İnanmak istemiyordum. Ravzan’ın beni başka bir adama verebileceğine inanmak istemiyordum. Yıllarca… evet, yıllarca bana beni ne kadar çok sevdiğini anlattı. Beni ne kadar kıskandığını… Beni dünyadan koruduğunu… Kendince bir hikâyesi vardı. Hastalıklı, çarpık bir hikâye. Ve ben, yıllarca o hikâyeye inandırılmaya çalışıldım. Her kapının anahtarını elinde tutan, gökyüzünü bile benden esirgeyen o adam… başkalarına mı verirdi beni? Ama ya bugün farklıysa? Ya öfkesi, ya hırsı… ya da bana duyduğu o boğucu takıntı artık yetmiyorsa? Sonunda cesaretimi topladım. Başımı kaldırdım. Korkudan titremenin, yalvarmanın hiçbir anlamı yoktu artık. Defalarca öğrendim bunu. Ama karşımdakiler… onlar Ravzan değildi. Ben Ravzan’dan başka birini hiç görmemiştim. Yıllarca yüzümü saklamıştım, odamın kap

