23-Süpriz

944 Kelimeler
Naz Poyraz’la o gece konuşmam gereken her şeyi konuşmuştum. En azından kendi açımdan durumun artık daha net olduğunu sanıyordum. Yarın sabah Tunç ve okuldan Kafiye’yle Paris’e gidecektik. Konferans iki gün sürecekti; sonrasındaki iki günü ise tamamen kendimize ayırmıştık. Doya doya gezecek, buranın kasvetinden uzaklaşacaktım. Sabah erkenden uyandım. Valizim geceden hazırdı, her şeyim tamamdı. Annem ve babamla vedalaşıp Tunç’un arabasına bindim. Onun yüzü asıktı, öyle ki yüzünden düşen bin parça vardı. “Bir sorun mu var?” dedim. Bana ters ters baktı. “Sence yok mu?” Sitemle “Bilmiyorum Tunç. Sürekli bir şeyler üretiyorsun, aklından geçenleri nasıl bilebilirim Allah aşkına?” dedim. “Naz, Paris’te kaç gün kalacağız?” “Dört gün… eee ne olmuş?” “Naz… ben bu dört gün boyunca Elif’imi göremeyeceğim. Bu benim için ne kadar zor biliyor musun?” “Offf Tunç, ben de ciddi bir şey oldu sandım.” “Bundan daha önemli ne olabilir Naz?” dedi, dudağını çocuk gibi sarkıtıp. “Telefon diye bir şey var, özleyince ara…” dedim gülerek. “Yetmiyor! Çok özlüyorum güzelimi…” Gözlerim doldu, yanağını sıktım. “Tunç, çok tatlısın. Elif çok şanslı. Böyle sevilmek herkese nasip olmaz.” “Bir Tunç Yaman kolay yetişmiyor kızım,” dedi işi espriye vurarak. Uçak yolculuğumuz ve otele yerleşme sürecimiz keyifli geçti. Bütün dokümanlarımız hazırdı, hocalarımızın asistanlığını yapıp onlardan öğreneceğimiz her şeyi öğrenmeye kararlıydık. Hep birlikte yemeğe gittik, ardından akşamki konferans için yola çıktık. Tunç’la çok konuşamamıştım çünkü hocalarımızın hepsi alanlarında çok iyi doktorlardı. İki gün boyunca tek odağımız konferanstı. Salonun içine girdiğimizde herkes yerini aldı. Bugün hocamın sunumu vardı, bu yüzden ekstra heyecanlıydım. Yoğunluk, koşturmaca bana iyi gelmişti. Sadece mesleğime odaklanmış, kimseyi düşünmemiştim. Hocam mükemmel bir sunum yaptı; ben de asistanı olarak onun yanında yerimi aldım. Uzun zamandır kendimi bu kadar iyi hissetmemiştim. Tam o sırada uzaktan bana doğru gülümseyerek gelen bir yüz gördüm. Şaşkınlıktan nefesim kesildi. “Emre… sen…” dedim. Gülerek yanıma geldi, bana sıkıca sarıldı. “Evet, bende buradayım. Bu konferansı kaçıramazdım güzelim. Tıp dünyası için çok önemli… ama işin bir bonusu da seni burada görmek Naz,” dedi sevinçle. Bende şaşkınlıkla gülümsedim. “Seni gördüğüme sevindim. Ama konferans başlamak üzere, sonra konuşuruz olur mu?” deyip yerime döndüm. O gün seminer, yolculuk ve yorgunluk birleşince yemekten sonra hemen odama geçtim. Güzel bir duş aldım. Yatağa uzanır uzanmaz telefonum çaldı. “Efendim Emre…” “Naz nasılsın?” “Çok yorgunum…” “Görüşelim diyecektim ama…” “Emre, bu iki gün çok yoğun olacak. Ben de isterdim ama durumlar malum. Ama istersen konferanstan sonra Tunç’la iki gün daha buradayız, o zaman görüşebiliriz.” Emre derin bir iç çekti. “Güzelim, konferanstan sonra hemen döneceğim. Çok önemli bir ameliyatım var. Bu defa olmadı. Ama seninle Paris’e bir dahaki sefere birlikte geliriz, istersen…” dedi imalı bir sesle. “Bilemiyorum Emre. Umarım… bakalım zaman bize neler gösterecek,” deyip telefonu kapattım ve direkt uyudum. Poyraz Günlerdir Naz’ın bana “abi” demesi aklımdan çıkmıyordu. O kelime… bir tokat gibi çarpmıştı. Onun dilinde bu kelimenin anlamı “senden vazgeçtim” demekti. İçimi yiyip bitiriyordu. Asla… asla senden vazgeçmeyeceğim Naz. O aptallığı bir kere yaptım, tekrarı yok! Selin’den Nazların gittiğini seminere emre nın de gittiğini öğrenmiştim. Emre’nin de orada olduğunu duyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Paris’te, Naz’la zaman geçirecek olması fikri beni çığırından çıkarmıştı. Askeriyeden izin alır almaz Paris’e en erken uçağa bilet aldım. Naz’a kavuşmalıydım. Tunç’tan kaldıkları otelin bilgilerini aldım. Önce neden istediğimi anlamadı ama itiraz etmedi. Uçaktan iner inmez Nazların kaldığı otele gittim, hatta onların bulunduğu katta bir oda tuttum. Sonra Tunç’u aradım.oda numarasını sordum. Uyku mahmuru kapıyı açtı. “Siktir… artık abimi her yerde görüyorum…” deyip kapıyı yüzüme kapatırken, kolunu tuttum. “Dur oğlum, ne yapıyorsun?” Şaşkın şaşkın bana baktı. “Abi… sen misin gerçekten?” “Evet benim. Neden bu kadar şaşırıyorsun?” “Abi… bizim evin kapısını çalmadın, şu an Paris’teyiz farkındaysan!” Ensesine bir tane geçirip içeri girdim. “Bitti mi konferans?” “Evet bitti… ama biz de bittik. Beynim bilgiye doymuş durumda,” dedi esneyerek. “Naz’ın oda numarası kaç?” dedim. “Tabi buraya onun için geldin değil mi?” “Evet, onun için geldim. Buna neden şaşırıyorsun?” “Hayır abi… onu tekrar üzmene izin vermeyeceğim. Naz çok hassas bir kız…” “Tunç… bunu bilmediğimi mi sanıyorsun? Onu üzmek için değil, kalbini tekrar kazanmak için buradayım. Ve sen de bana yardım edeceksin.” Gözlerime baktı. “Sana güvenebilir miyim abi?” “Tunç, benden dayak yemeyeli çok oldu galiba koçum, özledin mi?” dedim gülerek. “Yok abi, aman ben ikna oldum… planımız ne?” “Sen bana Naz’ın oda numarasını söyleyip ortalıktan kaybolacaksın.” “Abi ben iki gündür burada tek başıma… bari sizinle takılayım.” Ona ters ters bakınca mesajı aldı. “Tamam… hiç var olmamışım gibi davranacağım bu iki gün…” dedi. “Numarayı ver.” “Abi… kız çok yorgun. Bu saatte karşısına çıkma…” “Koçum biliyorum. Sabah karşısına çıkacağım. Hadi…” dedim sabırsızlıkla. Numarayı aldıktan sonra Tunç’a sarıldım. “Hayırdır abi…” “Sen harika bir kardeşsin. Belki bunu çok söyleyemiyorum ama ben bu konuda çok şanslıyım,” dedim. Tunç da bana sarıldı. “Ben de abi…” Onu odasında bırakıp kendi odama geçtim. Yarın sabah… gözünü benle açacaksın Yeşilim. Sana açtığım tüm yaraları tek tek kapatıp, seninle yeniden başlayacağım. Yaşadığımız hiçbir olumsuzluğu yaşamamış gibi… Sabah erkenden uyandım, hazırlandım. Yeşilim’in karşısına çıkmaya hazırdım. Kapısını büyük bir heyecanla çaldım. İçeriden sesi geliyordu: “Geliyorum Tunç, bir dakika…” Kapı birden açıldı. Yüzüme çarpan ilk şey onun şaşkınlığıydı… gözlerindeki donakalmış ifade, nefesinin yarıda kesilişi… kalbimin ritmi göğsümden taşarken ben de onu bu kadar kısa zamanda ne kadar özlediğimi fark ettim.nefes almadan yüzüme bakmaya devam ediyordu benim güzelim…
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE