Sexy Hırsız

~Işıl~ Yine haftanın başı yani boktan bir gün. Anderson güvenlik firmasının önünde , iş yerimdeyim ve odama girip o kağıt yığınını nasıl bittireceğimi düşünüyordum. Off kim uğraşacak şimdi onlarla! Odamın önüne geldiğimde herzaman ki gibi parmak izi tarayıcına parmağımı koyup açılmasını bekledim ama hiç beklemediğim bişey oldu. Cihaz parmak izimin tanılmadığını söyledi , ama nasıl? Tam o anda patronun asistanı geldi, Beyza. Birbirimizi pek sevmeğiz ondan daha üst bir pozisyonda olduğum için. Geldiğimden beri bakışlarıyla beni istemediğini belli eder. Birden önüme geçip elini kapının üstüne koydu ve yapmaçık gülümsemeyle bana bakıp konuşmaya başladı. "Işılcım, senin kapın açılmıyor çünkü senin parmak izini kaldırdık üzgünüm." salakmış gibi ona baktım. "Ee yenisi nezaman yapılacak? Böyle şeylere vaktim yok benim." dedim sitem ederek. "5 dakikadır şu lanet kapıyı açmaya çalışıyorum ve içerde onca işim var." dedim sesimi yükselterek gerçekten yavaş yavaş sinirleniyordum. "Bu nasıl söylenir bilmiyorum ama Işılcım patron bana işten atıldığını söylememi istedi." 10 saniye durup sadece gözlerine baktım ardından gülmeye başladım. O ise bana mal gibi bakıyordu. Gülmeyi kesip dalga geçer gibi ona baktım. "Bu gerçekten komikti Beyza ama patron beni işten kovamaz, daha yeni milyonluk sözleşmeyi imzaladık biz." belline kadar gelen yanmış sarı saçlarını arkaya atıp kahverengi gözleriyle bana bıkkınca baktı "Bu gülünecek bişey değil , kovuldun." gözlerimi devirdim. "Patron beni kovmakla ilgili çoğu zaman şaka yapar ama-" diyemeden lafımı kesti. "Her seni kovmak istediğinde bişekilde bunu halledip maaşını bile yükseltiyordun! Özel yeteneklerini biliyoruz." diyip bana ters bir bakış attı. Birdakika bu gerisekahlı benim patronla seviştiğimi mi sanıyordu? "Ne demek istiyorsun bi açık konuşsana." diyip kaşlarımı çattım. Bir adım yaklaşıp kulağıma fısıldadı. "Hadi ama toplantı esnalarında patronu yeterince memnun etmedin mi? En son bunu dün yaptın hatta." diyip çekilerek göz kırptı. "Maalesef ki benim götüm kimseye satılık değil, senin aksine. Dün akşamda benden uygun olmayan şeyler istediği içinde götüne güzel bir tekme yedi o yaşlı bunak." Sinirlendi ama beni duymamış gibi yapıp devam konuştu. "Birde daha yeni aylığı 8 bin olan bir ev satın almıştın değil mi? Yazık..." bunu nerden biliyordu bu salak? Evet daha geçen ay kirası 8 bin olan bir ev satın almıştım , o da sözleşmeye güvenerek. "Görünüşe göre başka bir şansın yok. Patronla görüşmen ve onun gönlünü alman gerekicek. Belki üstünede kısa dar bir etek giyebilirsin , istersen onu ben ayarlarım." diyip dalga geçer gibi göz kırptı. Evet o yaşlı bunakla görüşmem gerekicek bu firmada 3 yıldan beri çalışıyordum beni öylece atamazdı. Pozisyonumu öylece kaybedemezdim , helleki aldığım evimden sonra. "Ne demek istediğimi anladığını varsayıyorum." yine kendisini belli etti ucuz şey. "Teklifin için sağol ama dediğim gibi benim götüm bazıların ki kadar ucuz değil. Bu arada sende patrona yaranmak için az dizinin üstüne otur , çünkü nekadar kapatıcı sürersen sür o kırmızılığı kapatamazsın Beyzacım. Hadi canım gülegüle." diyip omuzuna çarpıp çıkışa gittim ve arabama binip eve doğru sürmeye başladım. Eve geleli 5 dakika olmuştu ve ben hâlâ sakinleşmeye çalışıyordum. O beni nasıl kovardı! Daha bir hafta önce pozisyonum yükselmişti ve şimdi işsizim. Hepsi o yaşlı bunağın yüzünden! Dün gece götüne tekme yediği için yapıyor bunları. Gururuna yediremedi tabi. Ben sövmeye devam ederken telefonum çalmaya başladı hemen çantamdan telefonumu çıkarıp kimin aradığına baktım. Mustafa. "Mustafa şuan biraz meşgulum , aylık harcamaları yarın konuşsak?" "Sanırım bu bekleyemez." dedi sıkkın birşekilde Mustafa. "Noldu?" diye sordum başıma masaj yaparak. "Biliyorsun ki son durumun 251.000 bindeydi." iç çektim. "Ee bu para iki katına çıktığı için aramadın ya." "Bu sabah banka çöktü , hatta o bankanın patronu sahtekarlıktan soruşturmada." gözlerim yerinden çıkacakmış gibi açıldı. "Nasıl? Kaç para kaybetmişim ?" dedim aceleyle. Mustafanın iç çektiğini işittim. "İç çekmeleri kes ve bana cevap ver Mustafa." Birden konuşmaya başladı. "Bütün para gitti."' "Kahretsin! Kahretsin!" "Üzgünüm Işıl ozamanlar güvenli bir yer gibi görünüyordu hiçkimse bunun böyle olucağını bilemezdi." diyip beni teselli etmeye çalıştı. "Daha yeni bir ev satın aldım Mustafa ve aylığıda 8 bin bunu biliyorsun! Ne yapmamı bekliyorsun şimdi?" diyip sinirle sağ sola dönmeye başladım. "Sözleşmeden bir kaç bin almak çok zor olmayacaktır." dedi Mustafa hiç düşünmeden. Cevap vermeyince Mustafa devam konuştu. "Firmada herşey yolunda mı?" daha fazla konuşamayacağımı anlayıp son konuşmamı yapıp kapattım. "Kapatmam gerek Mustafa aradığın için sağol." telefonu koltuğa atıp sankinleşmeye çalıştım. Bu nasıl boktan bir gün bugün! Herşey üst üste. İşimi kaybedemezdim paraya ihtiyaçım vardı! Bankadaki para da gitti ne bok yiyecektim ben şimdi? Gururumu bir kenara atıp şu moruğu aramam gerekiyordu. Hiç düşünmeden koltuktaki telefonumu alıp o numarayı aradım. Umarım bunu yaptığıma pişman olmazdım! İkinci çalışta çıktı telefona. "Sinan konuşuyor. Ne diyecekseniz acele edin pek vaktim yok." samimiyetsiz şey. "İşimi geri istiyorum lanet herif!" diye bağırdım telefona. "İşimi titizlikle yapıyorum kovulmayı hak ettmedim!" "Işıl... bu sexy sesi heryerde tanırdım. Keşke kovulduğunu öğrendiğindeki surat ifadeni görebilseydim." diyip gülmeye başladı. "Bu senin için bir oyun mu?! Kimse benim gibi bu işi yapamaz ve bunu sende çok iyi biliyorsun! Bana ihtiyaçın var lanet olası!" diyip saçımı arkaya attım. "Ben Sinan Sarsılmaz'ım benim kimseye ihtiyaçım olmaz , ama seni istiyorum. Dün yaramaz bir kız olduğunu kabul edersen eğer şimdi özel jettimi yollayıp seni aldırırım ama kısa bir etek giymeyi unutma." diyip iğrenç bir şekilde iç çekti. "O kalçanı elimin izini bırakana kadar bırakmayacağım-" devam edemeden lafını kestim. "Bunları düşüneceğine ölmeye git yaşlı bunak! Şimdi siktir git o sesini duyacak tahammülüm bile yok iğrenç şey." diyip kusma isteğini bastırdım. "Benimle böyle konuşma cesaretini nerden buluyorsun!" diye bağırmaya başladı hemen telefona kulağımdan uzaklaştırdım. "Bensiz sokakta sürtüyor olurdun orospu! O zaman gerçekten nekadar uçuz olduğunu anlardın." "O zaman bile beni satın alamazdın orospu çocuğu!" birdenbire kırılma sesleri ve onun bağrışını duydum. Kendine hakim olamıyordu yine. "Bensiz bir işin bile olmazdı! Hiçbir güvenlik firması seni bukadar hızlı işe almazdı." sakin kalmaya çalışıyordu ama sinirli olduğu her halinden belliydi. "Saçmalamayı kes. Okulun en iyi öğrencisi bendim ve bunu en iyi şekilde de bittirdim." dedim. "Ee nolmuş? Senin kadar iyi kaç kişi var biliyor musun? Hemde sadece iş için değil kendilerinide satmaya hazırlar." "Eğer Beyza gibi kızlardan söz ediyorsan evet haklısın. Sadece o gibi kızlar kendilerini sana satarlar o da para için istedikleri için değil ya." "Sakın başka bir yere başvurma zahmetinde bulunma Işıl. Hiçbir yere alınmaman için elimden gelen herşeyi yapacağım." göz devirdim. "Onu göreceğiz pislik herif." diyip telefonu kapattım ve sinirle koltuğa attım. Herife bak! Böyle olucağını tahmin etmeliydim. Birde salak gibi onu aradım. İğrenç pislik. Peki şimdi ne yapacağım? Topuklu ayakkabılarımı ayağımdan çıkarıp bir köşeye attım ve sağ sola doğru yürümeye başladım. Birkaç dakika sonra kapı çaldı hemen oraya gidip kapıyı açtım. Gelen en yakın arkadaşım Gamze ve sevgilisi Ömerdi. "Gamze? Birşey mi oldu neden geldin?" şuan Gamzeyle bile uğraşacak zamanım yoktu. içeri geçmeleri için arkaya geçtim ikiside girdi. "İş yerine gittim ama gittiğini söylediler. İzin aldığını düşünüp buraya geldim herşey yolunda mı Işıl?" diye sordu endişeyle. Oflayıp koltuğa oturdum onlarda karşıma oturdu. "Açık konuşmak gerekirse kovuldum." dedim rahatlıkla. "Ne?! Sakın bana o patronun olucak herifin yüzünden olduğunu söyleme!" dedi sinirlenerek. "Bravo doğru tahmin." "Üzgünüm." dedi ve elimi tuttu. "Desteğin için sağol güzelim ama bu ne yazıkki işe yaramayacak." diyip gülümsedim. Gamze benim ilk okuldan beri arkadaşımdı ve açıkcası tek güvendiğim dostumdu. Onsuz bazı şeylerin üstesinden gelemezdim. Birden Ömer konuşmaya başladı. "Üzülme Işıl , bizim bir planımız var." alayla sırıttım. "eğer uyuşturucu gibi bir mevzuysa ben yokum." Ömer ve Gamze 3 yıldır bir ilişki içerisindelerdi. Birkaç tartışmalarını saymazsak kusursuz bir ilişki sürdürüyorlardı. "Bu ciddi bir teklif Işıl. Bak bazı son derece nadir değerli koleksiyonlar hakkında bilgimiz var ve set aslında benzersiz." göz devirdim. "Mücevher çalmadan bahset tam olsun." dedim. Sırıttı. "Onun gibi birşey , aslında bahsettigim şey küçük birşey yani saklanmazı kolay ama sana planı anlatmadan önce bizimle varmısın yokmusun onu öğrenmem gerekiyor." ciddi mi diye doğrulup yüzüne baktım. "Sen şaka mı yapıyorsun? Hırsızlıktan bahsetiyorsun fakında mısın? Ben bir güvenlik ustasıyım." "Ha işte bu yüzden sana ihtiyaçımız var. Bu gece gideceğimiz yer, güvenlik önlemlerini alması için şirketini tuttu. böylece içeri girmemize yardım edebilirsin." "Birincisi ben kovuldum hatırlatırım, ikinciside sen manyakmısın? Hepimiz hapse girebiliriz." iç çekti. "Eğer sen yanımızdaysan bu olmayacak Gamzenin herzaman söylediği gibi sen alanında uzmansın." bu sefer ben iç çektim. "Bak eğer bu gece bizimle gelirsen eline hemen 10 bini veririm ve eğer devam edersek bunun çok daha fazlasını veririm. Ama eğer bu geceden sonra devam ettmek istemezsen bunuda anlarım ve elindeki 10 binle yine kazanmış olursun. Yani anlayacağın iki yolda da bir karın var." 10 bin gelicek ayımın işini görürdü ve bende o zamana kadar başka bir iş bulmuş olur herşeyi yoluna sokardım. Başka bir çarem yok gibi duruyordu. "Ee ne diyorsun Işıl? Var mısın yok musun?" iyice düşünüp ikisinede dikkatlice baktım. Mecburdum. "Varım."