Bölüm 2: Herşeyin Başlangıcı

698 Kelimeler
Simya, gözlerini hafifçe kapatarak derin bir nefes aldı ve geçmişin tozlu sayfalarına göz attı. Anıların içinde kaybolmak istemiyordu, ama her şeyin başladığı yere, o başlangıç anına geri dönmek gerekiyordu. "Babam Mesut," diye başladı, sessizce ama kararlı bir şekilde. "Köyümüzdeki güçlü bir aşiretin oğluydu. Halit Ağa'dan yani ağabeyinden sonra o gelirdi. Ama tüm ailede, içten içe babamı daha çok severdi. Halit Ağa zalimdir, keskindir. Babam ise, en az onun kadar yiğit olmasına rağmen merhametlidir." Simya'nın sesi biraz titriyordu. O anı, o geçişi anlatmak her zaman zor oluyordu. Babasının kalbinde hissettiği büyüklüğü ve adaleti düşününce, duygusal olarak çok karmaşık bir hal alıyordu. Aşiretleri geleneklere sıkı sıkıya bağlıydı, hem inançları hem de aile yapısıyla. Her şey belirli kurallar ve yasalarla işliyordu. Babasının gücü, sadece cesaretinden değil, adaletinden de geliyordu. Diğerlerinin gözünde, babası, bir lider değil de dosttu. Onun yanında insanlar kendilerini güvende hissediyorlardı. "Babam, gücünü sadece kan dökmekten, çatışmalardan değil, yüreğindeki adalet ve merhamet duygusundan alıyordu. Halit Ağa, köydeki herkesin korktuğu, her sözüne dikkat ettiği bir adamdı. Ama babam ondan farklıydı," dedi Simya, gözlerinde eski bir ışık belirdi. "Her zaman daha insaflıydı, herkese eşit davranır, hiçbir zaman güç gösterisinde bulunmazdı." Simya'nın zihninde bir an geçmişin farklı renkleriyle şekillenen bir tablo belirdi. O günleri düşündükçe, her şeyin nasıl değiştiğini hayal ediyordu. Her şey bir kadının ve kızının gelişiyle başlamıştı. Tüm aşiretin hayatını değiştiren, babasının hayatını alt üst eden bir kızın gelişiyle başlamıştı. Annesinin gelişiyle... Bir gün, köylerine kan davasından kaçan bir kadın ve kızı geldi. Bu kadının kim olduğunu ve nasıl geldiğini anlatırken, Simya'nın sesi bir parça daha sertleşti. "İşte o gün her şey değişti," dedi. "O kadının gelişi, aşireti sarsmıştı. Babam, her zaman olduğu gibi, merhametli ve koruyucuydu. Ama o kadının ve kızının gelişi, köydeki dengeleri tamamen alt üst etti. Aşiret için, o kadın ve kızı bir tehditti. Ama babam... babam onlara sığınma sundu." Anneannesinin ve annesinin köye gelişinin yarattığı kasveti anlatırken, Simya'nın kafasında hala o anın hayaletleri dolaşıyordu. Anneannesini, o kadının korku dolu bakışlarını ve o zamanlar genç bir kız olan annesinin masumiyetini düşünerek, hayatlarını değiştiren olayları tekrar düşünüyordu. "O kadının kızı Yaser, annemdi. Yaser, bir şekilde babama hayatının en zor kararlarını verdirdi. Annemin her bakışında bir şey vardı, sanki geçmişin derinliklerinden gelen bir şey. Bir kadın ama hem tehlikeli hem de kırılgan... Babam anneanneme ve ona yardım etmeye karar vermişti." Simya'nın gözleri uzaklara daldı. O anı hatırladıkça içindeki duygular birbirine karışıyordu. Hem sevgi hem de derin bir hüzün vardı içinde. "O kadını, annemi kurtarma adına bu kadar risk alması... Babam, annemin hakkında hiç bir şey bilmeden ona bu güveni gösterdi. Belki de babam, ona sadece yardıma muhtaç bir kadın olduğu için merhamet etti. Ya da belki de, o kadının içinde hiç kimsenin göremediği bir şey gördü." Simya'nın yüzü kararmıştı. "O kadının yani annemin gelişiyle, babamın her zaman korumacı olan yapısı bir adım daha arttı. Onu sahiplenip koruyarak, kendi hayatını ve geleceğini de riske atmış oldu." Bundan sonrası köydeki gerilim iyice artmaya başladı Aşiretin huzuru bozuldu. Herkesin dilinde tek bir konu vardı; Geldikleri aşiret, bu anneyi ve kızını geri istediğinde ne yapacaklardı? Hiç tanımadıkları iki insan için koskoca bir kan davası başlatmaya gerek var mıydı? "Ve işte ondan sonra her şey değişti. O kadın ve kızı köye geldikten sonra aşiret birdenbire ikiye bölündü," dedi Simya. "Babamın kalbiyle yaptığı doğru olanı savunması ve diğerlerinin baskısıyla karşı karşıya kalması... Köylü ve aşiret ikiye bölündü. Halit ağadan yana olanlar ve Mesut ağadan yana olanlar..." Simya'nın sesinde bir an duraksama vardı. O kadının ve kızının gelişi, sadece bir aileyi değil, koca bir köyü derinden sarsmıştı. Babasının gözlerinde, içsel bir çatışma vardı. "Baba, annemi koruyarak masumdan yana olmayı savunmuştu. Ama amca Halit Ağa... O bambaşka bir hikayeydi," dedi Simya, derin bir nefes alarak. "O kendi gücüyle sarhoş olmuş bir adamdı. Başından beri babamın daha çok sevildiğinin farkındaydı. Ve onun ayağını kaydırmak için fırsat kolluyordu. Çünkü bu güçlü aşiretin tek varisi o olmak istiyordu." Simya, geçmişin karanlık tarafına bir daha bakmak istemediğini fark etti. Ama bir şeyler içinde hâlâ yankı yapıyordu. Geçmişin acıları, belki de gelecekteki kararlarının temelini oluşturuyordu. Hikayenin başlangıcını tekrar dönme ihtiyacıyla; "Her şey, o kadın ve kızı köyümüze geldiklerinde başladı. O andan itibaren babamın da benim de kaderim yazılmaya başladı Ne yazık ki, annemle babamın hikayesi... herkesin görmek istediği gibi mutlu sonla bitmedi.."
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE