1- Peri
Peri;
İtalya’ya modacı olmak için gelmiştim. İyi de eğitim almıştım. Şimdiyse sıra kreasyonumu ortaya koyarak moda dünyasının İlham perisi olmaya gelmişti.
Son tasarımımı da bitirdiğimde her şey nerdeyse hazırdı. Ünlü modacı sevgilim Cem Dönmez ile bu akşam kutlama yapacaktık. Henüz bizimkilerin Cem’den haberi yoktu. Ama defileden sonra ciddi adım atacağımızı düşünüyorum.
Araba sürerken aniden karnıma ağrı girdi. Ne olduğunu anlayamadım. Arabayı kenara çektim. Paniklemiştim. Neydi bu sancı? Geçmiyordu üstelik…
En yakın hastaneye gittim. Beni kadın doğuma yönlendirdiler. Doktor ultrasonla beni muayene ederken İtalyanca konuşarak durumumu anlattı. Kısacası, ‘rahmimde polip ve kist varmış, kistin biri patladığı için sancı yapmış. Polipler arttıkça hamile kalmam da zorlaşacakmış. Ameliyat olsam bile tekrarlayabilirmiş…
Bu durumda benim anladığım anne olmak istiyorsam bir an önce olmalı, sonrasında poliplerin artışına göre polipektomi olmalıymışım.
Üzgün halde hastaneden çıkarken resmen ağlayacak haldeydim. Bula bula beni mi bulmuştu bu hastalık?
Sinirim bozulmuş halde hastane bahçesinde ağlarken bir adam bana mendil uzattı. “stai bene?” diye sordu.
O haldeyken bir italyanla uğraşmak istemedim. “Sto bene, sì,” diyerek arabama doğru yürüdüm. Ayağım takılınca düşeceğimi sandım. Ama yanından uzaklaştığım adam beni tutarak iri vücuduna adeta hapsetti.
“Devi fare attenzione, avresti potuto cadere." (Dikkat etmelisin, düşebilirdin.)
“Grazie, ma questo non è un problema che vi riguarda, signore." (Teşekkür ederim ama bu sizin sorununuz değil bayım.)
"Sì, ma ho un cuore sensibile verso le belle donne, signora." (Evet ama güzel kadınlara karşı hassas bir kalbim var hanımefendi.)
“Çattık ya, sapık mıdır nedir!” dedim sinirlenerek. Adamın kollarından çıkmaya çalışırken o beni daha sıkı tutarak yüzüme yaklaştı.
“Ahh demek Türkçe biliyorsun. Nerelisiniz signorina,” dedi parmağıma bakarak. Bekar olan kadınlara, hanımefendi anlamında signorina, evli olanlara Signora derlerdi.
“Bu sizi ilgilendirmez. Rahat bırakın beni!”
“Pekala, bırakıyorum signorina.”
İtalyan sapık beni bırakırken doğruca arabama yürüyüp adama sinirli bir bakış attım. Sinir olmuştum.
Cem ile akşam buluşmayı beklemeden kaldığı otele gittim. Onunla belki aylar sonra yapacağım konuşmayı hemen yapmak istiyordum. Anne olmak istiyordum. Önceliğim kariyerimdi ama bu durumda önceliğimde değişmişti. Kariyeri daha sonra da yapabilirdim ama bebek sahibi olamayabilirdim.
Resepsiyona uğramadan doğruca asansöre ilerledim. Cem’in kapısına varınca içerden sesler geliyordu. Yan odadan belki desem de duyduğum ses Cem’in sesiydi. Ve sanki… Hayır ya, ben yanlış anlıyorumdur. Belki televizyondan geliyordur o sesler…
Kapıyı çaldım. Kapıyı Cem açtı. Üstünde sadece baksır vardı. Cem’i ilk defa donla gördüğüm için utanmıştım.
“Biri mi var içerde?”
“Ne alaka aşkım, ben banyoya giriyordum. Sen neden habersiz geldin ki?”
İçime kurt düşmüştü bir kere. “İçeri davet etmeye niyetin yok galiba!” dedim. Cem’i itip içeri girdim.
Yanılmamıştım. Odanın içi buram buram parfüm kokuyordu. Kadın ise muhtemelen banyoda saklanıyordu. Ya da zaten banyoda beni boynuzluyordu.
Banyo kapısını açınca kılıksız bir italyan fahişesi karşımdaydı.
"Ahh, meglio che vada!" diyerek gideceğini söyledi.
“Siktir git fahişe!” dedim.
Kadın giderken Cem ise “Açıklayabilirim…” dedi.
“Nasıl beni aldattığını mı açıklayacaksın? Sende siktir ya! Aptal kafam! Bir de seninle evlenme, çocuk sahibi olma hayalleri kurdum!”
“Aşkım o tek seferlik bir şeydi… Lütfen büyütme! Her erkeğin hayatında böyle kaçamaklar oluyor,” dedi. “Üstelik sana böyle yaklaşamadığım için, bir şekilde ihtiyaçlarımı gidermem gerekiyordu!”
“Kes sesini Cem! İğrençsin ya! Sakın bir daha beni arama! Ve defile işinden de vazgeçiyorum! Kendine başka ortak modacı bul!” diyerek odadan öfkeyle çıktım.
Cem arkamdan yarı çıplak gelirken ayakkabımın tekini ona fırlattım. “Siktir git Cem!” diye bağırdım.
Tek ayakkabıyla, gözümde yaşlarla sokağa çıktım. Bir günde iki kötü olay… Bu biraz fazla değil mi?
Ve ben bu saatten sonra kime güveneceğim ki? İki yıldır her gün beraber olduğum adamdı Cem… Birkaç aydır sevgiliydik. Güvenli limandı benim için ama bir saniyede alabora olmuş bir gemiydim artık…
***