"İnsanlar dışardan konuştuğumu görse deli olduğumu düşünürlerdi. Deli olmadığıma göre ne düşündükleri umrumda değil. Şimdi yanında olmayanları düşünmenin sırası değil Sina. Elinde olanla ne yapabilirsin onu düşün. Bulutlu gri havanın yerini cılız ay ışığı aldı. Bu da demek oluyor ki akşamın ilk saatleri. Kapıyı açman imkansız, onu anladık. Büyük ihtimalle bu ağır demir kapı dışarıdan sürgülü. Ve senin elinde onu zorlayacak hiçbir alet yok. Yürüyüşe çıkarken aldığın su şişesinde kalan sudan başka enerji kaynağın yok. Bence artık içerden konuşmanın vakti geldi. Nefesini boşa harcayıp dilini damağını kurutma. En iyisi kendine temiz bir köşe bul ve gün ışığına kavuşmak için dua et. Belki güneş kurtuluş için doğar..." Köşkün bahçesinde süren hengameli koşuşturmayı izleyen gözler, çalışma odası

