Ravzan, diliyle yarattığı basıncı tam doruk noktasının eşiğinde kesmişti. Kardelen’in havada asılı kalmış, şoktaki yüzüne eğildi. Kardelen’in dudaklarının üzerine nefesini bırakan Ravzan, "Konuş," diye emretti.
Kardelen, hala yarıda kalmışlığın şoku ile gözlerini kocaman açtı. Vücudu titremeye devam ediyor, alt karnındaki basınç acı verici bir beklentiye dönüşüyordu.
O an Ravzan, kızı tatlı niyetine yemek istedi. Kızarmış yanakları ve nemlenmiş gözleri, kabarmış dudakları ile tapılası bir şaheserdi. Bu kızdan asla kopamayacaktı. Biliyordu.
"Ne konuşayım?" diye sordu Kardelen. Normalde asla karşısında on kez düşünmeden konuşmazdı. Şimdi seks mahmurluğunun ve boşalamamanın etkisi ile konuşabiliyordu. Sözcükleri, filtrelenmiş, korunaksız ve çaresizdi.
Ravzan kızın haline kıkırdayıp, "Bana
