Baran hızlı bir şekilde arabayı kullanıyordu. Ayağını gazdan bir an olsun çekmeden, sonuna kadar basıyordu pedala. Arada dönüp Meryemce’ye bakıyor ona sesleniyordu. “Meryemce lütfen, lütfen aç gözlerini. Ölme yalvarırım ölme. Allah beni kahretsin. Be öyleyim sen ölme.” Ara ara da göz yaşları süzülüyordu yanaklarından. Meryemce’nin de yüzü bir hayli beyazlaşmıştı. Şehir merkezine vardığında olabilecekmiş daha da hızlandı. Önüne araba çıkmasın diye, kornaya da basıyordu durmadan. Nihayet hastanenin önüne geldiğinde arabayı durdurup hemen indi ve yolcu kapısına koştu. “Sedye getirin, çabuk olun sedye getirin.” Meryemce’nin emniyet kemerini çözerken bir yandan da bağırıyordu. Az sonra bir sedye getirildi. Baran kollarına aldığı güzel karısını, dikkatlice yerleştirdi, sedyeye. Bir hemşire ve

