Jay Redmond yalvarır gibi bakıyordu. Sanki dünkü adam gitmiş yerine dünyanın en ılıman ve anlayışlı adamı gelmişti. Alesia’nın avuçlarından parmaklarının arasına girdi parmakları. Bu adamın bilmediği bir şey vardı ki bunların hepsi Alesia için fazlasıyla ileri hareketlerdi. Karşısındaki adamında hiç dur noktası maalesef yoktu.
‘’Dede, senin bugünkü sürprizini bilmiyorduk bizde Alesia ile plan yapmıştık. Asıl büyük sürprizi sen bize yaptın.’’ Dedi Jay. Şaşırdığı belliydi.
‘’Gelinimi televizyonlardan mı görecektim. Neyse ki kalbim temizmiş de karşıma bir melek gibi çıktı. Senin hem böyle güzel, hem bu kadar nazik bir kadın bulabileceğini düşünmezdim.’’ Dedi yaşlı adam. Alesia’yı defalarca incelemesinin sebebini anlamıştı. Torunun biricik gelinine baktığını sanıyordu. Alesia kandırılmış Jake dedeye karşı yüreği buruklandı. Ama asıl sorun kendi ailesine ne diyeceğindeydi.
‘’Burada sohbet etmektense içeri girelim ve rahat rahat bir şeyler içerken konuşalım.’’ Dedi Jay. Gergindi. Stresliydi. Teklifine ikisi de hayır diyemezdi çünkü Jake dedenin de, kendisinin de soruları ve alınacak cevapları vardı.
Alesia kapıdan girdiğinde hiç de hayal etmediği bir stüdyo ile karşılaştı. Her yerinde sütunlar ve sütunların üzerinde ise camlarla korunan küpler, heykeller vardı. Fotoğraf stüdyosundan daha çok bir sergi alanına benziyordu. Tarihi bir binanın giriş katında olması yüksek ve güçlü ışıklandırılmasıyla çok ferah bir alandı. Jake hemen açık arar gibi Alesia Mina’ya baktı.
‘’İlk kez gelmiş gibi niye öyle dikkatle bakıyorsunuz güzel bayan.’’ dedi Jake dede. Jay ve Alesia aynı anda birbirlerine baktılar. Alesia pek de başarılı bir yalancı sayılmazdı. Jake tek ayak üstünde herkesi kandırabilirdi. Cevabı bu yüzden ona bıraktı.
‘’Dede, Alesia’dan bir kaç fikir almak istedim. Oda bugün o yüzden geldi. Stüdyo için farklı tavsiye alacaktım. ‘’ dedi Jay. Alesia cevap karşısında kanı dondu. Gerçekten bu adam profesyonel bir yalancıydı. Asla aklına gelmeyecek bir yalandı. Bu adam inanılmaz tehlikeliydi Alesia için. Alesia kendisine gösterilen yere oturdu. Jake dede ile sohbet etmeye başladı. Belki saatler geçmeye başlamıştı gerçekten çok keyifli sohbetti ancak Alesia için zaman daralıyor şuan Türkiye’de ailesi hastanelik bile olmuş olabilirdi. Oldukça küçük bir aile ve dedikodu konusunda çok hassas bir yapıda büyümüştü Alesia. Erkek arkadaş ve sevgili kavramlarını öğrenmesi çok geç olmuştu. Zaten öğrendiğinde onlarsız yaşamanın daha az gözyaşı getirdiğini fark etmişti. Tüm arkadaşları bir ilişkiye başlarken mutlu başlayıp sonrasında depresyonlara girip sonra yeniden aşık oluyorladı. Bu böyle hayatlarının neredeyse büyük bir kısmını alıyordu. Alesia bu yüzden filmlerde ki gibi gerçek aşkın onu bulmasını beklemişti. Jake Redmound o gerçek aşk değildi buna emindi.
‘’Eee…Şimdi düğün ne zaman?’’ dedi Jake Redmound. Alesia neredeyse içtiği kahveyi püskürtecekti. Jay hemen peçete verip sırtına nazikçe vurdu. Alesia’nın iyi olduğunu görünce bıraktı. Kısa öksürükler arasında daha fazla Jay’e ve yalanlarına bırakmamak için ipleri Alesia eline almak için konuşmaya girdi.
‘’Efendim. Aslında evlilik planımız yoktu. Törende Jay Redmound kavgamızın üzerine evlenme teklifi yaptı diyelim. Ailem şuan Türkiye’de maalesef yansıtılan haberlerden fazlasıyla rahatsız olmuş durumda. Ben küçük ve mütevazi bir ailede büyüdüm. Jay, gibi magazinlerde ya da dışarda kimse yanımda bir erkek görmedi. Bu yüzden şuan gerçekten zor durumda kaldım. ‘’ dedi ve derin bir nefes verdi. Öyle hızlı konuşmuştu ki karşısında ki iki erkek taş olmuş gibi dinliyorlardı.
‘’Alesia benimle biraz gelebilir misin?’’ dedi Jay bir anda. Dedesi o sırada karşısında böyle hızlı ve gergin hale gelen az önceki kadının şaşkınlığını unutmaya çalışıyordu. Alesia önden ilerleyen Jay’i takip etti. Alesia , Jay’in girdiği odaya girer girmez güçlü eller kollarını kavradı. Alesia sadece kısa bir ‘’Ah!’’ diyebildi.
‘’Sen naptığını sanıyorsun. Sanki evlenecekmişiz gibi aileni katıyorsun. Dedemi tanımıyorsun. Ben bu işten kurtulmak için bugün bir yol bulacaktım ancak bu kadar gündem olacağımızı hiç düşünmedim’’ dedi Jay. Gerginliği öfkesiyle birleşmişti.
‘’Merak etme Jay Redmound seninle evlenmek için bende can atmıyordum. Ama yaptığın hata Türkiye’de ki aileme kadar yansıdı. Onlara bunu açıklamam imkansız. O üstün yalan yeteneğinle bunu çözeceksin. Kameralara karşı kendi istediğin oyunu oynadın işte şimdi sıra bende dedene istediğimi söyledim. ‘’ dedi Alesia sanki istediği güce kavuşmuş gibiydi. Artık dünkü güçsüz kadını silmek ister gibi kolunu tutan güçlü ele karşı daha dik durup bir nevi kafa kafaya gelmiş iki boğa gibiydiler.
‘’Bir yol bulana kadar o güzel çeneni açma anlaştık mı?’’ dedi Jay. Alesia kolunu bırakan adama baktı. Gülümsedi ve ‘’Anlaştık.’’ diye karşılık verdi. İçeri yeniden girerlerken az önceki konuşma hiç gerçekleşmemiş gibi birbirlerine gülümsüyorlardı.
‘’Benim güzel gelinim, gel otur yanıma kalan konuşmamıza devam edelim.’’ dedi yaşlı adam. Alesia kibarca ona uzatılan eli tuttu ve adamın yanındaki yere oturdu. ‘’Söylediğin her sözde haklısın. Biz kendi kültürümüze öyle alışmışız ki seni düşünemedik. Zorlanman ve zorda kalmaman için elimden ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. Hatta aileni şimdi ararsan kendilerine onları yarın akşam ziyarete geleceğimizi söylemek isterim.’’ dedi yaşlı adam. Jake ve Alesia ilk kez belki de aynı şeyden etkilenip aynı tepkiyi vermişlerdi. ‘’Ne!’’ dediler aynı anda adamın sözü biter bitmez.
‘’Bunda bu kadar şaşıracağınız ne var çocuklar. Siz milyonlar önünde evleneceğinizi duyurmadınız mı? Çapkınlığı ile nam salmış Jay Redmound’un aklını alan evleneceği güzel Alesia Mina Doğan’ı kaçıramayız öyle değil mi? Hadi kızım ne duruyorsun ?’’ dedi adam ısrarla. Alesia gözlerini Jay’den alamıyordu. Jay sadece telefonu ver der gibi başını çaresizce eğdi. Alesia çantasından telefonunu çıkarıp ailesini aradı.
‘’Alo anne’’ dedi Alesia ama öfke yağmuru devam ediyor beklemekten bir açıklama duymak için iyice sabırsızlanmışlardı. Alesia annesinden fırsat buldukça konuşmaya girmek istese de maalesef başarılı olamıyordu. Jake Redmound sessiz bir fısıltıyla ‘’Haklılar, bırakalım içlerini döksünler.’’ diye Alesia’yı sakinleştirdi. Annesi artık birkaç dakika sonra konuşmaktan yorulunca ‘’Artık bir şey söylersiniz her halde küçük hanım?’’ dedi sitemkar bir şekilde.
‘’Anne, sizinle konuşmak için Jake Redmound yani Jay Redmound’un dedesi bekliyor. Müsaitseniz babamda duyabilirse hoparlöre alırsan beraber konuşun istersen.’’ dedi Alesia. Ailesini tanıyorsa şuan heyecandan elleri ayakları birbirine dolanmıştı. Kısa bir süre sonra Alesia babasının ‘’dinliyoruz ‘’dedi öyle kızmıştı ki Alesia’ya her halinden anlaşılıyordu. Alesia babasına çok düşkündü. Onun kırılıp incinmesi bile yeterince Alesia’yı bitirmeye yetiyordu.
‘’Merhabalar efendim, Ben Jake Redmound. Jay Redmound’un dedesiyim. Türkçe torunumda bende biliyoruz. Benim eşimde bir Türk’tü. Bu yüzden rahatlıkla konuşabiliriz.’’ dedi yaşlı adam gerçekten inanılmaz kibardı. Sesi sanki şiir okuyormuş gibi insanı büyülüyordu.
‘’Türkleri bu kadar iyi bilirken kızlarının sevgilisi olduğunu ve evleneceğini televizyondan öğrenmenin pek doğru gelmediğini bildiğinizi düşünüyorum.’’ dedi Alesia’nın babası. Alesia eliyle başını tutup yüzünü avuçlarının içine aldı. Jay yine karşısında kendisinin sebep olduğu sorun yüzünden ağlayan kadını görünce avuçlarını sıktı. Bu his artık kalbini gittikçe ağrıtıyordu.
‘’Haklısınız. Ancak sanırım güzel kızınızın büyüsüne kapılmış benim torunum ve düşüncesizce davranmış. İnanın girdiği her ortamda ışığıyla insanların dikkatini çekecek bir pırlanta yetiştirmişsiniz. Biz sizlere yaşattığımız bu durumun hem özrünü dilemek hem de sizlerin dediği gibi hayırlı bir iş için gelmek istiyoruz.’’ dedi Jake Redmound. Akıllarda aynı soruydu. Eğer ikisinden biri bu duruma dur demezse evleneceklerdi ve buna dur diyecek cesaret ikisinde de yoktu.
‘’Bekleriz buyurun.’’ dedi Alesia’nın babası. Gergin başlayan konuşma iki tarafın gülümseyen sesleri ile kapandı. Alesia hala avuçlarının arasından yüzünü çekmiyordu. Yaşlı adam Alesia’nın omzuna dokundu. ‘’Duyduğunuz gibi yarın bu güzel kızımızı isteyeceğiz. Şimdi bana müsaade. Siz yarın için gerekenleri konuşun. ‘’ dedi şen kahkahalarla Jake Redmound. Ne kadar mutlu olduğu her halinden görünüyordu.
Alesia adamın yüzüne bile bakınca yüreğinin merhametle dolmasına engel olamıyordu. Ayağa kalkıp yaşadığı duygu karmaşasını belli etmemeye çalışarak gülümsedi. Jay Redmound kapıya doğru dedesine eşlik ederken Alesia’nın elini tutup onunla mutlu pozu vermeye devam ediyordu. Stüdyonun kapısından dedesine baktılar. Yaşlı adam arabasına binip yola koyuldu. Araba gözden uzağa gittiği anda Jay ‘in sıcak elleri bir anda kadının elini bıraktı. Adam hızla içeri gitti. Oturdukları yere doğru ilerledi. Alesia gitse mi kalsa mı bilemeden öylece kaldı. Kendini bir kukla gibi hissediyordu. Jay’in yanına gitmeye karar verdi.
Adam stüdyoda bir cam tarafına bir duvar tarafına volta atıyordu. Kendi kendine söylenmeye başlamıştı. Alesia tam ağzını açıp bir şey söylemek istediğinde eliyle sus dercesine işaret yaptı. Yine az önceki volta atışına devam etti.
‘’Bu iş hiç tahmin ettiğim gibi ilerlemiyor. Özellikle sen dedemle asla karşılaşmamalıydın. Şimdi yarın Türkiye’ye geliyoruz ve seni evlenmemiz için ailenden isteyeceğiz. Bu nasıl bir hal aldı anlamıyorum. İnsanlar benimle magazine bir kere resimleri çıksın diye çıldırırken sana dünyanın en büyük reklamını yaptım ve şimdi karşılığında ben evlenmek üzereyim. Akıl alır gibi değil.’’ dedi Jay Redmound. Kadın duyduğu sözler karşısında delirmek üzereydi. Resmen adam kadınları ucuz gören bir yapıdaydı. Alesia bu hakaretleri asla kaldıramazdı.
‘’Bana bak Jay Redmound ‘’ dedi adamın bir anda önünde dururken. Elini yumruk yapıp her bir kelimede bam bam diye adamın göğsüne vuruyordu. ‘’Ben ün istemeyen kendi halinde biriydim. Başarım zaten konuşuluyordu. Sen ve senin gibilerin yanında kalıp ün gelecekse gelmez olsun. Ayrıca senden önce harika bir hayatım vardı şimdi senin yüzünden ben evlenmek üzereyim asıl.’’ dedi. Jay göğsüne değen minik yumruklar her indiğinde kımıldayan kadının dudaklarına daha dikkatli baktı. Her kadın onun arzulaması için giyinir süslenirdi. O kadar doğal o kadar sadeydi ki. Konuşurken kımıldayan dudaklarına ne kadar bakmak istemese de dudaklarının dolgunluğu sözlerini dinlemesine engelliyordu. Parfüm sıkmamıştı ama kendi kokusu bu kadar yakından bile alabiliyordu. Jay bedeninde ki hareketlenmeyi durdurup kadının sözlerini dinlemeye odaklanmaya çalıştı. Sonra yeniden gözlerinin dolduğunu gördüğü kadının son yumruğunu havada yakaladı ve hızla duvara yasladı. Sırtı sertçe duvara çarpan Alesia başının hemen yanında duran sıkıca tutulmuş bileğine ve dudaklarına oldukça yakın Jay’in dudaklarını görmemek için başını çevirmiyor ona bakmıyordu.
‘’Bana bak!’’ dedi Jay. Ancak Alesia onu dinlemedi. Yeniden Jay tekrarladı. Alesia dönmeyince sol eliyle kadının çenesinden tutup kendisine baktırdı.
‘’Amacım seni ağlatmak , senin canını acıtmak değil. Sadece durmadan kaçıyor yada durmadan sorunları büyütüyorsun. Biraz konuşmamıza ve plan yapmamıza izin vermiyorsun. Artık ikimizde istemediğimiz bir evliliğe sürükleniyoruz. Bu yüzden beraber plan yapmak zorundayız. ‘’ dedi konuşurken dudaklarına değmesi için hafif uzatsa sanki öpebilecek gibiydi. Gözleri iyice dolmuştu kadının. Gözünü kırpsa sanki yaşlar ardı ardına akacaktı.
‘’Karşımda ağlama!’’ dedi Jay. Bu kadının böyle karşısında ağlamasına gerçekten dayanamıyordu. ‘’Şimdi akşama seni Türkiye’ye göndereceğim. Önden gitmen ve ailenle hazırlanman daha doğru olur. Şu isteme dedikleri töreni yapalım. Bir süre dedikodular bitince de anlaşamadık ayrıldık deriz. Böylelikle iki aile de sorun çıkarmaz. Ne dersin ? ‘’ dedi. Alesia gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle silip başıyla onayladı. İyi bir fikir gibi görünüyordu. Alesia ayağa kalktı. Gitmek için Jay’in yanından geçti.
‘’Nereye?’’ dedi Jay. Kafası karışmıştı. ‘’Eve gideyim. Daha fazla burada durmak için bir sebep yok.’’ Diye yanıtladı. ‘’Beraber yemek yiyelim muhtemelen sende yemedin. ‘’dedi ancak Alesia daha fazla durma taraftarı değildi. Kibarca red etti. Jay için bu hareketler hiç tanımadığı hareketlerdi. Bu yüzden nasıl yaklaşacağını ve ne yapacağını bu kadına karşı önceden kestiremiyordu. Kadın her seferinde Jay’in yanında kalmamak için adeta kaçıyordu. Jay Redmound kadının telefonunu istedi. Alesia bunu da red edecek gibi olsa da şuan iletişim kurmak zorundalardı. Jay’in uzattığı telefona telefon numarasını yazdı ve geri adama verdi. Kibarca vedalaşıp oradan uzaklaştı. Arabaya kadar yürürken yaşadığı süreç filmlerden fırlamış bir sahne hissi yaratıyordu içinde. Yarın Jay Redmound ile sözlenecekti. Layla duyunca olanları aklını kaybedecekti kesin. Arabayı park ettiği yerden alıp yola koyuldu. Evde Layla’yı görmeyeceğini düşünerek kapıyı açsa da koşarak kapının önünde Layla göründü.
‘’Alesi, geldin demek. ‘’ dedi sitemkar ve tripli hali her halinden belliydi. ‘’Geldim ‘’dedi Alesia. Arkadaşını iyi tanıyordu. Meraklı, ilgili ve her şeyden önemlisi dünyanın en iyi dostuydu.
‘’Seni bir ödül törenine yolladım ve sen Jay Redmound ile öpüştün. Hadi hepsi normal diyelim evleneceğinizi ilan ettin. Ben Jay Redmound ile ne zamandır birliktesin ne zaman öğrenecektim acaba? Çocuklarınız olduğunda mı?’’ dedi. Onun açısından oldukça haklıydı ancak görünenlerin tamamı yalandı.
‘’Layla sıkı dur yarın sözleniyorum. Bu detayı unuttun.’’ dedi Alesia arkadaşını iyice delirtmek istercesine. ‘’Ne!’’ diye öyle bir çığlık atarak ayağa kalktı ki bulundukları apartmandaki herkesin duyduğuna Alesia yemin edebilirdi. ‘’Dur! Dur! Lütfen Layla öfkeden boğa gibi burnundan solumayı bırak da sana herşeyi baştan anlatmama izin ver.’’ dedi Alesia ve herşeyi baştan anlattı. İlk törene gittiği andan itibaren bugüne gelen o yorucu iki gün hiçbir detay atlanmadan konuşuldu. Layla şaşkınlıktan neredeyse küçük dilini yutacaktı. Alesia konuşma ile geçen sürenin farkında bile varmadı. Telefonuna gelen mesajla sohbet bir anda kesildi. Telefonuna baktığında mesaj atanın Jay olduğunu görünce ikisi pür dikkat mesaja baktılar. Akşam ilk uçuşla Türkiye biletini almıştı. Sadece bileti göndermiş başka bir şey yazmamıştı. Alesia ve Layla birbirlerine baktılar. Jay Redmound , Türkiye’ye kız istemeye gidiyordu.