Gökten üç elma düştü. Biri benim başıma biri babamın başına biri de Bora’nın başına.. Benim elmam cadının Pamuk Prenses’e verdiği kırmızı elma kadar güzeldi ama tabii ki de zehirliydi. Yıllar sonra ağrılarım başladığında zehirlendiğimi anlayamamıştım. Bir ağacın gölgesinde dinlenmek isteyip başımı yukarı kaldırdığımda yerdiğim elmalardan görmüş ve işte o zaman anlamıştım. Fakat çok geç kalmıştım. Ne ölüyor ne de zehri vücudumdan atabiliyordum. Kalbim bile zehrinden nasiplenmişti. Babamın başına düşen elma altındandı. Başını döndürmüş kendini elmanın parıltısına kaptırıp kaybetmişti. Yıllar sonra elinden alındığında ise onsuz bir hiç olduğunu görmüştü. O ve günahları baş başa yaşamaya başlamışlardı. Bora’nın başına düşen elma ise günahkardı. Her bir ısırığında günahın karanlık tadını al

