözleri kocaman oldu. Bediz ve Loren ise artık kendini tutamamış kahkaha atmaya başlamıştı. Kamerayı tutmaya çalışırken bir yandan da karnını tuta tuta gülüyordu. Zira Ayser'in en çok kızdığı şey buydu. İsminin yanlış telaffuz edilmesi. Bir hışımla tekrar cama döndü. Sinirle demir korkuluğu sımsıkı kavradı. -"Benim adım Aysel değil aptal. Ayser. L ile değil R ile. Daha adımı bile doğru düzgün bilmiyorsun bir de kalkmış kapıma gelip ilanı aşk yapıyorsun." O sırada beklemedikleri bir şey oldu. Murat elini kaldırıp şıklattığında kırmızı Tofaş arabasından bir şarkı çalmaya başladı. Baslardan dolayı yüksek çıkan şarkının sözleri oldukça net duyuluyordu. Şarkı başlayınca Murat da elindeki mikrofonu açıp şarkıyı söylemeye başladı. -"Ahhhhh." Sonra sustu. Nakarat kısmı başlayınca tekrar mikrofonu kaldırıp söylemeye devam etti. -"Yüzüğü takmış evleniyor bakın hele şu kahpeye. Kardeşimi de değişmiş inci taşlı bir yüzüğe." Fakat burada susmak zorunda kaldı. Zira Ayser eline aldığı terliği bir sniper edasıyla atınca kafasına isabet etmişti. Açıkçası bundan hem kızlar hem de komşular memnun oldu. Çünkü Murat'ın o kadar berbat müzik zevki vardı ki... Bediz arkasından gelen gülüşme seslerine karşı kendini tutamadı. Gülmeye başladı. -"Aptal. Sen bana kahpe mi diyorsun?" Murat sırıttı. -"Yok çiçeğim ben sana hiç küfreder miyim? Söyleyenler etmiş küfrü." Ayser de artık sabır kalmadı. Sehpanın üzerindeki daha demin salatanın üzerine döktüğü tuzluğu bir hışımla alıp Murat'a fırlattı. Ama o bu defa temkinli olduğu için ani bir atakla kenara çekildi. O tuzluk herkesin şaşkın bakışları altında elinde telefon ile kayıt yapan Bediz'in tam sol kaşının kenarına geldi. Acıyla yüzü buruştu fakat çığlık atmaya fırsat bile bulamadan gözlerinin önü karardı. Tek hatırladığı telefonunun yavaşça elinden kayması ve Ayser'in çığlığı. -"Ayy telefonu tut daha taksiti bitmedi." Ve ek olarak Murat'ın kendisini tutması gerekirken telefonu yakalaması. Sertçe geriye doğru savruldu. Son hatırladığı onu belinden yakalayıp sımsıkı tutan kolların varlığı ve burnuna gelen vanilya kokulu parfümdü.

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
518.5K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.6K
bc

AŞKLA BERDEL

read
78.8K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

HÜKÜM

read
222.6K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook